03 Haziran 2020 20:08

Sağlık hakkı ve 65 yaş üstü nüfusun hakları

İzin gününde sokağa çıkan 65 yaş üstü bir yurttaş.

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Sağlık hakkı konusunda, daha önce bu köşede 9 Nisan 2020 tarihinde  yayımlanan “Sağlığı Korumak Devletlerin Yükümlülüğüdür” başlıklı yazımda ulusal üstü belgelerde sağlık hakkının nasıl düzenlendiğini yazmıştım.

Şöyle demiştim:

-1966 tarihli ve sözleşme formatında düzenlendiği için teknik olarak bağlayıcı olduğu kabul edilen BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesinin de (Türkiye bakımından onay tarihi 2003’tür), 12. maddesinde  “sağlık standardı hakkı” yer alır ve BM Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesinin  “Ulaşılabilecek  en yüksek sağlık standardına sahip olma hakkı olarak nitelendirdiği 14 No’lu  genel yorumu (…) ayrıntılı değerlendirmeleri içerir.

İşte o yazımda bahsettiğim 14 No’lu genel yorumunda BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi (Komite) BM Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin (Sözleşme) hazırlık sürecine dair değerlendirmelerde bulunur. Ve sağlık hakkı tanımı tartışmalarına açıklık getirir. Şöyle:

“4. Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Üçüncü Komitesi Sözleşme’nin 12. maddesini kaleme alırken, sağlığı “Sadece hastalık veya zafiyet sahibi olmama değil aynı zamanda da fiziksel, akli ve sosyal açıdan da tam anlamıyla iyi durumda olma” şeklinde nitelendiren WHO’nun kurucu belgesinin giriş bölümünde yer alan sağlık hakkı tanımını benimsememiştir. Ancak, Sözleşme’nin 12. maddesinin 1. paragrafındaki “Ulaşılabilecek en yüksek fiziksel ve zihinsel sağlık standardı” atfı sadece gerekli sağlık koşullarına sahip olmaya yönelik değildir. Aksine, 12. maddenin 2. paragrafının kaleme alınış tarzı ve nedenleri, insanların sağlıklı bir yaşam sürdürmelerini sağlamaya yönelik birçok sosyoekonomik faktörü ve beslenme, gıda, konut hakkı, güvenli içme suyu ve hijyen, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları ve sağlıklı bir çevreye erişimi de içermektedir” (s. 238).

Nitekim,  Sözleşme’nin, sağlık standardı hakkı başlıklı 12. maddesi şöyledir:

“1. Bu Sözleşme’ye taraf devletler, herkesin, ulaşılabilecek en yüksek fiziksel ve zihinsel sağlık standardına sahip olma hakkını kabul ederler.

2. Bu Sözleşme’ye taraf devletlerin, bu hakkın tam olarak kullanılmasını sağlamak için alacakları tedbirler şu amaçlara yönelik olacaktır:

(a) Ölü doğum ve çocuk ölümleri oranlarının düşürülmesini ve çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişmesini sağlamak;

(b) Çevresel ve sınai sağlık şartlarının her yönüyle iyileştirilmesi;

(c) Salgın, yöresel, mesleki ve diğer hastalıkların önlenmesi, tedavisi ve kontrolü;

(d) Hastalık durumunda herkese tıbbi hizmet ve tıbbi bakım sağlayacak koşulların yaratılması.”

Peki,  Koronavirüs vesilesiyle 65 yaş üstü insanlar için konuya nasıl yaklaşılmalı?

 65 yaş üstü nüfusun üç aydır kamusal alana çıkamamaları bir insan hakları sorunudur. Bir yasaklama rejimi uygulanmaktadır. Siyasi iktidarın gerekçesi, koronavirüsten en çok etkilenen nüfus grubunun 65 yaş ve üstü grup olması ve hükümetin bu gruptaki insanların yaşamlarını ve sağlıklarını koruma düşüncesidir. Bu koruma düşüncesi/görüşe katılmakla birlikte, buna yönelik önlemlerin de bir arada alınmış olması gerekirdi. Sürekli ve sistemli bir yasaklama rejimine tabi tutma kabul edilemez bir uygulamadır. Bu uygulama, 65+  nüfusun insan hakları ve özgürlüklerini olumsuz bir şekilde etkilemekte ve insan hakları ihlali oluşturmaktadır. Konuya bütüncül yaklaşılmamaktadır. Yukarıda andığımız Sözleşme(1966) Komite’nin 1995 yılı 13.oturumunda, belge no: E/1996/22 tarih ve sayılı 6 nolu genel yorumu, “Yaşlıların Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Hakları” başlığını taşımaktadır.

Komite, 1991 yılında BM Genel Kurulunda kabul edilen Yaşlılar İçin Birleşmiş Milletler İlkeleri’ni hatırlatmaktadır. Bu ilkeler beş bölümden oluşmaktadır. 1) Bağımsızlık (bu ilke, yeterli gıda, su, barınma, giyim ve sağlık olanaklarına sahip olmayı ve çalışma ve eğitim imkanlarına sahip olmayı içerir), 2) Katılım, 3) Bakım, 4) Kendini gerçekleştirme ve 5) Onur başlıklarından oluşmaktadır.

1966 tarihli yukarıda andığımız Sözleşme uyarınca oluşturulan Komite’nin 6 No’lu yorumuna göre, Sözleşme , yaşlıların haklarından açıkça bahsetmez. Lakin “Herkesin sosyal sigorta dahil  sosyal güvenlik hakkı”nı düzenleyen 9. madde, herkes sözcüğü bağlamında yaşlıları kapsar. Ayrımcılık konusu da böyledir. Yaşa dayalı ayrımcılık konusunda da “diğer statülere dayalı ayrımcılık” ibaresi yaşa dayalı ayrımcılığı da, yaşlı nüfusu da kapsar.

Komite’nin 6 No’lu yorumuna göre Sözleşme’nin özel hükümleri, başlıklar halinde şöyledir:

3. madde erkekler ve kadınlar için eşit haklar, 2) 6.ve 8.arasındaki maddeler: çalışma ile ilgili haklar: Erkekler ve kadınların eşitliği, 3) 9. madde:  Sosyal güvenlik hakkı, 4) 10. madde: Ailenin korunması, 5) 11. madde: Yeterli bir yaşam düzeyine sahip olma hakkı, 6) 12. madde: Fiziksel ve zihinsel sağlık hakkı, 7) 13 ile 15. arasındaki maddeler: Eğitim ve kültür hakkı

Sonuç olarak, 65 yaş üstü insanlara,  bu ilkelerle uyumlu yaklaşım gerekli…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...