17 Mart 2020 20:16

Salgın ve dünya sistemi

Kovid-19 tedbirleri kapsamında özel kıyafetlerle dezenfekte çalışması yapan ekipler.

Fotoğraf: Abdullah Coşkun/AA

Paylaş

Corona virüsü salgını bütün dünyaya hızla yayılıyor. Süresi ve ekonomik, sosyal, siyasi sonuçları kestirilemeyen bir sürece girmiş durumdayız. Bugünkü tartışmalar açısından ipuçları sunduğu için önemli bir tarihsel örneği ele almak istiyorum.

Sosyolog Janet Abu-Lughod 1989’da yayımlanan “Avrupa Hegemonyası’ndan Önce: 1250-1350 Arasında Dünya Sistemi” adlı çalışmasında 14. yüzyılda ortaya çıkan vebanın küresel etkilerine dikkat çekmişti (Before European Hegemony: The World System A.D. 1250-1350, Oxford). Abu-Lughod ilk modern dünya sisteminin 1250’lerde -yani Immanuel Wallerstein’ın iddia ettiğinden en az iki yüz elli yıl önce- ortaya çıktığını ortaya koyuyor. Çek, borç senedi, çoklu ortaklık gibi modern ekonomik kurumların birçoğu bu yıllarda Çin’le Avrupa arasında aracılık eden Ortadoğu’da ortaya çıktı. Bu dönemde 16. yüzyılda ortaya çıkan Avrupa merkezli hegemonik dünya sisteminin aksine bölgesel ekonomiler birbirleriyle ilişkili olmasına rağmen, birbirinden bağımsız işliyordu. Yani, hiçbir bölge diğeri üzerinde hakimiyet kurmuş değildi. Dönemin ekonomik motorlarından Kahire sadece ticari aracılık yapmıyor, tekstil ürünlerini Avrupa’ya ihraç ediyordu. Abu-Lughod’a göre bu sistemi çökerten başlıca faktör veba oldu.

Çin kaynaklarına göre 1320’lerde Himalayalar’ın Moğol kontrolü altındaki bölgesinde ortaya çıkan veba, kısa sürede Ortadoğu ve Avrupa’ya yayıldı. Dünya sistemini kuran iki güç, asker ve tüccar, aynı zamanda vebanın taşıyıcısı oldular. Bu veba salgını boyutları itibarıyla Ortaçağ ve Yakınçağ’ın benzer salgınlarından ikonik bir adlandırmayla ayrılır: Kara Ölüm.

Salgın sadece dünya ekonomisini çökertip bölge ekonomilerinin iki yüzyıl içe kapanmasına yol açmadı, bölgeler içinde de ciddi değişimleri tetikledi. Uluslararası ticaret ve ulaşımın merkezinde yer alan Kahire burjuvazisi vebanın kurbanı oldu. Bir hanedan değişimiyle örtüşen bu dönemde önceden burjuvazinin elinde olan üretim araçları devletin eline geçti ve tekelleşti. İnsan yerleşiminin Nil kıyısında yoğunlaşmak zorunda olduğu Mısır’da bu nüfus yoğunluğu vebanın etkisinin çok daha yüksek olmasına yol açtı. Örneğin Avrupa’da şehirlerden kasabalardan kaçan insanlar kendilerini kırsalda yalıtıp, yaşamlarını devam ettirebiliyorlardı. Çölde yaşama imkanları olmayan Mısır halkı için vebadan kaçmak bu kadar kolay olmayacaktı.  Ancak dünya sisteminin diğer ucunda, İngiltere’de de veba ciddi etkiler bırakacaktı. Salgın yüzünden çok sayıda insanın hayatını kaybetmesi işgücüne yönelik talebi arttırmış ve dolayısıyla o günkü feodal hakimiyet koşullarının taşıyamayacağı şekilde köylülerin pazarlık gücünü yükseltmişti. Yeni vergilerle köylülerin soyulmaya çalışılması İngiltere tarihin ilk büyük halk ayaklanmasına yol açacaktı: 1381 Köylü Ayaklanması.

2000’lerin ilk yıllarında Abu-Lughod’un çalışmasını ilk okuduğumda SARS salgını gündemdeydi. Ortadoğu’nun Ekonomi Politiği dersimde ders kitabı olarak okuttuğum bu çalışma bana üç açıdan önemli gelmişti:

  1. Küreselleşme adı verilen sürecin tarihsel kökenlerini çok daha eskilere dayandırması;
  2. Avrupa-merkezci teorilerin aksine Ortadoğu’da Ortaçağ’da bir burjuvazinin varlığını kanıtlaması;
  3. Dönemin sosyoloji, iktisat ve uluslararası ilişkiler teorilerinin tamamen göz ardı ettiği çevre, iklim değişikliği ve salgın gibi küresel değişkenleri vurgulaması. Nitekim, “son küreselleşme” bu üç küresel değişkeni de inkar edilemez bir şekilde önümüze koyuyor.

Abu-Lughod’un çalışmalarından bu yana yapılan incelemeler sermaye birikimi ve devlet oluşumunun doğa, hayvan ve insan toplumlarına getirdiği savaş, açlık, hastalık ve çevre felaketleri üzerine ciddi bir bilgi birikimi sağladı. Bu birikim bugünkü COVID-19 salgınıyla başa çıkmak için vazgeçilmez dersler barındırıyor. Salgının boyutları ve sonuçları öngörülemezliğini koruyor, ancak iklim değişikliği, tarihte ilk defa dünya nüfusunun çoğunluğunun kentlerde yaşaması, ekonomik faaliyetlerin yeryüzünün ayak basılmamış köşelerine yayılması kaçınılmaz olarak önümüze daha fazla salgın getirecek. Kamu sağlığının tam anlamıyla küreselleştiği bir çağa giriyoruz. Bakalım siyaset buna nasıl cevap verecek? Veya verebilecek mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...