14 Mayıs 2020 00:45

Bazı protestoların mantığı ve olası olan!

KARDEMİR işçisi

Fotoğraf: AA

Paylaş

ABD’de Trump yanlısı gruplar, Almanya’da yeni Nazilerle sosyal-ekonomik ve politik ayrımcı politikaların girdabında yönünü şaşırmış durumdaki kalabalıklar Koronavirüs salgını dolayısıyla alınan “karantina tedbirleri"ni protesto eylemleri düzenlediler. Bu eylemlere katılanlardan bazılarının alınan önlemleri faşist baskı kapsamında değerlendirdikleri görüldü. Burjuva devlet iktidarlarının teknolojiyi kitle kontrolü silahına çevirmiş olmalarına duyulan tepkinin de güç verdiği bu eylemlerin bir özelliği de, komplo spekülatörlerinin piyasaya boca ettiği söylentilerden güç almasıydı. Dünyanın büyük zenginlerinden ve dolar milyarderlerinden biri olan Bill Gates’in virüs salgını ve aşı çalışmaları üzerine açıklamaları, bazı devlet yöneticilerinin savaş politikalarındaki ısrarı sürdürmeleri, siyonist politikacıların provokatif söylemleri bunun için kullanılan malzemeler arasında yer alıyor.ABD’deki gösterilerin yönetim yanlıları tarafından yapılıyor olması ve muhalif parti(demokratlar)ın valilerini hedef alması “bir orjinalite“ olarak alınabilir. Almanya’da binlerce kişinin katıldığı gösteriler ise, hükümet partilerinin politikalarına karşı biriken tepkilerin faşist istismarının hem olasılık olarak hem de potansiyel olarak düzeyini işaret ediyor. Brezilya’da, İspanya ve Fransa’da da bir ara bazı tepkiler ortaya çıktı, ancak bunlar önlem karşıtlığını değil, salgın karşısında alınması gereken sağlık tedbirlerinin yetersizliğini ve gıda-ilaç-iş-geçim sorunlarını konu edinmekteydiler.

Ortaya çıktıkları kadarıyla, Covid 19 nedeniyle yaşanan ve fakat öncesi-sonrasında dolaysızca kapitalist sömürü ve baskı koşullarıyla bağlı tepkilerin -“sağ-sol renk"te olmalarına göre ayırt edilmeleri gerekliliğini ortadan kaldırmaksızın- gelişme potansiyelinin giderek arttığını gösteriyor. Kuşkusuz henüz ne bizde ne de başka ülkelerde fabrika-işyeri çalışmasının durdurulması ya da sokak eylemlerine genişleyen düzeyde işçi emekçi eylemleri söz konusu değildir. Ancak koşulların daha da ağırlaşmasıyla birlikte bu yönlü gelişmeler beklenebilir.

İşçi ve emekçiler hemen bütün kapitalist ülkelerde sağlık, sağlıklı ve güvenli çalışma koşulları, sosyal güvenlik ve iktisadi durum ve bunun kendileri açısından anlamını daha net olarak gördükleri bir süreçten geçtiler. Neoliberal saldırganlıkla birlikte tasfiye edilen kamu hizmetlerinden biri olan sağlık alanında girişilen özelleştirmelerin ne denli büyük sorunlara yol açtığı, her düzeyde koruyucu sağlık önlemini de içeren ve herkes için ulaşılabilir bir parasız sağlık sistemine ihtiyaç olduğu, üstü örtülemez bir şekilde açığa çıktı. Bu durum diğer yandan bu talep dahil çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesi için mücadele gerekliliğini de göstermiş oldu. Önümüzdeki süreçte bu yönlü mücadelenin daha etkin tarzda ve daha geniş emekçi kesimleri tarafından gündemleştirilmesi bu bakımdan hem daha anlaşılır hem de denebilirse daha kolay olacaktır.

Ancak, burjuva devlet iktidarlarıyla kapitalist gericiliğin, baskıyı daha da  yoğunlaştırmaları güçlü bir olasılıktır. Bunun düzeyi ve alacağı biçim(ler)in herbir ülke açısından farklılık göstermesi, kendiliğinden anlaşılır bir durumdur. 

Türkiye’de ise ilginç olmayan, ancak dikkate alınması gereken bir durum yaşanıyor. Erdoğan Bahçeli “cephe“ iktidarı, olası kitle mücadelesini panzer kuvvetleriyle ezmek için bir “darbe cephaneliği“ oluşturmuşlar ve bunun takviyesiyle meşguldürler. Çalışabilir nüfusun %14’ü işsizdir (bunun gerçekte %20’ye denk düştüğü, çok sayıdaki kaynakta yer almaktadır); yoksulluk sınırı yaklaşık olarak 2700 lira civarındadır ve asgari ücret bunun altındadır. Ve de AKP-MHP mensupları-militanları ya da yandaşları, fırsat yakaladıkları her yerde kann kusturmaktan, imha etmekten, mermiyle haklamaktan, boğaz sularına gömmekten söz ediyorlar.

Ciddiye almayanlar bir daha yanılmış olacaklardır.

Örnekleri yakın tarihimizde yaşandı. Karşıkarşıya oldukları sorunların nedenlediği açmazla ve işçi emekçi kitlelerine, özellikle de onların ileri kesimlerine duydukları kinle baş vurmayacakları araç bırakmayacaklarını bilmek gerekir.

Kapitalizm işçi ve emekçinin kanı ve canıyla kendisini heba etmesini, kurban olarak adamasını gereksinen, buna ihtiyaç duyan bir sistemdir. Kapitalistler, en başta da tekelci olanları, işçilerin eli-kolu, bedeni, beyni olmadıkça üretim yapamayacaklarını, para kazanamayacaklarını, saltanat villaları ve saraylarında yaşayamayacaklarını biliyorlar. Onların devlet çarkını çevirenler, bu çarkın dişlileri arasında insan bedenini öğütenler, emekçilerin yarattığı toplumsal zenginliği çar-cur harcayarak keyf çattıklarını, bu çark dönmediğinde ellerindeki buyurma yetkisiyle saltanat sopasının işlevsiz kalacağını biliyorlar.

Kendi durumlarının bilgisiyle birlikte toplumsal tüm durumun bilgisine, toplumsal ilişkilerin nasıl seyrettiğinin bilgisine, sömürü ve baskıdan kurtuluşun yol ve yönteminin bilgisine ihtiyacı olanlar işçi ve emekçilerdir. Gelişmeler, olgular, yaşananlar, ve bu gelişmeler karşısında burjuvazi ve devletleri-hükümetlerinin yöneldikleri “tedbirler“, işçi ve emekçilere, durumlarından yakınmaya değil, durumlarını değiştirmeye ihtiyaçları olduğunu gösteriyor. Birlikte üretmek durumunda olanlar birlikte değiştirmeyi de başarabilmelidirler. Tarihte çok örneği var. Değiştirmeye soyunmaksızın; bunun için bulunulan, çalışılan, üretimin yapıldığı her yerde bir araya gelip örgütlü güçler oluşturmaksızın hak elde edilmez. Bu, bariz çıplak bir gerçektir.  Eğip bükmeye gelmez.

Üretimin olduğu her yerde, mücadele ve örgüt de olmalıdır. Mücadele ve örgüt; örgütlenme ve mücadele etme, umudun ve kurtuluşun iki büyük, iki devasa kudrete sahip ‘gizi’dir; iki gerçekliği!

Bu, kesintisiz bir çalışma disiplinini, devrimci marksist birikimi özümlemeyi, sınıf düşmanını doğru tanımayı, reformist liberal ve beklentici anlayışlara aldanmamayı gerektirir. Küçük burjuva sol hafifliği, ayakları yere basmayan kuru gürültücülüğü reddetmeyi; olmamış ve henüz olmayanı var gösterip kendini aldatmamayı bilip öğrenmeyi gerektirir. Türkiye’nin tüm uluslar ve ulusal topluluklarından genç işçi kuşakları bunu başarmalıdırlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...