12 Ağustos 2020 00:10

İnsan tamircisi

Askıdaki aletlerin önünde duran usta

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Mahallenizdeki en son tamirci kim? Sıhhi tesisatçı? Araba tamircisi? Televizyon tamircisi?

Oysa onlar çoktandır tabelalarından tamirci kelimesini çıkarttı: Araba servisi, elektronik eşya servisi kıldılar kendilerini. Şimdilerde tamir değil sorunlu parçayı değiştirmek onların işi.

Öyleyse soruyu yeniden soralım: Çevrenizdeki en yaygın tamirci kim? Sakın hekimler olmasın! Misal kardiyolog, kalp hastası iseniz ilaçlarla ritminizi düzeltir kolesterolü düşürerek damar sertliğini azaltır. Ortopedist iseniz travma sonrası mümkün olduğunca sorunlu kemiği alçıya alır veya bandajlar ancak kangren olursa yani tedavi edilemez duruma gelirse kesip alır ve protez ekler.

Belki de okurken ‘Tamir olmak’ tanımı sizin için rahatsız edici oldu. Hekimliği ‘insan tamircisi’ olarak tanımlamak elbette sıkıntılı. Ama gelinen aşamada neoliberal iklim etkisi ile hasta hekim ilişkisi giderek bu bağlama sürükleniyor. Giderek araba kaskosu misali bedenlerini sigortalayanların sayısı artıyor. Süre bittiğinde özel sağlık sigortalı dönemde ciddi sağlık sorunlarımız var ise sigorta şirketi poliçeyi ancak hasta olmadıysanız yani onların algısı ile ‘Hasarlılığınız yoksa’ yeniliyor ya da ücreti yükseltmiyor. Aynen araba misali.

İnsan bir kez ‘Tamir edilmesi gereken’ mekanik bir aygıta indirgendiğinde, modern tüketim toplumlarının kuralları devreye girer, hekimlik kaybolup ‘zanaat’ boyutu ile doktorluk öne çıkar.

Tıp sanat mı yoksa zanaat mı? Zanaat diyenlerdenseniz insanın tamirhane kılınmasında mahsur görmeyenler arasına katılmış olursunuz. Boşuna değil araba tamirhaneleri ile özel hastanelerin reklam spotlarının giderek aynılaşması: “Check-up”.

Oto tamircilerinin dünyasındaki “arabanızın doktoru” tanımı ile insanın tamirhane kılınmak istendiği özel sağlık sektörü arasında piyasacı akıl kol koladır ne yazık ki!

Hekimlerin insan bedeni üzerindeki bilgi tekeli mühendislerin müdahilliği ile giderek irtifa kaybediyor. Her insan kendince tamirhaneye evriliyor günümüzde. Bu da tıpta endüstrileşmenin kapılarını sonuna kadar aralamakta.

Tarih okumaları insanda ilk protez veya yapay organ için bizleri Heredot tarihi ve Mısır mumyalarına götürüyor. Heredot tarihinde kol yerine kullanılan kancalar ‘insan denen tamirhanede’ mühendisliğin ilk nüvelerinden olsa gerek. Yapay organ bahsinde ilk yazılı belgeler ise ayaklarından zincirlenmiş bir mahkuma dair. MÖ 484 yılına ait metinlerde Hegesistratus adlı tutsağın prangalarından kurtulmak için bir ayağını keserek daha sonra kendisine tahta bacak yaptığı yazılmakta.

Yaklaşık on beş yıl önce Nil Nehri kenarında yer alan antik Luksor kentinde yapılan kazılarda ise ahşap ve deriden ayak parmağı bulundu. Tarihin bilinen ilk protezi olabileceği öne sürülen MÖ 950-710 yıllarına ait parmaklar bir kadına aitti. Sonrasında benzerleri üretilerek günümüzde deneysel olarak kullanıldı ve hastalar tarafından bugün dahi kullanışlı bulundu.

Protez gereksinimi geçmişten bugüne çokça yol katetti. Kol, bacak derken gözden, kalp kapağına, soluk borusundan buruna nice organ ve uzuv için protez veya yapay organ icat edildi. Hatta biyonik kollar ile “Beyin tarafından denetlenir dokunma duygusu yaratmaya” mühendisler çok yaklaştı diyebiliriz. Hekimliğin organ nakli bahsinde ulaştıkları düzey mühendis cephesinde yapay organ ve protezlerle aşılmak üzere.

Tüm bunlar iyi gelişmeler. Ama hekimlik irtifa kaybedip doktorluk devreye girdiğinde bizler de araba misali ele alınırız. Üstelik salt hastanede değil; fabrikada, evde ve hayatın her alanında. Gündelik hayatın tarihte hiç olmadığı kadar tıbbileştirildiği COVID-19  pandemi sürecinde tüm bunları yüksek sesle, hep birlikte düşünme zamanı.

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa