21 Ağustos 2020 00:50

Bize masal anlatma!

Fotoğraf: AA

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ınönceki gün Kalyon Holdinge ait güneş paneli fabrikasının açılışında cuma günü (bugün) açıklayacağını söylediği müjde ile ilgili spekülasyonlar devam ediyor. Erdoğan’ın “Cuma günü bir müjde vereceğiz, yeni bir dönem açılacak” açıklamasının hemen ardından bu “müjde”nin ne olabileceğine dair tahmin ve yorumlar yapılmaya başlanmıştı. Bloomberg, adını açıklamadığı yetkililere dayandırdığı haberinde bu “müjde”nin Karadeniz’de bulunan bir enerji kaynağı olduğunu açıkladı. Ardından iktidarın destekçilerinden Perinçek de katıldığı bir televizyon programında “Sayın Cumhurbaşkanımız müjdesini kendisi verecektir” dedikten sonra bu “müjde”ye ortak olmaktan kendini alamamış olacak ki, “Zonguldak açıklarında hidrokarbon yatakları, doğal gaz bulunduğunu son bir iki gün içerisinde biz de öğrendik” haberini verdi. Yine Hazine ve Maliye Bakanı damat Albayrak da Erdoğan’ın vereceği “müjde” ile ilgili beklentiyi büyütmek için “Türkiye için bir eksen değişikliği, çok önemli bir süreç olacak. Çok daha güzel günler bizi bekliyor” açıklamasını yaptı.

Erdoğan’ın “Açıklarsam heyecanı kaybolur” dediği “müjde” konusunda söylenebilecek ilk şey, bu “müjde”nin gündeme getiriliş biçiminin bile artık iktidardan beklentisi kalmayan ve kopuş eğilimi içinde olan halk kitlelerinde beklenti yaratmanın amaçlandığını gösteriyor.

Ancak ister iddia edildiği gibi yeni bir enerji kaynağı bulunmuş olsun, ister Erdoğan’ın vereceği müjde başka bir konuda olsun, bize “müjde” olarak sunulan ve halkta beklenti yaratmayı amaçlayan haberin Erdoğan iktidarının sözcülüğünü yaptığı tekelci burjuva gericiliğinin çıkarlarına hizmet eden/edecek yeni bir gelişme olmanın ötesine geçemeyeceğini şimdiden söyleyebiliriz.

Bunu nereden mi biliyoruz?

Velev ki, yeni bir enerji kaynağı bulunmuş olsun.

Bu enerji kaynağı ile ne olacağını, bu kaynağın kimlerin çıkarı için işletileceğini, ülkenin en önemli enerji kaynağının bulunduğu Batman’a bakıp söyleyebiliriz.

Türkiye’de üretilen petrolün yüzde 80’i Batman’dan çıkartılıyor ve Batman rafinerisi Türkiye’nin petrol ihtiyacının yüzde 20’sini karşılıyor.

Peki, kentten çıkarılan petrolün ve 2005’te özelleştirilip Koç-Shell ortaklığına satılan TÜPRAŞ’ın Batman’a ne faydası var?

Gültan Kışanak, 2014’te Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı iken “Bölgeden çıkarılan kaynaklardan yerel yönetimlere pay verilmesini istiyoruz” dediği için linç edilmişti. Burada işletilen petrolden yüzlerce milyon dolarlık gelir elde ediliyor ama Batman sosyoekonomik gelişmişlik sıralamasında 81 il arasında 72. sırada (2017 verilerine göre) yer alıyor. Yani Batmanlılar işsizlik ve yoksulluk içinde yaşarken buradan elde edilen zenginlikler tekellerin ceplerine kâr olarak akıyor.

Bu işletmelerin sadece Batmanlı Kürtlere değil, ülkenin batısındaki Türk işçi-emekçilere de bir getirisi bulunmuyor. 2018 verilerine göre yaklaşık 4 milyar lira net gelir elde eden TÜPRAŞ’tan Türk ve Kürt işçi-emekçilerin payına düşen sadece birkaç bin işçinin Batman, İzmir, İzmit ve Kırıkkale’deki rafinerilerde ağır sömürü koşulları altında çalıştırılmasından öteye geçmiyor.

Enerji demişken bir örnek daha.

GAP İdaresi Başkanlığının verilerine göre GAP Bölgesindeki barajlar ülkenin elektrik üretiminin yüzde 44’ünü sağlıyor. Bu enerjiyi üreten kentlerin tüketimdeki payı ne kadar biliyor musunuz?

Sadece yüzde 6.8!

Buralarda üretilen enerji batıdaki büyük işletmelerinin enerji ihtiyacı için kullanılıyor ama enerji dağıtım şirketlerine sorarsanız buradaki insanlar kaçak elektrik kullanarak ülkeyi soyuyorlar!

Yine tarım/gıda üretiminin bu kadar önem kazandığı bir dönemde bu enerjinin büyük bölümünün üretildiği Urfa ve Mardin’de borcunu ödeyemeyen binlerce çiftçinin elektriği kesiliyor.

Şimdi tekrar başa dönüp soralım: Erdoğan’ın açıklayacağı “müjde” olduğu söylenen yeni bir enerji kaynağının bulunması acaba kimler için müjde anlamı taşıyor?

Emin olun, bu “müjde”nin asıl sahipleri olan Erdoğan’ın önceki gün güneş paneli fabrikasının açılışını yaptığı Kalyon gibi tekeller bu haberi çoktan almışlardır.

Öyleyse başta söylediğimizi yine söyleyelim: İster enerji, ister başka bir alanda olsun, Erdoğan temsilcisi olduğu tekelci burjuvazinin çıkarlarına hizmet eden/edecek bir gelişmeyi bütün halk için bir “müjde” gibi sunmak istiyor. Çünkü bu iktidar, uzunca bir süredir temsilcisi olduğu sınıfın çıkarlarını bütün ülkenin/halkın çıkarıymış gibi pazarlamanın peşinde koşuyor. Tıpkı tekelci burjuvazinin çıkarları ve yayılmacı emelleri doğrultusunda Türkiye’nin Libya’daki paylaşım savaşına dahil edilmesinde olduğu gibi.

Sonuç olarak, ekonomik kriz nedeniyle işsizlik ve yoksulluğa sürüklenen, iktidarın pandemi ile mücadeledeki başarısızlıkları nedeniyle ciddi/ölümcül bir tehditle karşı karşıya olan işçi-emekçi halk kitlelerindeki hoşnutsuzluğu yatıştırmak için son dönemlerde dış politikada yaratılan gerilimler yetmemiş olacak ki, Erdoğan bu kez yeni bir hamle ile beklenti yaratmaya çalışıyor.

Erdoğan’ın vereceği “müjde” ile ilgili son sözümüz de şu olsun: İçeride sömürü, baskı, güvencesizlik ve geleceksizlikten ve dışarıda yeni gerilim ve düşmanlıktan başka verecek bir şeyi olmayan/kalmayan iktidarın, bu ülkede yaşayan işçi-emekçi halk kitlelerine verebileceği tek müjde artık kendi sonunu ilan etmesidir. Ancak bunun kendiliğinden gerçekleşmeyeceği ortada olduğuna göre, her milliyetten işçi-emekçilerin “artık yeter” diyerek insanca yaşayabilecekleri demokratik bir seçeneği yaratmasından başka çıkış yolu bulunmuyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa