30 Temmuz 2020 00:11

Transfer, futbolun olmazsa olmazı değil

Kulüpler Birliği Vakfı, Süper Lig'de yeni sezon öncesi değişime gidilen yabancı oyuncu kuralı, yayın geliri gibi konuların konuşulduğu toplantısı.

Kulüpler Birliği Vakfı, Süper Lig'de yeni sezon öncesi değişime gidilen yabancı oyuncu kuralı, yayın geliri gibi konuların konuşulduğu toplantısı. | Fotoğraf: Onur Çoban/AA

Paylaş

Futbolda yeni sezon hazırlıkları başladı bile. Küresel salgın nedeniyle bahar aylarında verilen zorunlu ara, yaz tatili süresini kısalttı… Yeni sezon takvimi belirlenirken, kayıpları bir nebze olsun telafi edebilecek yöntemler de göz önünde bulundurulacak kuşkusuz. Stadyumları en azından belli sayıda seyirciye açmak gibi…

Ekonomik açıdan zor durumda olan kulüpler salgınla ağır bir darbe daha yeseler de iş transfere geldiğinde olmayan paralarını harcama alışkanlığını sürdürüyorlar. Gündem yine transfer haberleriyle dolu. Oyunun ve kulüplerin esenliği adına “Bu oyun pahalı yabancılar olmadan oynanmaz” algısından kurtulmak gerekirken, -çoğu palavra olsa da- transfer haberleriyle bu algı tam tersine pekiştiriliyor. Kulüpler de içinde bulundukları şartlar gereği transfere para harcayamayacakları ve artık bambaşka bir stratejiyle hareket etmek zorunda oldukları yönünde net açıklamalar yapmaktan kaçınıyorlar nedense. Transfer yapmamayı ayıp sayıyorlar herhalde!..

Kulüplerin şimdiki beklentisi, federasyonun belirlediği harcama limitleri üzerinde değişiklik yapılması. Şu aralar, “Mevcut harcama limitleriyle Avrupa’daki rakiplerimizle rekabet edebilmemizi sağlayacak transferler yapmamız imkansız”, “Devlet borçlarımızın bir kısmını silsin, bir kısmını da yeniden yapılandırsın” gibi yakınmaları yeniden duyabiliriz. Rekabeti, her sorunun çözüm reçetesi olarak gören bir zihniyetten ne beklenir ki?

O denli batıklar ki yardım kampanyalarıyla, ürün satışlarıyla toparlanabilmeleri mümkün değil. Borçlarının faizlerini öderken bile zorlanıyorlar. Belki de işin sosyal ve siyasal boyutunu da düşünerek bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devletin kendilerine “yardımcı” olacağına ve milyonlarca taraftara sahip kulüplerin daha fazla dibe çökmesine izin vermeyeceğine inanıyorlar.

Oysa bugünkü ağır tablo, devlet kıyakçılığının uzun vadedeki sonucu zaten. Her silinen borçla, kulüpler daha hesapsız, daha cüretkar harcamalara girişip açığı büyüttüler. Transfer odaklı yönetim anlayışıyla bundan farklı bir yere varılamazdı…

Artık kesin karar verme zamanı. Gelinen noktada iki tercih seçeneği var… Oyunu -ekonomik- rant hedefiyle icra etmeye devam etmek ya da teknik olarak gelişme ve aşama kaydetme hedefiyle icra etmek. İlki para, ikincisi bilgi ve zaman gerektirir. Oyunu geliştirme hedefinin, yeni genç oyuncuların zamanla oyun içinde boy göstermesiyle birlikte uzun vadede aynı zamanda ciddi ekonomik kaynak yaratacağını da unutmamak lazım…

Ne yazık ki bizde hep kısa vadeli düşünülür. Bütün hedeflerin, beklentilerin en kısa sürede gerçekleşmesi istenir. “Yabancı oyuncularla kadromuzu güçlendirelim, şampiyon olunca harcadıklarımızın çok daha fazlasını kazanırız nasıl olsa” düşüncesi hakimdir. Bu yolda büyük paralar harcanır. Ama çoğu zaman evdeki hesap çarşıya uymaz. Yaşanan hüsranla birlikte büyük umutlarla harcanan yüksek miktardaki paralar devasa yüke dönüşür. Çünkü harcanan paraların önemli kısmının karşılığı yoktur. Borçtur yani.

Geldiğimiz noktada manzara şu: “Bol keseden para harcama - hüsran” döngüsüne girip maaş ödeyemeyecek kadar sefilleşen kulüpler çaresizlikten ne yapacaklarını bilemez haldeler… Gözleri her zaman olduğu gibi federasyonda, devlette. Bu kez ellerinde salgın bahanesi de var. Her lafa,  salgın yüzünden ağır darbe yediklerini hatırlatarak başlıyorlar. “Salgın olmasaydı bu kadar zor duruma düşmezdik” demeye getiriyorlar…

Federasyonun özerkliği kağıt üzerinde. Devlet her aşamada işin içinde ve üstelik doğrudan müdahale edici pozisyonda. Ekonomik küçülme ve oyunu eldeki mevcut oyuncularla birlikte altyapıdan gelen gençlerle oynama zorunluluğu kendisini tek çözüm yolu olarak şiddetli biçimde hissettirirken bakalım kulüpleri düze çıkarmak adına bu kez nasıl bir formül bulacaklar?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...