28 Aralık 2020 23:50

İktidarın yeni yıl hediyesi: Dernek ve vakıfları zapturapt altına alma yasası!

TBMM Genel Kurulu

Fotoğraf: Aytaç Ünal/AA

Paylaş

“Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi”, önceki gün, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.

Çıkarılan yasanın adına bakınca insanın aklına; “Ne güzel, Meclisimiz, onca sorun içinde bile kitle imha silahlarının yayılması ve finansmanını önlemek gibi insanlığın hayrına bir yasa çıkarmış” diye sevinesi geliyor. Ama çıkarılan yasanın içeriğine; “Bu yasada kitle imha silahlarının finansmanı ve yayılmasını önlemek içeren ne var” diye bakınca genel söylemler dışında pek bir şey yok. Ama bu yasanın, dernekler yasasında yapılan değişikliklerle emniyet ve yerel idarenin zaten boğazını sıktığı derneklerin ve vakıfların çalışamaz hale getirilmesi amacıyla çıkarıldığı anlaşılıyor.

Sanki kitle imha silahlarının finansmanını ve yaygınlaşmasını devletler, uluslararası silah tekelleri ve onların legal ve illegal organizasyonları değil de vatandaşın çeşitli taleplerini ifade etmek için kurduğu dernekler, vakıflar yapıyormuş gibi!

DERNEK VE VAKIFLARI ETKİSİZLEŞTİRME YASASI

Çünkü, Pazar günü Meclisten geçirilen yasa;

Derneklerin, vakıfların, çeşitli halk örgütlenmelerinin faaliyetlerinin kısıtlanmasını, yönetimlerin ve yöneticilerin İçişleri Bakanınca görevden alınması ve yerlerine kayyum atanmasını, Cumhurbaşkanının bu dernek, vakıfların mallarına el koymasını, dernek ve vakıfların (vatandaşların da) İçişleri Bakanlığından izinsiz yardım toplamalarını da önlemeyi amaçlıyor.

Teklifin TBMM’deki komisyona gelmesinden itibaren CHP ve HDP, bu “Kitle imha silahları ile ilgili düzenlemelere elbette yapalım ama derneklerle ilgi maddeler geri çekilsin” dediler. Teklifin genel kurula gelen haline muhalefet şerhi koydular. Yüzlerce dernek, bu yasa çıkarsa derneklerin çalışamaz hale geleceğini belirterek, “teklif geri çekilsin” diye imzalar toplayıp açıklamalar yaptılar. Ancak, AKP-MHP ittifakı, bu itirazları umursamadan teklifi Meclisten geçirdi.

"MUHALEFETİ EZME" STRATEJİSİNİN PARÇASI

Eğer iktidarın bu teklifi Meclis gündemine getirmedeki amacı, gerçekten “Kitle imha silahlarının finansmanını ve yayılmasını önlemek” için elini rahatlatma olsaydı, yasa tekniğini bilenlerin de açıkça söylediği gibi, birkaç maddelik bir yasa teklifi getirilip yasalaştırılabilirdi. Üstelik de bu teklif, tüm partilerin desteği ile Meclisten geçerdi.

Ama AKP-MHP İttifakı bunu yapmak yerine dernek ve vakıfların faaliyetlerini tam denetime alma amaçlı düzenlemeler yaptı!

Tek adam yönetiminin, son yıllarda kendisine tam biat etmeyen her odağı susturmayı, sindirmeyi amaçlayan iktidarda kalma stratejisi dikkate alındığında, “Kitle imha silahlarının yayılması ve finansmanının önlenmesi”nin bir bahane olarak kullanıldığı da tartışmasızdır. Burada asıl amacın, iktidarın faaliyetlerinden rahatsız olduğu dernekler, vakıflar ve diğer türden örgütlerin faaliyetlerinin (Yönetimlerine kayyum atayarak, mali bakımdan kuşatarak, ya da tümden kapatarak) zapturapt altına almak olduğunu söylemek için çok fazla kanıt vardır.

Çünkü tek adam yönetimi, “Elinde çekiç olan gördüğü her şeyi çivi sanır” sözünde olduğu gibi, kendisine biat etmeyen her odağı susturulması, sindirilmesi gereken bir odak olarak görmektedir. Ki, burada tek adam yönetiminin kimi dernek ve vakıflar altındaki örgütlenmeleri kendisine biat etmeyen birer muhalefet odağı olarak görmekte ve onların kendisine biat etmesini, etmeyenlerin de başına gelecekleri yasaya koymuş bulunmaktadır.

Tıpkı, bir türlü kontrolü altına alamadığı baroları “çoklu baro sistemi”yle ele geçirip sindirmeyi amaçlaması, odaları benzer bir yöntemle arka bahçe yapmak ve etkisizleştirmek için hazırlıkları sürdürmesi gibi!

Ya da muhalefetin elindeki yerel yönetimlere “Kayyum atayarak”, “Ekonomik ve yetki kuşatmasına alarak” diz çöktürme yöntemlerini pervasız bir biçimde uygulamaya sokması gibi!

İKTİDARIN HOŞUNA GİTMEYEN FAALİYET GÖSTEREN VAKIF VE DERNEKLER HEDEFTE

Hele de bu yasal düzenleme ile dernek ve vakıfların kaderini ellerine teslim edildiği Erdoğan ve Soylu’nun ellerindeki “ülkenin bekası” çekiciyle, her türden biat etmemeyi “terörist”, “terör işbirlikçiliği”, “vatan hainliği”, “casusluk”... gibi ağır suçlamalarla karaladıkları ve muhalefeti açıkça  “ulusal güvenlik sorunu”, hatta “beşinci kol” olarak gördüğü de hesaba katılırsa iktidarın elinde bu yasanın dernekler düzeyinde muhalefeti biçmenin tırpanı olarak kullanılacağını görmek zor değildir.

Nitekim, yasanın Meclisten çıktığı gün, Yeni Şafak Yazarı Yusuf Kaplan, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Ortam değiştiğinde felaket olabilir! Her İslâmî çalışma irtica/terör yaftasıyla engellenebilir” diyen bir tweet attı.

Kaplan aynı gün ikinci bir tweet atarak, İçişleri Bakanı Soylu’nun kendisini aradığını ve “STK’lerin İslâmî çalışmalarının engellemesi söz konusu olamaz, buna ilk önce ben karşı dururum” dediğini duyurdu. Ancak, Kaplan tek adamın devri iktidarında kendilerine dokunulmayacağını biliyordu. Kaygısı, “Ortam değiştiğinde ne olacağı” idi. Bu yüzden Soylu’un söylediklerinin Kaplan’ı rahatlatması zor!

Ancak, Soylu-Kaplan açıklaması, yasanın doğrudan iktidarın hoşuna gitmeyen dernek ve vakıfları hizaya getirmek için hedefe koymak için çıkardığını göstermeye kanıt olmasını göstermesi bakımından önemli.

Bu yasayı, tek adam yönetiminin halkın kazanılmış haklarına karşı giriştiği topyekün saldırının bir parçası olarak gördüğümüz ölçüde doğru anlayabiliriz.

Özetle bu antidemokratik yasa tek adam yönetimin Türkiye’nin halklarına yeni yıl hediyesi olmuştur!

Kendilerinden de daha iyi bir hediye beklenemezdi!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...