10 Haziran 2020 00:22

Bulaşıcı hastalıklar ve hastane mescitleri

Namaz kılan insanlar

Fotoğraf: AA

Paylaş

Etik ihlal bazen kolektif bir tutum alışa dönüşür. Misal Türkiye’de bilimsel bir çalışma olarak “hastane enfeksiyonları bağlamında hastane mescitleri” başlığında tek bir tıbbi yayın yok. Sayısız üniversite ve eğitim hastanesi bu konuda susmayı tercih ediyor. Yine tüm hastanelerde “hastane enfeksiyon kontrol komiteleri” yasal bir zorunluluk. Ama kaçı hastane mescidi ile ilgileniyor?  Sıfıra yakın.  Aynı konuda bir üniversite olarak ilahiyat fakültesi yayınları arasında da bu bahis yok. 

Oysa, sorduğunuzda bir hekime ya da din adamına olası enfeksiyon zinciri bağlamında hastane mescitlerini, riskler ve çözüm başlığında yanıtlar çelişmiyor. Resmi söylem içinde konumlanmaya geldiğinde de durum yine aynı: Hekimler, bilim insanları ve din adamları o topa girmiyorlar. Malum risk toplumu…

Hekim olmanın avantajı ile gerek farklı hekimlere gerek resmi din görevlilerine sordum: ‘COVID-19 pandemisi günlerinde önce camiler ibadete kapatıldı, şimdi kademeli olarak açılmakta. Hastanelerde mevcut mescitler için ne düşünüyorsunuz?  Hastalık taşıyıcı bireyler ile diğer cemaate bulaşmaz mı?” Yanıtları “elbette bulaşabilir” oldu. Bir din görevlisi ekledi: “Bir başkasının hastalığına yol açmak günahtır, velev ki ölürse insan öldürmeye eşdeğerdir”.

Din adamlarının ve hekimlerin bildiğini onların bağlı olduğu kurumlar, Sağlık Bakanlığı ve Diyanet bilmez mi? Ama pratiğe baktığımızda her iki kurumun da açıklamaları arasında hastane mescitlerinin enfeksiyon bulaştırıcılığı bağlamında diğer camilerden ayrı tutularak kapalı kalacağı veya ek önlemler alınacağına dair elle tutulur bir açıklama yok. Yine her akşam bir kanalda boy gösteren Bilim Danışma Kurulu üyelerinden de tek bir kelime duymadık hastane mescitlerine dair.

Son yıllarda gerek sayıları gerekse kapasiteleri en hızlı artırılan hastane birimleri mescitler. Burada görevli din adamlarının bir kısmı Diyanete bağlı, bir kısmı Bakanlık kadrosunda.  Oysa İslam dininin ibadetleri arasında yer alan namaz, secdeye yüzün değmesi ile diğer inançlardan farklı. Hastane koşullarında toplu namaz diğer camilere benzer şekilde uygulandığında bulaşıcı hastalıklara zemin hazırlar.

Geçmişi kişisel kaygılar, riskler bağlamında anlayabiliriz. Ya bugün? Son 3 aydır minarelerden COVID-19 pandemisi bağlamında ezan sonrası halka koruyucu  sağlık hizmetleri bağlamında yapılan çağrılar ışığında bakınca bugün olmazsa ne zaman düzeltilebilir bu sorun diyesi geliyor insanın. 

COVID-19 Bilimsel Danışma Kurulu ve akademik çevrelerin bu konuda net cümleler kurması gerekiyor. Yapılması gereken ne din karşıtlığı ne de inançlara hürmetsizlik. Ama bir o kadar da tıp bilimi boyutu ile etik ihlal, bir din adamının da bana sohbette söylediği üzere “dinen günah”.

İzleyen okurlarım hatırlar: Hastane mescitleri bağlamında son 5 yıldır sanırım bu beşinci yazım. Başka çare yok. Ne yazık ki ne medyada ne de bilim dünyasının akademik yayınlarında benim dışımda tek yazan var. Üzgünüm tüm ülke adına, mahcubum pozitif bilimden yana hekimler adına.

Ülke böyle iken Sağlık Bakanlığı bir ayar daha çekti. COVID-19 başlığında yayın yapmak artık Bakanlığın onayına bağlı. Etik kurul onayı geçersiz. Şimdi gel de ‘COVID-19, hastane enfeksiyonları ve hastane içi mescitlerinin rolü’ için yayın yap!

Oysa otoriteden bağımsız düşündüğünde her hekim ve din adamı aynı doğruda buluşuyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...