09 Temmuz 2020 00:20

Zor zamanlarda avukatlar ve hukuk

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Türkiye hapishanelerinde çok sayıda avukat özgürlüğünden yoksun halde tutuluyor. ÇHD Genel başkanı hapiste, halkın hukuk bürosundan avukatlar hapiste… ÇHD-Halkın Hukuk Bürosundan iki avukat -Aytaç Ünsal ve Ebru Timtik- ölüm orucunda adil yargılanma talepli olarak savunmayı savunuyor. 5 Şubat’tan beri direniyor bu avukatlar, bedenlerini ölüme meydan okuma biçimde, ölüme yatırarak.

Savunmayı savunmak için, başka bir eylem biçimiyle, Türkiye’deki baroların başkanları yürüdüler Ankara’ya,  Türkiye’nin dört bir yanından gelerek. Günlerce de Ankara girişinde ve TBMM önünde direndiler. Savunulan ilke, hukukun üstünlüğü ilkesi. Savunulan ilke, adil yargılanma ilkesi. Çünkü avukatlar yargının kurucu unsurudur. Savunma yoksa yargı da yoktur. Sav, savunma ve yargı üçlüsünün birisidir. Yargı üçlü sacayağı üzerine kuruludur. Avukatların örgütü baroların bütün adliyelerin içinde bulunmasının sebebi de anlamı da budur.

Baro başkanlarının eylemlerinin anlamı için, hukukun üstünlüğü ve adil yargılanma ve savunma hakkına dair ilke ve hükümlerin bulunduğu  ulusal üstü insan hakları belgelerine (Söz gelimi BM İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, BM Medeni ve Siyasi Haklar Uluslararası Sözleşmesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi)  ve avukatların rolüne dair, 1) Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler (Havana Kuralları), 2) Avrupa Konseyi Avukatlık Mesleğinin İcrasındaki Özgürlükler Hakkında 9 Numaralı Tavsiye Kararı, 3) Birleşmiş Milletler Yargı Bağımsızlığı Temel Prensipleri,  4) Uluslararası Avukatlar Birliği Morelia Şartı ve 5) 21.yüzyılda Avukatlık Meslek Kurallarına Dair Turin İlkeleri’ne bakmak lazım (https://www.barobirlik.org.tr/Haberler/ilgili-belgeler-5437).

Anayasa’nın 90/son maddesini de hatırda tutalım.

AKP/MHP iktidarının çoklu baro teklifi, ideolojik ve siyasi amaç içeriyor. Hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı ile ilgili ilkelere dayalı bir amaç değil. Zira teklif ile Türkiye’deki avukatların yüzde 60’a yakınının üye olduğu üç büyük şehirdeki, -İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının-  Barolar Birliği genel kurulundaki temsil oranı yüzde 10’ların altına (bir hesaba göre de yüzde 7’ye) inecektir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun pek çok maddesinde değişiklikler içermektedir. Ancak tartışma temsil sorununda ve çoklu baro olgusunda yaşanmaktadır.

Yukarıda yargı ve avukatlık mesleği ile ilgili ulusal üstü belgelerden söz ettik. Türkiye iç hukukunda anayasal bakımdan ise durum şudur: Türkiye, Anayasa’nın 2. maddesine göre bir hukuk devletidir. Başka bir ifade ile hukukun üstünlüğü ilkesi anayasal bir ilkedir. Her biri bir insan hakları olan adil yargılanma ve savunma hakkı da anayasal koruma altına alınmış olan haklardır. Yargı bağımsızlığı da Anayasa’nın 138. maddesinde düzenlenmiştir.

Anayasa’nın 135. maddesinde kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütlerini ve üst örgütlerini düzenler. Barolar bu maddenin nitelemesi ve koruması altındaki örgütlerdendir. Kamu hizmeti özelliği nedeniyle barolar ve odalar ayrı bir başlık altında (mimar, mühendis odaları, tabip odaları gibi) düzenlenmiştir. Avukatların hak ve menfaatlerinin korunmasıyla sınırlı bir bakış açısı yoktur anayasal hükümlerde. Ayrıca avukatların diğer kamu hizmetlerinden farklılık arz eden yönleri bulunmaktadır. Yargı devletin temel fonksiyonlarından birisidir ve savunma mesleği yargının üç temel unsurundan birisini teşkil eder. Savunma yoksa insan haklarının hukuk yoluyla korunmasından söz edemeyiz. 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nda hukukun üstünlüğü ve insan haklarının korunması özel düzenlemeye tabi tutulmuştur. Bu bir görev tanımıdır aynı zamanda.

Hukuk her zaman lazım, herkese. Adil yargılanma ve savunma hakkı da.

Hukukun üstünlüğü ilkesi için, AİHM, Silver ve Diğerleri/İngiltere kararında (1983), kamu otoritelerinin insan hakları ve özgürlüklerine müdahalesinin etkili hukuksal denetimi anlamına gelir demişti.

Baroların, yargı gibi devletin temel fonksiyon alanında kamu hizmeti verme özelliğinin bulunması, yasayla insan haklarını koruma görevini üstlenmiş olması nedeniyle, çoklu baro yöntemi bu işlevlerin zayıflatılması sonucunu doğuracaktır.

O nedenle çoklu baro teklifi kabul edilemez.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...