Hak ihlallerindeki kara tablo

İnsan hakları ihlalleri bu hafta da devam etti.

Şöyle bir tablo var:

Gülistan Doku, Tunceli/Dersim’de 5 Ocak’tan beri kayıp. Emniyet nihayet özel bir birim oluşturdu ve Gülistan’ı aramaya karar verdi.

İHD Irkçılık ve Ayrımcılık Karşıtı Komisyon, “Şimuni ve Hürmüz Diril nerede?” diye sordu.

Şırnak, Beytüşşebap Kovankaya (Meer), Süryani/Keldani köyünden, 11 ocaktan beri kayıplar.

Yeniçağ Gazetesi'nden Murat Ağırel, Yeni Yaşam Gazetesi’nden Ferhat Çelik, Aydın Keser, Oda Tv’den Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan ile Hülya

Kılınç MİT elemanının cenaze haberini yaptıkları için MİT yasasına muhalefet ettikleri gerekçesiyle tutuklandılar. Yakındoğu Haber Sitesi Genel Yayın Yönetmeni Alptekin Dursunoğlu Suriye’deki savaşa dair sosyal medya paylaşımları, Rudaw Tvden Ravin Sterk Yıldız ise mülteciler ile ilgili TV haberleri nedeniyle tutuklandılar.

Türkiye'nin sınırdaki geçişleri engellememe kararı sonrasında Edirne'ye giden ve gözaltına alınan Mezopotamya Haber Ajansı muhabirlerinden İdris Sayılğan'ın tutuklandığı bildirildi. Mezopotamya Haber Ajansı'ndan yapılan açıklamada, Naci Kaya'nın ise "yasak alanda çekim yapmak" suçlamasıyla gözaltı süresinin 4 Mart Çarşamba gününe kadar uzatıldığı belirtildi. Tutuklamanın ardından Sayılğan'ın Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi'ne gönderildiği bildirildi.

Veli Saçılık ise sosyal medya hesaplarından tehditlere maruz kaldı ve tehditlerde bulunan bazı Ülkü Ocakları yöneticileri hakkında, savcılıklara suç duyurusunda bulundu.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Dr. Selçuk Mızraklıya 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi.

Gültan Kışanak ve Sebahat Tuncel’in esareti devam ediyor. Malatya’da görülen davalarında tahliye yok!

Yüksel direnişçisi Acun Karadağ, 9 Mart Pazartesi günü anayasal hakkını kullanarak oturduğu insan hakları anıtı önünden üç kez polisçe gözaltına alındı. Anayasal hak haline gelen toplanma özgürlüğü hakkı kullandırılmadı.

Dün (11 mart), Ankara Mülkiyeliler Birliği Merkezi’nde, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi ile Düşünce Suçu(!?) na Karşı Girişim inisiyatifi ile bir basın açıklaması yapıldı: Açıklamada, “Grup Yorum, Mustafa Koçak ve HHB/ÇHD’li avukatların açlık grevleri ve ölüm oruçlarına neden olan talepleri: Meşru ve haklı olan talepleri taleplerimizdir:

* Konserleri dahi engellenen Grup Yorum üzerindeki keyfi baskılara son verilmeli,
* Ölümün eşiğine gelen Mustafa Koçak’ın yeninden ve adil yargılanma talebi kabul edilmeli ve haksız tutukluluğuna son verilmeli,
* “Avukatlık faaliyetinin yargılama konusu edilemeyeceği” gerekçesiyle tahliye edildikleri gün yasa dışı ve gayrı meşru bir biçimde yeniden tutuklanan ÇHD’li, HHB’li avukatlar serbest bırakılmalı, bu tahliye gerekçeleri beraat gerekçesi yapılmalıdır.” denildi.

Aynı konuda Demokrasi İçin Birlik de “DAHA NE KADAR ÖLECEĞİZ ADALET İÇİN?” başlıklı bir açıklama yaptı. Grup Yorum üyelerinden Helin Bölek 12 Mart itibariyle 266, İbrahim Gökçek ise 269 gündür ölüm orucundadırlar.

Ağır işkencelere maruz kaldıktan sonra tutuklanıp, yargılanan ve müebbet hapse mahkum edilen Mustafa Koçak ise 252 günü aşkın bir süredir, açlığını sürdürüyor ve ölüm orucuna dönüştürdü eylemini.

ÇHD’li 8 tutuklu avukat ise müvekkillerinin taleplerinin kabul edilmesi için açlık grevi yapıyorlar ve 30 günü aştı açlık grevleri…

Hak ihlallerindeki kara tablo uzayıp gidiyor.

Son bir olguyu sunayım size.

2500 yıl öncesini, Sofokles’in Antigonesi’ni hatırlatıyor:

Gömülme hakkı!

Muş Şenyayla Bölgesi'nde 8 Aralık 2019’da çıkan silahlı çatışmada HPG’li Zehra Eryılmaz yaşamını yitirir.

Üç ayı aşkın süredir de kızının cenazesini almak isteyen anne Kudsiye Eryılmaz’a verilmez cenaze.

Zehra Eryılmaz’ın cenazesi halen Malatya’da Adli Tıp morgunda bekletilmektedir.

Yıl, milattan sonra, 2020 olmuştur.

Gömülme hakkı, insan onuruna saygı ile alakalı bir konudur.

Başka da bir diyeceğimiz yoktur.