26 Aralık 2020 23:40

Hakaret ve suç

Bursa'da gözaltına alınan avukatlar serbest bırakıldı

Fotoğraf: MA

Paylaş

Kendimi hukukçu kabul ettiğimden beri hakaretin şu ya da bu şekilde ceza kanununda düzenlenmesini, suç sayılmasını, hakaret edenin cezaevine gönderilmesini yanlış bulmuşumdur.

‘Niye karşısın?’ diye soranlara, öyle derin bilimsel açıklamalara girişmeksizin, kendi üzerimden verdiğim basit bir örnekle hakaretin ceza kanununda düzenlenmesindeki (kendime göre) saçmalığı anlatmaya çalışmışımdır.

“Bana birisi ‘Sen eşşeksin’ dese (eşek tek ş ile yazılır ama iki ş ile yazarsanız hakaret okkalı olur) ve ben de onu şikayet edip ceza davası sonucunda cezaevine girmesini sağlasam, belki çok sevinir ve zafer çığlığı atabilirim ama ‘eşşekliğim’ baki kalır.” Bu örneği kısa, çarpıcı ve ilginç bulduğum dönemlerde ‘eşek’ ya da okkalısı ‘eşşek’ ithamı hakaret sayılırdı. İnsanı, insan değer yargılarıyla olumsuzluk yüklenmiş bir hayvanla eş değer sayan düşüncenin varsayımsal olarak hakaret içerdiği inancı yaygındı.

Hakaret kişilik hakkının ihlalidir. Eğer bu ihlale bir yaptırım öngörülecekse bu yaptırımın amacı ihlal edilen kişilik hakkının ihya edilmesi olmalıdır; hakaret edenin cezaevine tıkılması kişinin ihlal edilmiş kişilik halini ihya etmez, olsa olsa hakaret edilenin intikam duygusunu tatmin eder. Eşeklik benim kişilik halimi ihlal ediyorsa, olması gereken kişilik halimin ihlaline yol açan ‘eşeklik’ durumuna son verilmesidir. Hakaret edeni cezaevine tıkmakla ‘eşeklik’ halim sona ermez; eşeklik halim ancak hakaret eden benden kamuoyu önünde açıkça özür dilerse biter.

Özetle, hakaret sonucu ihlal edilen kişilik hakkı hakaret edenin hakaret ettiği kişiden kamuoyu önünde açıkça özür dilemesiyle ihya olur. Hakaret edenle hakaret edilen arasındaki ilişkiyi düzenleyen hukuk kuralı bu anlayışla ele alınmalıdır.

Hakaret edenle hakaret edilen otururlar, özür metninin içeriğini, özrün hangi araçlarla nasıl ve ne zaman, hangi sürelerle dileneceği üzerinde anlaşma sağlamaya çalışırlar. Hakaret eden hakaret ettiğini kabul etmiyorsa ya da özür metninin içeriği veya yöntemi üzerinde anlaşma sağlanamamışsa, ancak bu durumda uzlaşmazlık yargı konusu olur. Ceza davası değil, hakaret edenin kamuoyu önünde özür dilemesi istemiyle tazminat davası açılır. Tazminat hakaret edeni kamuoyu önünde özür dilemeye zorlayacak bir yaptırımdır. Hakaret edenin cezaevine tıkılmasına ya da parası gücünde hakaret edebilmesine yol açacak intikam ekseninde bir yargılama faaliyeti kabul edilmemelidir. Yargılama süreci sonunda, eğer hakaret varsa, ihlal edilen kişilik hakkını ihya eden bir hüküm kurulmalıdır. İhlal edilen kişilik hakkı ancak hakaret edenin kamuoyu önünde özür dilemesiyle ihya olur.

Birçok hukuk sisteminde hakaret olup olmadığına, hakaret varsa özür metninin ve yönteminin ne olacağına, hakaret edeni özür dilemeye zorlayacak tazminat miktarına önce jüri karar verir; yani halk yargılama sürecine bu şekilde katılır, söz sahibi olur. Jüri sisteminde erişim yasağı, gizlilik, gizli tanık gibi uygulamalar da söz konusu olamaz.

Sonuç olarak, biri bana hakaret ederek ‘eşşeklik halini’ uygun görmüşse, istediğiniz kadar hakaret edeni cezaevine tıkın, onu istediğiniz kadar tazminat ödemeye mahkum edin; hakaret eden oh olsun cezaevine girdi diye intikam duygusuyla sevinirim, alacağım tazminat bedelini cebimde hissederim ama ‘eşşeklik halim’ sona ermez, baki kalır.

Hakaretin ceza kanunu kapsamında suç olarak düzenlenmesi intikam duygusunu eşeklik halinin baki kalmasına tercih eden fikriyatın ürünüdür diye düşünürüm.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...