06 Ekim 2020 01:00

Koronavirüsün yayılması sadece sınıfsal değil siyasiymiş de!

Fahrettin Koca

Fotoğraf: DHA

Paylaş

İçişleri Bakanlığının 2 Ekim 2020 tarihli genelgesiyle, TBB genel kurulu, TMMOB kongreleri gibi meslek kuruluşları, birlik ve kooperatifler tarafından düzenlenecek etkinliklerin 1 Aralık’a kadar yasaklanmasına tepkiler yoğunlaşıyor.

Baro seçimlerinin, bir gün kala çıkarılan genelgeyle ertelenmesi, özellikle de “Çoklu baro sistemine geçiş”le “arka bahçe” yapılması hedeflenen barolar tarafından tepkiyle karşılandı.

Tarihi yasayla belirlenmiş baro seçimlerinin İçişleri Bakanlığı genelgesiyle ertelenemeyeceğini belirten İzmir Barosu, seçimlerini, ilan edildiği gibi 17-18 Ekim’de yapacağını açıkladı. “Demokrasi için Hukukçular” da “Oyunu bozmak için, hukuka-barolarımıza ve mesleğe sahip çıkmaya; tüm baro yönetim kurullarını genel kurulları toplamaya, meslektaşlarımızı genel kurullara katılmaya çağırıyoruz” dedi. Dahası 77 barodan, “Bu hukuksuzluğa karşı yasal yollarla mücadelemizi sürdüreceğimizi bildirmekle birlikte, bu hukuk tanımazlığın hukuk güvenliği ilkesine ve demokrasimize telafisi imkansız zararlar vereceğini bir kez daha hatırlatıyoruz” açıklaması geldi.

VİRÜSÜN YAYILMASI İKTİDARIN HER DERDİNE DEVA!

İçişleri Bakanlığının genelgesindeki ifadelere ve gerekçelere bakıldığında, kongre, toplantı gibi virüsün yayılması için ortam oluşturan kalabalıkları bir araya getiren her tür etkinliğin yasaklandığı sanılsa da, ortaya çıktı ki genelgenin amacı bu değildir. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu (YSK), yapılan başvurular üzerine, genelgenin siyasi partiler ve sendikaların kongrelerini kapsamadığı, barolar ve öteki meslek örgütlerinin kongrelerinin, genel kurullarının ise İl Hıfzısıhha Kurulu kararları ile engellenebileceği biçiminde görüş bildirmiştir!

Öyle görülüyor ki İçişleri Bakanlığı gibi, artık AKP’lileştiği apaçık hale gelen YSK de meslek örgütlerinin kuruluş yasalarında yer alan “iki yılda bir, çift yıllarda” kongre yapılması zorunluluğunu umursamamaktadır. Buradan anlıyoruz ki, yasak sadece baroların, TTB’nin, TMMOB’nin ve diğer emek ve meslek örgütlerinin kongrelerini engelleme amaçlıdır.

Partilerin kongre faaliyetlerinin genelge kapsamı dışında bırakılmasının nedeninin ise EMEP’in başlayan ilçe ve il kongreleri ile kasım ayında yapılması planlanan genel kongresinin aksamaması olmadığı, MHP ve AKP’nin kongre takvimi olduğu apaçıktır!

KONGRELERİN YASAKLANMASININ NEDENİ NEDİR?

TTB, TMMOB ve diğer meslek örgütleri henüz tepkilerini somut olarak ortaya koymuş değiller. Ama bu genelgenin en somut hedefi olan barolar, kongrelerin engellenmesinin hukuk dışılığına, meslek örgütlerinin kuruluş yasasının açıkça ihlal edildiğine dikkat çekerek mücadelede öne çıkarken, sorunun hukuki boyutunu da kapsamlı bir biçimde ortaya koymaktadır.

Ancak İçişleri Bakanlığının genelgesi ve YSK’nin bu genelge doğrultusunda oluşturduğu hüküm dikkate alındığında şu saptamaları yapabiliriz:

  1. Çoklu baro sistemine ilişkin yasanın çıkarılması sonrasında sadece İstanbul’da bir “2’inci baro” kurulabilmiş (2’inci baronun gerekli yasal koşulları ne kadar yerine getirdiği de tartışmalıdır) olması, AKP’nin baroları ele geçirme planı için yeterli olmamıştır. Bu yüzden de iktidar, mevcut barolarda ağırlığını artırarak seçimlerine müdahale etmek ve 2’inci baroların oluşturulması için gerekli zamanı kazanmak istemektedir.
  2. TTB, TMMOB ve diğer meslek örgütlerine yönelik Meclise gelecek olan yasal düzenlemeler için hazırlık yapmak ve sahada fiili adımlar atmak için imkan yaratılması amaçlanmaktadır.
  3. Açıkça hak, hukuk tanımadan, bu örgütlerin tasfiyesi için bakanlık genelgeleriyle yasaları bile geçersizleştirmeyi göze aldığını göstererek, bu örgütler içindeki taraftarlarına ve Meclise atılacak yeni adımlarla ilgili kararlılık gösterisi yapmaktadır.

VİRÜSE KARŞI MÜCADELE MUHALEFETE KARŞI MÜCADELEYE BAĞLANDI!

Evrensel, daha koronavirüs ilk ortaya çıktığında, “Virüsün biyolojik ama yayılmasının sınıfsal olduğu”na, dolayısıyla da virüsün en çok işçi sınıfı ve emekçileri vuracağına dikkat çekerek, önlemlerin bu gerçek gözetilerek alınması gerektiğini savundu. Zaman içinde virüsün sınıfsal yayıldığını akademik araştırmalar da ortaya koydu.

Ama süreç içinde Evrensel’in de baştan fark edemediği bir gerçek ortaya çıktı! Virüs bazı siyasi faaliyetler içinde yayılmazken bazı siyasi faaliyetler içinde ise olağanüstü hızla yayılmaktadır!

Nitekim geçtiğimiz üç ay içinde iktidarın miting ve gösterilerinde “bulaşı” özelliği göstermeyen virüs; muhaliflerin, HDP’nin, kadınların, baroların eylem ve etkinliklerini ise yayılmak için ideal ortam olarak görmüştür. İktidar da muhalifleri virüsten korumak için onların toplantılarını, etkinliklerini üzülerek yasaklamak zorunda kalmıştır!

Bunun çeşitli uygulamalarını gördük, ama bugüne kadar bu siyasi amaçlı yasaklar valilerin kararıyla yapılıyordu. Bu sefer bir adım ileriye gidilerek, İçişleri Bakanlığı genelgesiyle ve açıkça siyasi niteliği ortaya konularak yapıldığını ve YSK’nin hüküm oluşturduğunu gördük!

Böylece anlıyoruz ki, bu lanet koronavirüs son derece bilinçlenmiş; tek adam yönetimi neyi istiyorsa ona göre yayılıyor ya da yayılmıyor!

Aksi halde İçişleri Bakanlığının genelgesi aşırı partizanca hazırlanmış bir genelge olurdu ki, bu elbette yasalara uyması gereken bir bakanlığa yakışmazdı!

Değil mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa