11 Ağustos 2020 00:30

İş çoktan bitmiş; sorun, cenazeyi kaldırma…

Erdoğan, Ayasofya'da kuran okurken

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Medet umulanlara bakınca, işin, toparlanma şansı kalmamacasına bittiği görülüyor.

Hâlâ atacak barutu olanlar, üç gün öncesine kadar ak dediklerine kara derler mi? Bahçeli değil miydi M. Akşener ile kanlı bıçaklı olup demediğini bırakmayan? Hanımefendinin ne FETÖ’cülüğü kalmıştı ne yıkıcılığı. Erdoğan da ortağı beyefendinin arkasındaydı. Şimdi? “Yuvaya dön” çağrıları yapılıyor. Oysa İYİ Partiye göndermeyle, “ipsizler” deniyordu!

Tutunacak dal kalmadıkça, “yılan” misali, CHP’nin problem “delikanlısı” İnce’ye bile nasıl da sarılıyor beylerimiz. Bir teşvik. Bir tezahürat. Parti kurarsa CHP ve Millet İttifakı nasıl etkilenirmiş! Biri başbakan diğeri yardımcısı iki eski AKP’li parti kurunca “Ne yapabilirler ki, hiçbir şey, toplam yüzde 2 bile alamazlar” yorumları, İnce söz konusu olduğunda değişiverdi. Şimdiden cebine yüzde 12’yi bile koyan çıktı. [O da bir alem tabii. Yok Kurultayda arkaya, Yalova delegelerinin ve tuvaletin yanına oturtulmuş da, yok hangi kişisel marifetiymiş de… Saf bencillik, hırs ve iddia! Ne bir politik öneri ne bu içerikli bir eleştiri. Varsa yoksa kişisellik! Tamam, burjuva partiler platformu, olgulara kırk takla attırılır, yalan ve aldatmacanın bini bir paradır, ancak orada bile ideoloji ve politika şarttır. Sanki şıp demiş “tek adam”ın burnundan düşmüş. Bir başka tekçilik meraklısı. Ben de ben demek yetmez! İlk tweette “Bölen kim?” sorusuyla yola çıkılmaz.]

Asıl önemlisi Erdoğan’ın cuma çıkışı yeni cami Ayasofya’nın önündeki “yeni kürsü”deki açıklamaları. “Türkiye adeta bir uçuşun içerisinde, bunu görmek istemiyorlar” diyerek saymaya başladı. 2002’de göreve geldiklerinde milli gelir şu kadarmış, şu kadar bulaşık makinesi üretiliyormuş. Şu kadar şirket açılıyormuş, istihdam bu kadarmış. Ya şimdi? Uçmuşuz! Rakamlar müthiş tabii. Şimdi deyip 2017’nin 2018’in rakamlarını mı istersiniz, konuşmanın dünyada inişte olan dolarla altının yeni rekorlara koştuğu günlerde yapılmasını mı umursamazsınız, size kalmış. Hele istihdam! Türkiye hiç bu kadar işsiz görmemişken istihdam rakamı vermeye kalkışmak olur mu demeyin, oluyor.

Memleket kriz içinde debeleniyor. Ne iş ne güç. İşsizlik patlamış halde. Hem sanayide hem tarımda. Bu yıl 100 bin kişi ekim yapmadı. En başta karşılıksız para basıp devleti ve köprücüleri filan finanse etme ve faiz takıntısı ya da negatif faizli krediyle konut ve araba stoklarını eritme çabası nedeniyle döviz alıp başını gitmiş. Sanayideki kriz üzerine finansal kriz biniyor. Borç krizi patladı patlayacak. Azıcık üretim yapılabildiğinde AKP Gn. Bşk. Yrd. Canikli sallıyor: “Kriz tellallığı yapıyorlar. O kriz hiç gelmedi. Boşuna beklemeyin.” Tabii, uçuyoruz ya! Akit, “Döviz üzerinden Türkiye’ye operasyon çekildiğini” yayıyor.

Gerçeklerden bunca kopuş iflah etmez! Akıntıya ancak bir süre kürek çekilebilir. Yorulursun! AKP ve tek adam rejimi çoktan yorulmuş halde. Katiyen ikna yeteneği olmayan gerçeğe aykırılıklarla yol yürünemez. Hamleleri de öyle. Yok Ayasofya yok çoklu barolar yok İstanbul Sözleşmesi!

Ayasofya, evet birilerinin çimentosudur, ama sadece birilerinin. Fazla yekün tutmazlar, ama ellerinin ateşle oynamaya yatkın olmasından medet umulduğu ortada. Barolarla ilgili değişiklik neyi tahkim edecek, belli değildir, ancak umulan faydayı sağlamayacak fazla gürültülü bir hamledir. Hele içeriyi de karıştıran kadınlara yönelik saldırı, yapacağı tahkimattan çok gedik açıcı ve öfke ve düşman kazandırıcıdır.

Ne hamlelerden ne de gerçek dışılıklardan hayır çıkar. AKP bitmiştir. Bitmiştir, ancak hiçbir bitmiş, süpürülmedikçe gitmez! Hele kendiliğinden katiyen! Kim kaldıracak cenazeyi -sorun buradadır. CHP lideri, hâlâ Erdoğan’ın milleti sevip sevmediği konusunda kararsız. Kriz ve ekonomi yönetimiyle ilgili olarak, “Bu milleti seviyorsan, yapacağın ilk iş o sosyete damadın işine son vermek” havalarında. Sanki, tekellere ve tekelci sömürüye dokunmadan, damat gidip başkası, örneğin Babacan ya da Öztrak gelirse sorun çözülecek!

Kaldırma, evet ortada, bu bir sorun. Ve öyle Kılıçdaroğlu’yla, İnce’yle falan olacak şey değil. İşçiler, Lübnan’daki türden, kendi yaşadıkları sorunlarla devlet yönetimine müdahale etmeliler. İşçi ve emekçilerin örgütlü ve bağımsız müdahalesi şart!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...