11 Eylül 2020 00:30

Her şey sermaye için

Görsel: publicdomainvectors

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Bireysel emeklilik sistemindeki 154 milyar liranın reel sektöre kaynak olacağını” ilan etti. Bu girişim fonlara el uzatılmasının ne ilk örneği ne de muhtemelen son örneği olacak. Hatırlanacağı gibi daha önce İşsizlik Fonu’ndan, Varlık Fonu’ndan büyük patronlara kaynak aktarılmış, işçilerin kıdem tazminatlarına uzatılan el, işçi sınıfının yükselen tepkisi sonucu, daha uygun bir zamanın kollanması niyetiyle, şimdilik geri çekilmişti.

İktidar her gün pembe tablolar çizedursun şu sıralar darphanede herhalde günde 4 vardiya çalışma ile para basılıyor. Ekonomik tablo ortada. Daha önce bu köşede sorunun bazı yönlerine değinilmişti. Tekrara kaçmamak için bazı diğer verileri de hatırlatmakta yarar bulunuyor. Bazı gazetelerin ekonomi sayfalarına yansıyan haberlere göre, 2006 yılından bu yana bütçeden kamu kuruluşlarına yapılan “görev zararı” ödemelerinin toplamı 543 milyar 173 milyon 936 bin liraya ulaşmış.

2019 yılında özellikle Ziraat ve Halk Bankaları üzerinden büyük sermayeye ve diğer patronlara düşük faizli kredi vererek onları kurtarma operasyonlarına büyük miktarda para ayrıldı. 2018 yılında 3 milyar 821 milyon olan aktarma, 2019’da 5 milyar 407 milyona, bu yılın ilk 7 ayında ise 4 milyar 215 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu artış hızı halen devam etmekte. Piyasa karşılığı olmayan paraya boğuluyor -enflasyon da daha hızlı yükseliyor- ama, kişi başına milli gelir son 7 yılda 3 bin 244 dolar azalmış durumda. TL hızla değersizleşiyor, her düşüş dış borçlarda milyarlarca artışı beraberinde getiriyor.

Yap işlet devret sistemi ile yapılan köprüler, yollar, tüneller, şehir hastaneleri vb. adeta birer kara delik gibi, önüne yığılan dolarları, TL’leri büyük bir hızla yutuyor. Maliye Bakanı borç ödemelerinde bir sıkıntının olmadığıyla övünüyor, “Yüreklere su serpiyor.” Yukarıda çizilen tablo pek çok farklı veriyle zenginleştirilebilir ancak bunun şimdilik bu yazıda bir gereği yok. Bu kadarı bile vatandaşların boğazı sıkılarak sızdırılan paraların nereye gittiğini, her şeyin büyük sermaye için olduğunu yeterince kanıtlıyor.

İktidarın beslediği basın ise şu sıralar büyük bir utanmazlıkla pandemi nedeniyle siparişlerin Türkiye’ye kaydığını, ülkenin önüne büyük fırsatların çıktığını propaganda etmekle meşgul. Fabrikalarda, iş yerlerinde, organize sanayi sitelerinde ise işçiler hastalıktan kırılıyor. İşçilere dayatılan ya işsiz kalıp açlıktan ölmek, ya da çalışarak hastalıktan ölmek. Patronlar fabrikalarda kan içiyor, can öğütüyor. Kısa bir süre önce “Milletin a…  koymakla “ övünmüşlerdi, şimdi canını da almakta tereddüt etmiyorlar.

Ama yer yer işçi eylemleri ve direnişleri patlamaya başladı. Ermenek’te madenciler direnişe geçtiler. Diğer bazı iş yerlerinde de direnişler gündeme geldi. İşçi ve emekçi halk “alınan tedbirlerin” sürekli olarak hem ekonomik hem de politik olarak kendi aleyhine olduğunu her geçen gün daha iyi görüyor ve anlıyor. Gelişmeler gösteriyor ki, işçi ve emekçi kitlelerin bir an önce kendi normallerine dönmeleri, yani mücadele ve direniş yolunu tutmaları uzun süre engellenemeyecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...