25 Nisan 2020 20:18

Zahmetsiz keşifler için

Fotoğraf çeken bir erkek

Görsel, Toprağın Tuzu filminin afişi

Paylaş

Salgın günlerinde, sokağa çıkma yasağı vakitlerinde evde kendimizi oyalayacak meşgaleler icat etmekte pek zorlanmıyoruz açıkçası. Online sergilerden, kitaplara kadar her şey elimizin altında sayılır. Kimi kurumlar ve yönetmenler de filmlerini belli bir süre için de olsa gösterime açıyorlar.

Bugüne kadar keşfetmemiş olanlar için Diyarbakır’da yaşayan ve üreten Ali Kemal Çınar ile tanışma vesilesi olabilir bu dönem. Sinema ve estetiğinin gelişmeye muhtaç tarafları bir yana hikaye bulma, yazma ve anlatma zekasına hayran kalmamak elde değil Çınar’ın… Ali Kemal Çınar, ilk filmi “Kurte Fîlm/ Kısa Film”den başlayarak, Kürt halkının günlük hayatının dinamiklerini feodalizm, beden ve kimlik meselesine dair yerinde ve komik göndermelerle anlatan bambaşka bir hikaye ve estetikle çıktı karşımıza.

İkinci filmi, “Veşartî/ Gizli”de ilk filmde emarelerini gördüğümüz ‘beden’ meselesi hikayenin merkezine oturuyordu. Yine kendisinin canlandırdığı Ali Kemal karakterinin erkeklikle hemhal olmuş dünyasının, kadın bedeni formuna dönüşme ihtimali ve bu altüst oluşun mizahı filmin en güçlü yanıydı.  

Şu şıralarda kendi YouTube kanalında ücretsiz gösterime açtığı iki filmden birisi olan “Genco” ise önceki yapımlardaki dil ve estetik ile tutarlı başka bir absürt hikayeye davet ediyor seyirciyi. Ali Kemal Çınar, ‘sınırlı süper güçleri’ olan bir karakter olarak insanlığa yardım etmenin yollarını ararken, güçleri yanlış zamanlama sonucunda başka birine geçiyor. Bir yandan, Ali Kemal’in güçlerini geri almak için yürüttüğü mücadelenin komedi ile bezeli izlerini takip ederken, alttan alta gücün gerekip gerekmediği ve aslında sınıfsallığıyla ilgili durumlara da şahit oluyoruz. Nihayetinde 30’larını geride bırakmış ve Diyarbakır’da vegan kafe açma hayalleri kuran bir apartman sakini olarak Ali Kemal’in gücün kendisinden daha da ‘alt sınıfta’ olan birisinde olmasını kabullenememesinde yatıyor bu sınıfsallık. İnsanın sınırlı da olsa ‘güç’ ile kurduğu ilişkinin, ona sahip olmanın vereceği güvenin bu garip ironisi filmin alt metninde sapa sağlam duruyor.

Çınar’ın ücretsiz gösterime açtığı diğer filmi “Di Navberê De- Arada” ise Kürtçeyi anlayan ama konuşamayan, Türkçeyi ise konuşan ama anlayamayan Osman’ın hikayesi. Çınar, iki dilli yaşamak zorunda bırakılmanın, ‘arada’ kalmanın ortaya çıkardığı sonuçlara ve travmalara dair eğlenceli ve bir o kadar da düşündürücü bir hikaye koyuyor ortaya… Finale doğru derdini hikayesinden daha fazla önemsemeye başlayıp biraz didaktikleşse de görmeyenler için keşfedilmeyi bekleyen bir film “Arada.”

“Kusursuzlar” ve “Son Çıkış” filmleri ile tanınan Ramin Matin’in ‘karanlık’ ilk filmi “Canavarlar Sofrası” hak ettiği ilgiyi görmeyen yapımlardan birisi bence. Herkesin izlendiği, sert sınıf ayrımlarının olduğu, zenginliğin de yoksulluğun da aşırılıklarla dolu olduğu ve tabii ki yukarıdakilerin aşağıdakileri ezdiği bir dünyayı anlatıyor film. Tek mekanda ve üst sınıflara ait bir evde geçen hikaye, yakın gelecekteki distopik bir evreni anlatsa da aslında bugüne dair de çok şey söylüyor. İngilizce olarak çekilen filmi Türkçe altyazılı izlemek için şu linki takip edin: https://vimeo.com/358238526

Ve bir belgeselle kapatalım bu haftanın yazısını. Fotoğraflara ruh üfleyen adam Sebastião Salgado’yu merkezine alan bir belgesel bu. Oğlu Juliano Ribeiro Salgado ve Usta Yönetmen Wim Wenders tarafından çekilen “Toprağın Tuzu”, Salt tarafından online gösterime açıldı bir süreliğine.

“İnsan toprağın tuzudur” diyor Salgado belgeselde. Bu belgesel, hayatının uzunca bir bölümünü belirli alanlara ‘Hapsedilmiş’ insanların hikayelerine adayan, kadrajını onları dünyasını çerçevelemek yerine bambaşka anlamlar katmak için kullanan bir adama dair. Salgado, ele aldığı insanlara dışarıdan bir gözle bakan değil, onlarla birlikte yaşayıp onlardan biri olduğuna ikna olduktan sonra işlerini yapan biri.  Bunu yalnızca her çalışmasının en az 3-5 yıl sürmesinden anlayabilirsiniz ama daha çok belgeseldeki adamın o hayatlara dair yaşanmışlıklara dair anlattıklarını görerek tanık olmak gerekiyor. Kaçırmayın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa