29 Haziran 2020 00:54

Daha enerjik, daha inisiyatifli, daha yaratıcı mücadele günleri

İşçi eyleminde

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/Evrensel

Paylaş

Hükümet ve Meclis, kıdem tazminatının gasbına ilişkin süreci hızlı bir biçimde ilerletiyor.

Hükümetin motive ettiği ve AKP milletvekilleri tarafından hazırlanan (Daha doğrusu hazırlatılan) bir teklifin önümüzdeki günlerde Meclise getirileceğine dair ciddi işaretler var. Sadece işaretler de değil elbette,  patronlar ve Hükümetin “tamamlayıcı emeklilik sistemi” (TES) adını verdiği ve “üç model” üstünden tartıştırdıkları, üç aşağı beş yukarı ete kemiğe büründürdükleri bir girişim var ortada.

Nitekim “Kıdem tazminatının fona bağlanması” amaçlı “üç model”in, DİSK’in çağırılmadığı, Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un başkanlığında TİSK, TOBB, Türk-İş ve Hak-İş başkanlarının katıldığı toplantılarda tartıştırıldığı resmen de ilan edilmişti. Bu heyet Cumhurbaşkanı’nın da huzuruna çıkarılarak, sendikalara, “Bakın Cumhurbaşkanı da artık bu konunun fona bağlanarak bitirilmesini istiyor” denmek istendi.

Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz cumartesi günü, sanki bu konuda kendisinin ve hükümetin bir dahli yokmuş gibi görünen, “İşveren ve işçi sendikaları olarak bir araya gelerek, beni ve Hükümeti de karıştırmadan çözün. Yoksa biz çözeceğiz” baskılamasını da içeren bir hamle yaptı!

İŞÇİ CEPHESİ KIPIR KIPIR!

Son haftalarda elbette AKP-MHP ittifakının milletvekilleri ve Hükümet değil sadece, işçi cephesi de hareketli.

İstanbul İşçi Sendikaları Şubeler Platformu (İİSŞP), İzmir Emek ve Demokrasi Platformu, Genel-İş’in bazı şubeleri, Petrol-İş Gebze Şubesinin örgütlü olduğu işyerleri, Birleşik Metal’in kimi şube ve işyerleri, Belediye-İş’in kimi şubeleri çeşitli protestolarla tepkilerini ifade ettiler. Geçtiğimiz hafta sonunda DİSK Başkanlar Kurulu, 29 Haziran’da (bugün) “81 ilde, DİSK Başkanlar Kurulunun sonuç bildirgesinin okunacağı” ve “Eylemlerin başlatılacağını” duyurdu.

Geçen hafta cuma günü tek gündemli olarak toplanan Türk-İş Başkanlar Kurulu da, “Kıdem tazminatının genel grev nedeni olduğunu” vurgulayarak, 81 ilde basın açıklamaları yapılacağını, hazırlanacak eylem planının bu hafta içinde kamuoyuna duyurulacağını açıkladı.

Toplantı sonrasında konuşan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, “Kıdem tazminatı fonu Meclise geldiği gün genel grev kararı almak zorundayız” diyerek, Türk-İş’in 21, 22 ve 23’üncü genel kongre kararlarını hatırlattı!

Hak-İş yönetimi her ne kadar “TES teklifi” Meclise gelmeden bir tartışma yapmak istemese de; ileri işçiler arasında yükselen tepkiler ve bu tepkilerin sınıfın ana kitlesine yayılacağına dair işaretler, Hak-İş’in hükümet tarafında yer almasını zorlaştıracağı görülmektedir.

Erdoğan’ın, “İşveren ve işçi sendikaları bir araya gelip aralarında anlaşarak sorunu çözsün, yoksa...”(*) açıklamasının da işçi cephesinden ardı ardına gelen bu girişimlerden duyduğu endişe ile bağlantılı olduğunu söylemek yanlış olmaz herhalde!

MÜCADELENİN SONUCUNU EMEK CEPHESİNİN NE VE NASIL YAPACAĞI BELİRLEYECEK

Eğer hükümet geri adım atarak TES etrafındaki girişimlerinden vazgeçmezse, mücadeleye yönelen işçi sınıfıyla ve kıdem tazminatının tasfiyesinden zarar görecek geniş emekçi kesimleriyle karşı karşıya kalmasının kaçınılmaz olduğu görünmektedir.

Bu kapsamda genel grev de dahil, işçi sınıfının mücadele araç ve imkanlarının nasıl değerlendirileceğinin tartışılması da kaçınılmaz olacaktır.  Muhtemel gelişmeler dikkate alındığında;

1) Genel grev ama nasıl bir genel grev?’ sorusu önemli olacak: Evet, işçi sınıfının mücadele tarihinde elbette “genel grev” önemli bir mücadele aracı olagelmiştir, ama yerinde ve adına layık örgütlenebildiği ölçüde! Çünkü genel grev, bir ya da birkaç gün işe gitmemekten ibaret, “Kendi başına bir eylem” olarak ele alındığında sonuçları hiç de beklendiği gibi olmayabilir. Tersine genel grevler, işyerlerinde işçilerin ana kitlesinin talepler etrafında birleştirilip harekete geçirildiği irili ufaklı pek çok yerel mücadele üstünde yükseldiği ölçüde etkili ve sonuç alıcı olabilir. Bu yüzden de asıl olan işçilerin emekçilerin ana kitlesinin harekete geçirilmesidir ve genel grev bu çalışmanın bir aşaması olarak anlamlanabilir. Bu yüzdedir ki, işyerlerindeki ve yerellerdeki çalışmaların hiç vakit geçirmeden başlatılması çok önemlidir. Aksi taktirde geç kalınmış olur.

2) Kıdem tazminatı 19 milyon işçi ve emekçiyi doğrudan ilgilendiriyor: Kıdem tazminatı sadece işçileri değil, İş Kanunu’na göre çalışan milyonlarca emekçiyi de doğrudan ilgilendiriyor. Bu yüzden de sendikaların, ileri işçilerin, emek ve meslek örgütlerinin, işyerlerindeki “beyaz yakalı” kesimlerin, bir koordinasyon içinde bu mücadeleyi örgütlemesi gerekir. Hele de bugün emek ve meslek örgütlerinin tasfiye tehdidiyle karşı karşıya olduğu dikkate alındığında, mücadelenin ortaklaştırılması ayrı bir öneme sahip olmaktadır.

3) Süreci sendikal mücadeleyi yayma ve güçlendirmenin dayanağı yapmak: Kıdem tazminatının milyonlarca sendikalı-sendikasız işçi ve emekçinin kazanımı olduğu dikkate alındığında, hükümet ve sermayenin girişimlerinin teşhiri hiç kuşkusuz emekçiler içinde bir bilinç dönüşümü bakımından önemli olacaktır. Ama bu çalışma, işçilerin sendikalarda örgütlenmesi girişimleriyle birleştiği ölçüde kalıcı kazanımlara dönüşecektir. Bu da elbette ki sınıf partisinin, ileri işçilerin ve mücadeleci sendikacıların inisiyatif alması ölçüsünde mümkün olabilecektir.

Kısacası kıdem tazminatı etrafında oluşan güçler somut adımlar atmaya başladı. Sıcak mücadele günlerinin yaklaştığının işaretleri çoğalıyor. Bunun pratikteki karşılığı ise, yığınları harekete geçirmek için öne çıkan güçlerin, daha enerjik, daha inisiyatifli, daha düşünülmüş ve yaratıcı girişimler göstermesidir.

(*) DİSK Yürütme Kurulu Üyesi ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan’ın gazetemizin dünkü sayısında yer alan, Erdoğan’ın bu son açıklamalarını “Sendikaları kıdem gasbına ortak etme çabası” olarak değerlendiren yorumu bu konuda aydınlatıcıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...