16 Kasım 2020 23:41

Devlet çok mu yaşasın ya da kimin devleti?

işçiler mesaiden çıkıyor

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Geçtiğimiz cumartesi CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol Halk TV’de Fatih Ertürk’ün programındaydı. Aman ne programdı!

Sadece bir örnek. Aynı konuda belki böyle vurgulu konuşmayacak vekil de vardır CHP sıralarında, ancak Erol CHP’nin genel yaklaşımını öylesine üstüne basa basa anlattı ki, parmak ısırttı.

Liyakatten, hukuktan devlete geldi konu. CHP zaten “Biz kurduk” diye övünür. Arkadaşımız tüy dikti. Devlet de devlet. “Kişiler ve partiler gelip geçici, ama illa ki devlet”. “Üstün olan”, “gözbebeği devlet”.

“Hani devleti yaşat ki millet yaşasın” der ya insana değil, topluma da değil, ama devlete öncelik veren aşırı otoriter monarşist ya da faşistler - öyle. Sadece hatırlatmadı, tümünü sollar gibiydi.

Hem de devletin işçi ve emekçilerin milyonlarcasını ücretsiz izin ya da başka isimler altında veya düpedüz işten atarak, pandeminin kucağına 5 kuruşsuz, hastanesiz-tedavisiz, işsiz güçsüz terk ettiği koşullarda! Şehir hastanesi ya da özel deyip kamusal sağlık hakkını ellerinden almış olduğu insanlarımızın derhal solunum cihazı bağlanması gereken on binlercesini hastane koridorlarıyla kapılarında sırada beklettiği bugünlerde. Ve utanmadan. Devletmiş!

Devlet mi insan mı? Hangisi? Beyimiz devlet diye bağırıp duruyor! CHP’nin genel yaklaşımı ve politikası da farklı değil. Devlet! “Biz kurduk”!

Kurduğunda az-çok iyiydi, tamam. Hiç değilse emperyalizme iyi kötü karşıydı. Hiç değilse yabancı talanına karşı çıkılmış, bağımsızlık denmişti. Hiç değilse, sultanlık ve halifeliğin sultası kırılmıştı. Peki ya şimdi?

Sonra, “CHP’nin oyu neden yükselmiyor?” -buna hayıflanıyorlar! Yahu neden ortalama bir emekçi sizin bu devlet vurgunuza, devletin tek bir emekçinin hayrını görmediği bu düzenine ve tabii ki koruyucusu olduğunu açıkça görmekte olduğu tekelci sırtı kalın burjuvaların el üstünde tutulmasına alkış tutup destek versin?

Şimdi düşüşe geçmiş olsa bile AKP’nin niçin bunca yükseldiğini hiç çözmeye çalışmamışlar? AKP gelirken, “3Y” diyor; hiç alakası olmasa ve çoktandır tersini yapsa bile yoksulluğa, yolsuzluğa ve yasaklara karşı çıkıyordu. Biliyoruz, sonra daniskalarını yaptı, yapıyor. Biliyoruz, tüyü bitmemiş yetimin hakkını köprüydü, tüneldi, havaalanıydı deyip yapımları ve kullanan-kullanmayan müşterilerin hazine garantili ödemeleriyle palazlandırdığı tekellere aktarıyor. Deprem vergileriyle, işsizlik fonlarını da. Ama AKP, özellikle din aracılığıyla, çıkarlarının uzlaşması olanaksız müteahhit, bankacı vb. tekelcilerle sömürülen yığınlar arasında bir ideolojik-kültürel bağ kurmayı başararak, çıkarlarının “ortak” olduğu hayalini örgütleyebildi. AKP’li olmakla “herkesin” “ele geçirilmiş iktidarın ganimetleri”nden yararlanacağı ve “aşağı sınıflar”dan üste doğru sınıf atlayabileceği umudunu yeşertmekle kalmadı, bunun örneklerini de verdi. Sadece Cüppeli hangi Efendiler peydahlanmadı, kapkaçla, destekle orta sınıfa da yükselenler oldu. Başörtülü, takkelilerin direksiyonlarına kuruldukları lüks cipler hiç az değil.

Ama AKP koşuşturan kadrolarına/militanlarına “Bu devlet değişecek” hedefini çoktan koymuştu. Hamurunda “Şeriat isteriz” vardı. Çoktan başlamış olan devlet katlarındaki uzlaşma şimdi “Gazi Mustafa Kemal” söylemine getirmiş olsa bile, Fesli Kadirler “münferit vaka” değildir. Kendilerinin de olan bir burjuva devlet bile olsa, hınçlarını hiç eksik etmemiş, küfrü hiç elden bırakmamış ve sürekli “değişiklik” isteyerek yürümüşlerdir.

Obama bile “Değiştirebiliriz” dedi, öyle yükseldi. Yükselmekte olan hiçbir akım eskide ısrar etmez. Bizim burjuva muhalefetse, işçi ve emek karşıtlığı artık iyice gizlenemez olan burjuva devleti yüceltmekten hâlâ azıcık olsun geri durmuyor. Ne varsa, matahmış gibi, hâlâ “parlamenter sistem”, hâlâ devlet savunuculuğu!

Emeğiyle geçinme çabasındaki herkesi açta açıkta bırakan bir devlet neden savunulur? Şu pandemide kime açtı kesesini? Milyarları şirketlere, işsiz bıraktıklarına 39 TL’yi reva görmedi mi? Grevini yasaklayıp Soma’da yürürken karşısına dikilmiyor mu? Kimin devleti bu ki, geçip emekçinin karşına savunuyorsunuz? Emekçiye, emekçinin kendi devleti gerek! Fabrikasından tarlasından başlayarak yeniden kuracağı kendi devleti.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...