31 Ağustos 2020 00:15

Araba muhalefeti

Andres Manuel Lopez Obrador

Andres Manuel Lopez Obrador | Fotoğraf: ProtoplasmaKid/Wikimedia Commons (CC BY-SA 3.0)

Paylaş

Meksika son bir aydır tarihinde görülmemiş bir yolsuzluk skandalları silsilesiyle sarsılıyor. Ülkenin en zengin kamu kuruluşu olan Meksika Petrolleri’nin (PEMEX) Eski Müdürü Emilio Lozoya’nın İspanya’da tutuklanarak ülkeye getirilmesi, Meksika siyasi tarihinde görülmemiş bir evreyi açtı: Eski başkanların ve yönetici seçkinlerin işledikleri suçlar dolayısı ile yargılanması evresi.

Topun ağzında, geçen iki dönemin başkanları olan Enrique Peña Nieto, Felipe Calderón ve Meksika’nın son 30 yıldaki siyaset yaşamına ağırlığını koymuş olan Carlos Salinas de Gortari var. Skandala bu üç başkanın yanında halen görevde bulunan 3 eyalet valisi ve eski bakanlar da dahil.

Aslında bu skandalı devlet içinde çatışan fraksiyonların, sermaye gruplarının ve mevcut hükümetin bugün geldikleri noktanın dışında değerlendirmek zor olabilir. Mevcut ‘solcu’ Başkan Andrés Manuel López Obrador (AMLO), iktidara geldiğinde Meksika’nın devlet eliti ile belirli ölçülerde bir anlaşma içinde olduğu söylenebilirdi. Obrador seçim hilesi ile değiştirilmesi önlenemeyecek olan bir halk desteği ile, medyanın, sermayenin, politik seçkinlerin açık kampanyasına rağmen seçilmişti. Ancak buna rağmen devlete sahip olan kliklere devri sabık yaratmama gibi bir taviz verildiği hissi, yolsuzlukla ‘bugünden sonra’ mücadele edilecek mesajı ile tekrarlanmaktaydı. Peki ne oldu da işler son 1-2 ayda tersine döndü ve PEMEX’in eski müdürünün video, rüşvet karşılığı vekil ve senatörlerden aldığı faturalar (Rüşvetin belgesi oluyormuş) ve detaylı ifadeleri ile mevcut iktidar, devleti ele geçirmiş olan seçkinlerin ve onların temsil edildiği PRI, PAN ve PRD partilerinin lider kadrosuna yönelik bir hukuki süreç başlatılabildi?

Buna ek olarak Obrador hem mevcut başkanların dokunulmazlığının kaldırılmasını hem de geçmiş başkanların yargılanabilmesinin önünü açan yasal düzenlemeyi -kendisinin desteklemediğini iddia etse de- halk oylamasına götürmeyi kabul etmiş bulunuyor.

Lozoya davası, Latin Amerika’nın tamamında siyaseti sarsan rüşvet skandalı Odebrecht’in bir uzantısı olarak Meksika’da siyasi ittifakların nasıl sermaye grupları tarafından kamu kaynaklarının yağmalanması karşılığında finanse edildiğini ortaya koyuyor. Bu yağmanın devletin en üst kademelerine kadar ulaştığını, devlet başkanlarının siyasi kadroları ve ihaleleri nasıl para ve siyasi destek karşılığı dağıttığını, bunun da ülkenin geleceği için yapıldığı iddia edilen reformlar, özelleştirmeler ve kanun değişiklikleri ile kamuoyuna yutturulmaya çalışıldığı ilk defa gözler önüne serilmiş bulunuyor. Obrador, salgının en ağır günlerinde bile kamuoyu desteğini kaybetmediği için şeytanın kuyruğunu yakalamışken bırakmak istemiyor. En iyi savunmanın hücum etmek olduğunu yaşayarak tecrübe etmiş bulunuyor.

Hapse girmek ve ellerindekini kaybetmek ile karşı karşıya bulunan siyasi odaklar ise Obrador’un kardeşinin seçim kampanyası sırasında 60 bin dolarlık bir ‘bağışı’ kabul ettiğini gösteren gizli bir videoyu servis ederek karşılık verdiler. Fakat kamuoyunda bunun pek bir karşılığı olmadığı da ortada. Toplum açısından, ülkenin yüzde 50’sini yoksulluğa mahkum etmiş, doğal kaynaklarını yağmalamış, yerli ve yabancı sermayenin inanılmaz bir seviyede sömürüsüne maruz bırakmış 30 senelik neoliberal politikaların mimarları ile hesaplaşma bugün için daha elzem gözüküyor gibi. 2021’de gerçekleşecek olan ve 15 eyaletin valilerinin değişeceği seçimlerde Obrador’un partisi Morena’nın büyük bir avantaja sahip olduğu anketlere yansımış durumda.

Hal böyleyken, ülkedeki muhalefet ABD’deki Trump destekçisi-aşırı sağcı-dünya düzcü-ırkçı kitlenin muhalefet tarzına, yani araba konvoyları oluşturarak protesto etme yöntemine hapsolmuş vaziyette. Kolombiya ve Arjantin’de de benimsenmeye başlayan bu yöntem, muhalefete lüks arabaları ile sıcaktan ve virüsten korunmuş bir protesto konforu sağladığı için hızlı bir biçimde yaygınlık kazanmıştı.

Obrador karşıtları ülkenin komünizme geçtiği ve Venezuela’ya benzediğini iddia ederek lüks arabalarından protesto gösterisi düzenlerken minibüs ile işe gitmeye çalışan bir işçinin aracın camından çıkardığı pazusunu sıkarak ‘Meksika’yı döndüren budur riyakarlar’ diye bağırdığı video ise mevcut durumu en veciz biçimde açıklayan sahneyi sunmuştu bize. O pazu, Obrador’u destekledikçe de lüks arabalara sıkışmış muhalefetin çok seçeneğinin bulunmadığını da söylemek gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...