09 Nisan 2020 00:04

Kriz uyanıkları!..

Kriz uyanıkları!..

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dünyayı saran salgın, geleceği belirsiz günler yaşamamıza neden olurken, futbolda gelişmeleri kendi durdukları yerden, diğer bir deyişle ait oldukları sınıfın penceresinden değerlendirip krizi fırsata dönüştürmenin yollarını arayanlar dikkat çekiyor…

Beşiktaş Yöneticisi Erdal Torunoğulları; salgının, ekonomik açıdan çok zor durumda olan futbol kulüplerinin işini daha da zorlaştıracağını söylüyor. Ona göre, Futbol Federasyonu ile birlikte futbolun uluslararası patronları olan UEFA ve FIFA’nın kulüplerin yararına radikal kararlar alması zorunlu hale gelmiş durumda. Yardım edilmediği takdirde, salgından sonra UEFA’nın ortada yönetecek kulüp bulamayacağını iddia ediyor. Radikal kararlar derken ilk talep ettiği ise kulüplere, futbolcularla olan sözleşmelerini tek taraflı feshetme hakkı verilmesi. Kriz ortamında karar vericilerin, futbolculardan değil, kulüplerden yana hareket etmesi gerektiğini vurguluyor üzerine basa basa. Bir yönetici olarak, ait olduğu dünyanın/sınıfın çıkarına uygun önerilerde bulunması ve bu doğrultuda, oyunun emekçisi olan futbolcuları tümüyle gözden çıkarıp onlara hiçbir hakkı reva görmemesi elbette anlaşılmaz bir pozisyon alma değil...

Torunoğulları’nın, bazı futbolcularıyla olan sözleşmelerini feshederek birtakım mali yükümlülüklerden kurtulan kulüplerin böylece içinde bulundukları ekonomik darboğazı aşabileceğine inanması tuhaf. Borç batağındaki kulüpler, kadrolarındaki tüm oyuncuları asgari ücret karşılığında oynamaya razı etseler bile şu aşamada bellerini doğrultma şansına sahip değil. Bunu, kriz karşısında çaresizce gözlerini futbolcuların alacağı ücrete dikmeden çok önce düşünmeleri gerekiyordu. Mesela, büyük başarılar elde etme beklentisiyle saçma sapan transferler yapıp paraları hesapsızca savururken…

Salgının vurduğu ağır darbenin ardından çoğu ülkede futbolculara, alacakları paralarda indirime gitmeleri şeklinde fedakarlık önerisinde bulunulurken, bizde kulüplere sözleşmeleri tek taraflı feshetme hakkı verilmesi isteniyor. Uyanık yöneticilerin formülü belli… Kulüpler hiçbir bağlayıcı engelle karşılaşmadan istedikleri futbolcuyla ilişkisini kesebilmeli, istedikleri futbolcuyu ise kadrosunda tutma hakkına sahip olmalı!.. Şu anki belirsizlik ortamında kim futbolcuların hakkını düşünür ki? Zaten, hangi alanda olursa olsun, kriz karşısında fedakarlığın hep emekçilerden beklenmesi, eşitsizlikle, adaletsizlikle çürümüş düzenin başta gelen özelliklerinden biri değil mi?

Haklarını savunacak örgütten yoksun futbolcuların bu krizde çok şey yitirecekleri açık. Ayrı kulüplerde yer alsalar bile aslında aynı safta olduklarının farkına varıp örgütlenebilseler, hiç kimse onların hakkına bu denli fütursuzca dil ve el uzatmaya cüret edemez. Söz gelimi, İtalya’da futbolcular sendikası, futbolcuların maaşında indirim yapılması isteğini kabul etmedi. Bu; krizi fırsata dönüştürmeye çalışan asalaklara karşı örgütlü dayanışmanın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu gösteren iyi bir örnek…

Dayanışma, kozların her zaman üreticinin/emekçinin elinde olduğunun bilincine varıp buna göre tavır almakla örülür, yükselir ve güçlenir… Hakları korumak ve geliştirmek de ancak böylesi bir dayanışmayla mümkündür…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...