Meksika’da gerilim hatları: Kadın hareketi ve yerli toplulukları
Bir devlet kurumunun duvarını, protesto için boyayan Meksikalı bir kadın. | Fotoğraf: FPR
Meksika’da 8 Martta sokaklardaki güç dengesini görünür bir biçimde değiştiren kadın hareketi, 9 Martta günlük hayatın dinamiğini değiştiren kadın grevine evrilirken topluma ve siyasi iktidara önemli bir mesaj verilmiş oldu. Ülkede suç ve şiddet olayları çok az da olsa azalma göstermesine rağmen kadınlara karşı işlenen suç ve şiddet olaylarının artmaya devam etmekte olması bu olayların adli vakalar çerçevesinde değerlendirilemeyeceği gerçeğinin önemine işaret ediyor.
Ülkede 80 yıldır ilk defa iktidara gelen sosyal demokrat-sol çizgideki hükümet ise bu hareketlilik karşısında hazırlıksız yakalanmışa benziyor. Kadın hareketi siyaseten homojen bir blok olmadığından López Obrador’un seçim sürecinde etkili olmuştur argümanı yapılamasa da, sivil toplum genel olarak Obrador’un karşısındaki milliyetçi-dinci-muhafazakâr bloğun tam karşısında yer almıştır iddiası öne sürülebilir. Bu açıdan bakılınca tüm bu sivil toplum unsurları yeni iktidar tarafından ciddiye alınmak ve güçlendirilmek talebi ile ortaya çıkmaktadır. İktidar ise toplumun farklı kesimlerinden gelen talepleri bir bütün içinde eritmekte, ülkedeki gelir adaletsizliği, yolsuzluk ve kamu kaynaklarının yağmalanması konularının yan ürünleri olarak görmekte. Bu da kaçınılmaz olarak hükümet ile bu gruplar arasında gerilim alanları yaratmaktadır.
Dağılma riski ile karşı karşıya bulunan, ideolojik ve politik olarak tamamen yenilmiş olan muhafazakâr ve milliyetçi muhalefet ise bu gerilim ve çatışma alanlarından güçlenme ve tabanını konsolide etme fırsatı elde etmeye çalışmaktadır. Yıllardır tüm kadın hareketine karşı pozisyon almış, kilisenin kadın ve toplumsal cinsiyet eşitliği düşmanı fikirlerinin siyasi temsilciliğini üstlenmiş olan PAN’ın ve bunun yanısıra liberal gazeteci ve düşünürlerin kadın muhalefetine eklemlenmeye çalışması hükümetin yanlış bir biçimde refleks göstermesine sebep olmaktadır. Kadın hareketinin kendi taleplerine alan açmak ve şiddet sorununun çözümü için somut, kapsamlı ve katılımcı bir strateji belirlemek yerine kabinedeki 7 kadın bakan vasıtasıyla kadın hareketinin hükümete karşı olmadığı savunmasını yapmayı tercih etmesi bu açıdan tartışma yaratmaktadır.
Benzer bir gerilim hattı, hükümetin Tren Maya adını verdiği ve ülkenin en fakir beş güney eyaletini birleştirecek olan alt yapı projesinde ortaya çıkmaktadır. Biyolojik çeşitliliğin çok zengin olduğu yağmur ormanlarına ve büyük bir arkeolojik mirasa sahip olan bu bölgeler aynı zamanda kendi kültürel ve politik haklarını korumaya çalışan yerli halklarını da barındırmaktadır. Hükümetin bölgede artık kronikleşmiş bulunan yoksulluk ile mücadele için Tren Maya projesinin gerçekleştirilmesi gerektiği iddiası birçok yerli topluluğu tarafından reddedilmiştir. Her ne kadar proje yarı-resmi biçimlerde kamuoyu yoklamasına sunulmuş bulunsa da oylama uluslararası kuruluşlar tarafından tatmin edici bulunmamıştır.
Obrador hükümetinin sorunları ve kaynağını tespit etmek konusunda olumlu bir görüntü verdiği açıkken, sorunların çözümü için politika üretme sürecinde eski yöntemlerden uzaklaşamaması belki de bu gerilimlerin oluşmasında en önemli etken olabilir. Bununla birlikte katılımcı bir karar alma süreci geliştirmek ve muhalefetin tutumuna bakmadan hareket etmek ideolojik üstünlüğün elde edilmesinde ve sorunların çözülmesinde en önemli merhalelerden bir kaçı olacaktır.
- Haiti’de kaos 15 Nisan 2024 04:50
- Ütopyalar 01 Nisan 2024 04:21
- Chavez'in gölgesinde genel seçimler 18 Mart 2024 05:00
- Güvenlikçiliğin gizemli çekiciliği 04 Mart 2024 04:30
- Tempus Veritatis 19 Şubat 2024 04:45
- Küba’dan Arjantin’e bölgeden notlar 05 Şubat 2024 04:10
- Milei'in birinci ayı 22 Ocak 2024 04:35
- Gelgitler arasında ABD-Venezuela ilişkileri 08 Ocak 2024 04:30
- Yeni yıla girerken Latin Amerika... 25 Aralık 2023 04:22
- Maduro’nun Guyana seferi 04 Aralık 2023 04:20
- Milei ve sınıfsal ajandası 21 Kasım 2023 04:42
- Göç ve değişen göç politikaları 13 Kasım 2023 03:45