Boğaziçi Üniversitesindeki eylemlerin arkasında ne var?
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Boğaziçi Üniversitesine Prof, Dr. Melih Bulu’nun “kurum dışından” rektör atanmasına tepkiler sürüyor.
Öğrencilerden akademisyenlere, siyasi çevrelerden medyaya, tepkilerin önümüzdeki günlerde devam edeceğini göstermektedir.
Tepkilerin hedefindeki Rektör Bulu; Ben öyle bildiğiniz muhafazakarlardan değilim. Rock, metalica dinlerim diyor. Tepkileri de normal gördüğünü söylüyor. Siyasi öz geçmişi için de Bulu; “Ben siyasete CHP’de başladım, LDP’de devam ettim. AKP’de siyaset yaptım ama 2009’da aktif siyaseti bıraktım” derken, 2015’te AKP’den milletvekili aday adayı olduğunu unutmuş görünmektedir.
Rektör Bulu, BOÜN öğrenci ve öğretim üyelerine hoş görünmek için kendisini, BOÜN’nün imajıyla çelişmeyen bir kişilik olarak sunmaktadır. Ancak kendisini oraya getiren tek adam rejimi; öğrencilerin atanmış rektörü tanımama tutumunu, tek adamın tartışılmaz olan iradesine başkaldırı olarak görmektedir. Bu yüzdende de tek adam yönetimi, öğrencilerin eylemini ezerek, muhtemel benzer girişimlere de gözdağı vermenin vesilesi olarak kullanmak isteyecek görünmektedir.
YANDAŞ MEDYA YİNE ‘KARANLIK GÜÇLER’ ARAYIŞINDA
Nitekim, öğrencilerin tepkisinin üstünden bir gün geçmeden yandaş medya; “Eylemlerin arkasında ne var?”, “Üniversiteden elinizi çekin!” diyen manşetleri öne çıkararak, öğrencilerin bu son derece barışçıl tutum ve meşru eylemlerini karalamaya, kimi karanlık güçlerin parmağı olan bir eylem olarak gösterme gayreti içine girdi.
“Gözaltına alınan öğrencilerden sadece ikisi BOÜN öğrencisi diğerleri dışarıdan” diyerek, BOÜN’deki eylemi öğrencilerin değil, “Dışarıdan organize edilmiş bir eylem” olarak propaganda ederek, itibarsızlaştırmak istemektedirler. Önümüzdeki günlerde bu sorunların yanıtının son günlerde artık her konunun, muhalefetin her eleştirisinin bağlandığı “darbe tartışmaları”na bağlanması sürpriz olmayacaktır.
Ancak, “Eylemlerin arkasında ne var” sorusunun yanıtı, üniversitelerimizin yakın tarihini bilenler için çok açıktır.
Çünkü ülkemizde “Özerk ve demokratik üniversite mücadelesi” son 60 yıldan beri, 12 Eylül cuntasının Türk-İslam sentezci bir ideolojik doğrultuda üniversiteyi yeniden biçimlendirme, AKP iktidarının “Dindar nesiller yetiştirme ve muhafazakar toplum inşası” programının dayanağı yapma girişimlerine karşın, üniversitenin üniversite olarak kalmasını ayakta tutan en önemli direnç merkezi olmuştur.
Bugün de BOÜN’de “Kurum dışından rektör atanması”na karşın diğer üniversite öğrencilerinin Bulu’nun kendi üniversitelerine atanmış bir rektörmüş gibi karşı çıkmaları, İstanbul’daki çeşitli üniversitelerden öğrencilerin destek için BOÜN’e gitmeleri, bir şer organizasyonu, karanlık güçlerin marifeti değil 60 yıllık “özerk ve demokratik üniversite” mücadelesi geleneğinin somutlaşmış ifadesidir.
Yani diğer üniversitelerden öğrenciler, bu mücadelenin ön safında olan BÜ’ye yönelik bir saldırıyı, kendi üniversitelerine de yapılmış bir saldırı olarak algıladıkları için BÜ öğrencileri ve öğretim üyelerinin yanında yer almaktadırlar.
ÜNİVERSİTEDEN ELİNİ ÇEKMESİ GEREKEN KİMDİR?
“Eylemlerin arkasında ne var?” sorusunun bir yanıtı daha var! Ki, bu da iktidarın üniversiteyi “arka bahçesi” yapma girişimlerinin bardağı taşıran damlalar olma aşamasına gelmiş olmasıdır. Yani, BÜ gibi hâlâ özerklik ve laik bilim iddiasını sürdüren, ülkenin en iyi üniversitelerinden birisine, “Bu üniversitede rektörlüğe layık gördüğüm birisi yok” dercesine, kurum dışından bir rektör atamaya kadar varan bir “Ben bilirimcilik” bardağı taşırmıştır.
Bu yüzden de de Sabah ve Yeni Şafak gibi havuzcu medyanın “Eylemlerin arkasında ne var?” sorusunun bir yanıtı da, “Bulu’yu BÜ’ye rektör atayan irade vardır” yanıtıdır!
Hani, Picasso’nun ünlü tablosu Guernica’yı beğenen bir faşist yöneticinin “Çok güzel yapmışsınız” iltifatına Picasso’nun, “Bunu ben değil siz yaptınız” demesi gibi!
Yeni Şafak’ın “Üniversiteden elinizi çekin!” manşeti de “Eylemlerin arkasında kim var?” sorusunun devamıdır.
Burada iddia, “Bir takım karanlık güçlerin üniversitenin içine müdahale ettiği” varsayımı üstünden öne sürülmektedir.
Oysa 19 yıldan beri 12 Eylülcülerin girdiği yoldan ilerleyen AKP iktidarı, üniversiteleri; YÖK, yandaş rektörler ve dekanlar ile partizanca kadrolaşma yöntemleriyle kendisinden başka kimsenin elini süremeyeceği kadar steril hale getirmiştir!
19 yıldır üniversitenin içine elini sokup bir o yana bir bu yana doğru karıştıran tek güç AKP iktidarıdır!
Üniversiteden elini çekmesi gereken de iktidardır.
Bu yüzden yandaşlar iktidara “Üniversiteden elinizi çekin” demediğine göre; öğrencilere ve özerk ve demokratik üniversite talebinde ısrarlı olan öğretim üyelerine, “Bize biat edin ve biz ne yapıyorsak ona boyun eğin. Gerisine karışmayın” demektedir.
Öğrencilere ters kelepçe vurmakla kalmayıp üniversitenin kapısına vurulan kelepçe, tek adam yönetimin üniversite hayalinin sembolü olarak tarihe geçmiştir.
Daha fazla söze gerek var mı?
- İsrail’in İran’a ‘meşru müdafaa’ saldırısını açıkça ilan etmesi ne anlama geliyor? 18 Nisan 2024 04:58
- Cumhur İttifakının enkazını kaldırmayı Erdoğan'a bırakan Bahçeli siyasete ayar verme peşinde! 15 Nisan 2024 06:35
- Ekmek, barış, özgürlük ve adalet için 1 Mayıs'ın kitlesel ve yaygın örgütlenmesi zamanı 12 Nisan 2024 05:00
- Halk iradesine yönelik girişimlere karşı ortak mücadele ihtiyacı 04 Nisan 2024 05:00
- Ülkenin siyasi haritasını değiştirecek önemde bir yerel seçim! 02 Nisan 2024 04:50
- Yalan, dezenformasyon, tehdit… Her yolun mübah olduğu bir seçim sürecinin sonuna gelirken 30 Mart 2024 05:00
- Özak Tekstil işçileri ve BİRTEK-SEN’in asıl suçu ne? 27 Mart 2024 05:05
- Seçime 1 hafta kala AKP ve Erdoğan emekçilerle karşı karşıya! 24 Mart 2024 05:20
- Yüz binler alanlardan seslendi: Barış istiyoruz ve biz buradayız! 21 Mart 2024 05:45
- Tek adam yönetimi ve Cumhur İttifakı’nda ‘seçimi götürmek’ için her yol mübahsa! 19 Mart 2024 12:00
- İçinde Gazze olan sorular bile yasaklanırken NATO’ya ve AB’ye selam ne anlama geliyor? 16 Mart 2024 05:05
- İşçi gazetesi, sınıflar mücadelesinin en ön cephesindedir 13 Mart 2024 05:15