27 Ocak 2021 23:05

Eşitsizlik herkesi vurur

Fotoğraf: Taha Ayhan/DHA

Paylaş

Hani kulüpler borç batağındaydı? Hani, ayaklarını yorganlarına göre uzatmaları için harcama limitleri belirlenmişti? Transfer hareketliliğine bakılırsa değişen hiçbir şey yok. Geçmiş yıllardaki hovardalık hız kesmeden sürüyor. Öyle ki temmuzda transfer edilen bazı oyuncular, yeni transferlere yer açılsın diye şimdi elden çıkarılmaya çalışılıyor. Kimi kulüpler, doymak bilmez transfer iştahıyla, yabancı oyuncular bir yana, Süper Lig’deki rakiplerinin parlayan oyuncularına da göz dikiyor. Güçleri yetse hepsini alacaklar. O derece yani…

Transfer çalışmaları tam gaz sürerken öte yandan yöneticiler, içinde bulundukları zorlu ekonomik şartların halen varlığını koruduğu yönünde açıklamalarda bulunuyor. Bu tür açıklamalarla taraftarlara, “İstediğiniz oyuncuları alıyoruz ama desteğinize ihtiyacımız var” mesajı veriliyor.

Anlaşılıyor ki, milyonlarca taraftara sahip olmalarına güvenen kulüpler, forma satışlarından ve sosyal medya kampanyalarından ciddi miktarda kaynak elde etme beklentisi içinde. Forma satışına ya da sosyal medya kampanyalarına bel bağlayarak yeni mali yükümlülüklerin altına girmek oldukça riskli. Üst üste alınacak başarısız sonuçlar bütün bu beklentileri boşa çıkarabilir. Her şey bir yana, sonuçta tek takım ipi göğüsleyecek ve aslan payını o alacak. Bunca borçla, şampiyon olacak takımın bile durumunu düzeltmesi kolay değilken, parasını har vurup harman savuran, üstüne bir de yarıştan uzaklaşan kulüplerin hali ne olur bilinmez…

Kimileri, mali kriterler ve harcama limitleri devreye girince Süper Lig’deki takımlar arasında göreceli de olsa bir eşitlik sağlanacağını iddia ediyordu. Oysa tam tersine aradaki uçurum giderek artıyor. Eşitlik için yeni bir yaklaşım, yeni bir anlayış gerekiyor. Gözü dönmüşçesine şampiyon olmaya odaklanan ve bunu gerçekleştirebilmenin yolunun da transferden geçtiğine inanan kibirli zihniyet eşitliği umursar mı?

Bir yanda yenilerine yer açabilmek için ellerindeki bazı futbolculardan kurtulmaya çalışanlar, diğer yanda Malatyaspor gibi aylardır futbolcularının alacaklarını öde(ye)meyen kulüpler…

Ekonomik anlamdaki derin eşitsizlik farklı biçimlerde de olsa bütün kulüpleri olumsuz etkiler. Örneğin futbolcularının alacaklarını ödeyemeyen Malatyaspor, elbette sahasının bakımı için de gerekli kaynağı bulamayacak ve rakiplerini tarladan hallice sahasında konuk edecektir. Ekonomik eşitsizliğin, takımları tarlamsı zeminde mücadele etmeye mecbur bırakan bir bedeli bu...

Aslında transfer şampiyonlarının(!) kendi sahalarındaki zeminler de Malatya kadar olmasa bile berbat. Milyonlarca avro vererek aldıkları oyuncuları böyle zeminlere sürmeleri işin başka bir garabet ve utanç verici yanı. Bu kadar çok transfer yapınca, sahaların bakımına ayıracak paraları kalmıyor herhalde!..

Yöneticiler, eşitsizliğin hüküm sürdüğü ortamda oyunun gelişemeyeceğini algılayamıyor, zayıf rakipleri karşısında aldıkları farklı galibiyetlerle kendilerinden geçercesine mutlu oluyorlar. Oysa kolay ve farklı galibiyetler çoğu zaman aldatıcıdır. Kazanan takımın gelişmişliğinden çok, kaybedenin güçsüzlüğünü gösterir.

Güçler ne kadar birbirine yakın olursa bunların kıyasıya mücadelesinden doğacak gelişme de o oranda sağlam temelli olur. Aşama da ancak o şekilde kaydedilir...

Transfere, özellikle de yabancı oyuncu transferine düşkünlük, Türkiye’de gerçek anlamda bir teknik direktör olmadığını gösteriyor aynı zamanda. Oyuncu yetiştirmeyen, elindeki oyuncuları geliştiremeyen ve sürekli transfer talebinde bulunan teknik direktörlerin oynattığı oyun, kör dövüşünden öteye geçemiyor ne yazık ki…

Transfer saplantılı zihniyetin egemenliğini kırmak ve oyunun performans seviyesini yükseltebilmek için en çok; bilgisi, kültürü, çalışma yöntemleri ve prensipleriyle fark yaratan teknik direktörlere ihtiyaç var...

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...