19 Mayıs 2020 01:00

İçeride yüksek gerilim, dışarıda batı ile yumuşama manevraları

Recep Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir yandan “Birlik ve bütünlük içinde mücadele” çağrıları yaparken, öte yandan virüse karşı mücadelenin getirdiği yasak ve kısıtlamaları da kullanarak virüse karşı mücadeleden muhalefeti tasfiye ederek çıkma ısrarını her gün daha da ileri götürmektedir.

Muhalif belediyelere nefes aldırmamak için onların “borçlanmalarını” bile engelleyen tutum İstanbul, Ankara’dan sonra Mersin’e de sıçramıştır. Bu tutumun diğer illere de yayılacağı anlaşılmaktadır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete tahammülsüzlüğünü, resmi törenlerde CHP’nin Adana Yüreğir İl Gençlik Kolları başkanını hedef alan konuşmalar yapmaya kadar götürmüştür.

HDP ise artık tamamen “serbest atış” altında! Nitekim geçtiğimiz hafta sonunda HDP’nin beş belediyesinde (Iğdır, Siirt, Kurtalan, Baykan ve Altınova) daha eş başkanlar görevden alındı, yerlerine kayyum atandı.

Bütün bunların ötesinde, kimi kişiler kanal kanal dolaştırılarak, muhalif olarak gördükleri herkesi tehdit etmekte, kendileri gibi düşünenleri katliam hazırlığı yapmaya çağırmaktadır. RTÜK Başkanı, bu çağrıları, “Büyütecek bir şey yok” diyerek karşılarken, savcılar da bütün bu olanları görmezden gelmeye devam etmektedir.

Dış politikada ise, son aylardaki batı ve NATO ile yakınlaşma girişimleri göze çarpmaktadır. Ekonomide “Çarkları döndürmek için” acil ve büyük “dolar ihtiyacı”  Batı’yla ilişkileri yumuşatan bir sürece ihtiyaç duymaktadır.  

SİYASETTE ‘EN SICAK YAZ’ BEKLENTİSİ

Haziranın başında açılması beklenen Meclis ise, bu yüksek gerilimli siyaset alanını daha da gerecek yasal düzenlemeleri gündeme alacak.

Çünkü, Meclis çalışmaya başladığında;

  • Barolar, TMMOB, TTB... gibi milyonlarca üyeye sahip emek ve meslek örgütlerinin kuruluş yasalarının değiştirilmesi
  • Atatürk’ün İş Bankasındaki hisselerinin Hazineye devredilmesi için gerekli yasa değişikliğinin yapılması
  • "Çocuk evlilikler” nedeniyle ceza alanları affedecek ve çocuk yaşta evliliklerin önünü açacak, toplumun önemli bir kesiminde infial uyandıran yasal düzenlemeler gündeme gelecek.

Devlet Bahçeli’nin, Cumhur İttifakı dışındaki tüm siyasi odakları “düşman”  ilan eden açıklamaları eşliğinde yaptığı “Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Yasası”nda değişiklik çağrısı da gerilimi tırmandıracak başka bir girişim. Sözü edilen düzenlemelerin; Erdoğan’ın da istediği, hatta Bahçeli adım atarsa Erdoğan’ın da destek verebileceği yasal düzenlemeler olduğu tartışmasızdır. Çünkü Erdoğan da Bahçeli gibi, eninde sonunda normal şartlarda kazanamayacakları bir seçimi kazanmak için seçim sistemiyle ve partiler yasasıyla oynamak zorunda kalacaktır!

Meteorologlar bu yazın, “son yüzyılın en sıcak yazı” olacağını söylüyorlar.

Biz de bu yazın aynı zamanda Türkiye’deki son 40 yılın en sıcak yazı olacağını söyleyebiliriz. Çünkü siyasetteki bütün işaretler bunu gösteriyor.

DIŞ POLİTİKADA YUMUŞAMA: BATI’YA VE NATO’YA YÖNELME

İç politikada giderek yükseleceği besbelli olan yüksek gerilim, dış politikada (İçeriye yönelik propagandada hamasete ihtiyaç duyulsa da) özellikle ABD ve Avrupa ile ilişkilerde bir yumuşamayı gündeme getirecek görünüyor. Ki, bu durumun orta vadede Suriye, Doğu Akdeniz ve Libya’da sonuçları olacaktır.

AKP iktidarının gerek “cari açık” gerekse “bütçe açığı” olarak, uzun yıllardır görülmemiş seviyelerde sorun yaşaması, yanı sıra Merkez Bankası rezervlerinin de “kırmızı alarm”  vermesi; Erdoğan-AKP iktidarı için batıya yönelmeyi sadece tek seçenek değil, “acil hale” de getirmiştir. Nitekim TL’nin değer kaybının doları 7,27 TL’ye zıplatarak 2018’de Rahip Bronson vakasındaki seviyenin bile üstüne çıkarmasından sonra, yeniden 6,90 TL’ler civarına dönmesini; ekonomiyi yakından izleyen ciddi iktisatçılar, Türkiye’nin İngiltere, Japonya, Katar ve Çin’le yapılan Swap görüşmelerinin yarattığı beklentiye bağlıyorlar. Eğer bu görüşmeler Türkiye’nin ihtiyacı olan miktarda “dış kredi”  bulmayı başarırsa, piyasaların nispeten ve geçici olarak da olsa rahatlayacağını ama bu anlaşmalar yapılamazsa “Çarkları döndürme”nin görülmemiş derecede zorlaşacağını belirtiyorlar. Nitekim ABD ve AB’ye dümen kırmanın, Batı emperyalizminin bölgedeki stratejisiyle yakınlaşma olarak da geliştiğini gösteren işaretler son aylarda çoğalmıştı.

Bu gelişmelere paralel olarak;

  • Rusya ile ilişkilerdeki soğuma
  • S-400’lerin aktive edilmeyerek hurdaya çıkarılacağına dair ciddi göstergeler
  • Ve Batılı finans çevreleriyle ilişkilerin yoğunlaştırılması; Türkiye ile Batı ilişkilerinde “yumuşama”nın ifadesi olarak anlamlanmaktadır.

Örneğin son birkaç günün sıcak tartışması; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Cihat Yaycı’nın görevden alınmasıdır. Bu görevden alma, batı ve NATO ile yakınlaşmanın ama öte yandan Avrasyacı klikle NATO’cu klik arasındaki çelişkilerin yansıması olarak yorumlanmaktadır. Bütün bu yorumlar herhalde, eski bir ‘FETÖ’cü firma sahibinin isteğini reddettiği için Yaycı’nın görevden alındığı iddiasından daha gerçeğe yakındır! Bu gelişmelerin arkasındaki gerçeği önümüzdeki günlerde herhalde daha net göreceğiz.

***

Ekonomik krizin yüküne virüsle mücadelenin yükünün eklenmesiyle ortaya çıkan dış finansman açığını dışarıda Batı emperyalizmiyle uzlaşarak, içerideki açığını ise işçi sınıfı ve halklara fatura ederek karşılamak istediği ise apaçıktır.

Bu da dışarıda özellikle Batı emperyalizmine karşı daha uzlaşıcı bir çizgiye çekilmek, içeride ise baskı sömürüyü sınırsız biçimde artırmak demektir. Her tür hak ve özgürlük isteğini bastırmak da bu gelişmelerin bir tezahürü olacak görünmektedir. Bunun siyasetteki anlamı ise, emek ve demokrasi güçlerini çetin bir mücadele döneminin beklediğidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...