10 Mart 2020 00:37

Gerçekçi muhalefet ihtiyacı

(soldan sağa) Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin

Recep Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin | Fotoğraf: DHA

Paylaş

AKP’nin zayıflamakta olduğu ve attığı her yeni adımın açmazını derinleştirip zayıflamasını ilerlettiği tartışma götürmez. Zayıfladıkça, çıkmazından kurtulma ve toparlanma umuduyla içeride ve dışarıda daha da saldırganlaşıyor. Bu da gerçek. Ancak bunlar genel olarak böyle. Ve genel olan güç kaybı eğrisi içinde hiç dalgalanma yaşanmıyor ve kimi atakları hiçbir tersi sonuca yol açıp ömrünü uzatıcı etki yapmıyor değil. Bunları doğru saptayıp muhalefetin kendisini tamamen gerçekçi bir zeminde geliştirmesi şart.

Şu son Suriye “macerası” örneğin. TV kanallarını izleyenlerin şaşkınlığa uğramaması ve kendisinin sağlam bir değerlendirmesi yoksa kafasının karışmaması neredeyse olanaksız. Yandaş medya silme başarı olarak yansıtıyor Suriye’de son olup bitenlerle Moskova’da yapılan Türk-Rus ya da Erdoğan-Putin zirvesini. Muhalif kanallarsa tam bir hezimet olarak.

Gerçek nerede? Gerçek, ikisinin bir aradalığında. Evet, bir hezimet yaşanmıyor ve çıkmaz Erdoğan-AKP rejiminin çıkmazı derinleşmiyor değil. Ancak henüz yerlerde sürünülmediği ve kısmi olsa bile hiç başarı sağlanmadığı da söylenemez. Abartıdan kaçınmak ve ortalarda bir yerlerde olan gerçeği yakalayıp üzerinden yürümeden sağlam ve ikna edici bir muhalefet yürütülemeyeceği gerçek. Böyle yapılamazsa ne olur? AKP ve MHP etkisinde olan işçi ve emekçiler, ikna edilemez ve takım tutar gibi, AKP-MHP tarafından güçlü şekilde propaganda edilen yarım gerçeğin etkisinde kalmaya devam eder. Çünkü durumlarını değiştirmelerini engelleyen gerçeğin yarısı görülmediğinde, bu “kısmi başarılar”ın geçiciliği ve genel eğilimle çeliştiğinin açıklanması sağlanamayacaktır.

AKP Türkiye’si genel yanlışı olan Suriye’de izlediği yayılmacı politikasının sonucu olarak daha da sıkışmamış mıdır? Sıkışmıştır. “Suriye’de ne işimiz var?” sorusu doğru değil midir –doğrudur. 34 ya da 36 askerin öldürüldüğü saldırı doğrudan Rus saldırısı değil midir ve ilk gün Erdoğan rejimi tarafından da böyle açıklanmasına rağmen “Suriye saldırısı”na dönüştürülüp ona karşı saldırı başlatılmamış mıdır -Rusya ile savaşılacak değildir ya, öyle yapılmıştır. Üstelik “çekilin aradan” denmemiş midir-denmiştir. Moskova Zirvesi, Türkiye’nin gözüne sokulurcasına, 1878 Osmanlı Hezimetini belirten heykelciğin önünde yapılmamış mıdır-yapılmıştır. AKP Türkiye’si, kuşatma altındaki “gözlem kuleleri”nin bu kuşatmadan kurtarılmasını da kapsayarak, Suriye birliklerinin, son Rus-Suriye saldırısı öncesi bulundukları hatta çekilmesini şart koşmamış ve “Zirve”de bu şarttan vazgeçmemiş midir –evet şart koşmuş ve vazgeçmiştir. Esad rejimini tanımaz ve devirmeyi öngörürken, ateşkes mutabakat zaptında “Suriye Arap Cumhuriyeti” tanımını kabullenmemiş midir-kabullenmiştir. Rusya-ABD çelişkisini kullanmanın son raddelerinde değil midir AKP Türkiye’si, ABD “Müttefikimizin yanındayız” demenin ve bir Türk-Rus savaşını kızıştırmanın ötesinde tek pratik adım atmış, örneğin istenen Patriotlardan bir tane bile göndermiş midir-göndermemiştir. Tümü doğru ve gerçektir.

Ancak öte yüzü de vardır madalyonun. Savaşılmasına Suriye ile savaşılmış ve sanki bombalayıp 30’un üzerinde askeri o öldürmemiş ve bunu defalarca kendisi de açıklamamış gibi, Rusya karşıya alınmamaya çalışılmıştır; ama karşıda Rusya’nın varlığına rağmen TSK belirli bir ilerleme sağlamamış mıdır-sağlamıştır. Rusya hava sahasını kapatmasına rağmen IHA ve SİHA’lar savaşta son derece etkili kullanılmamış mıdır-kullanılmıştır. (Bu, ABD ve Rusya dahil, hemen tüm dünyaca kabul edilmiş, ve ithal kuyruğunu göreceğiz, Damat Drone’larının pazar olanağını müthiş genişletmiştir.) Rusya, biri kendi savunma sistemi olmak üzere Suriye’ye yerleştirdiği az sayıda olmayan savunma sistemi vurulurken, Türkiye’ye tek laf edebilmiş, drone ya da mevzilerini vurmayı göze alabilmiş midir-hayır, yapamamıştır. Zirvede Rusya’nın kendisini dayatıp bir dizi küçük düşürmeyle birlikte Erdoğan’a birçok geri adım attırdığı doğrudur, ancak yerinden söküp atmayı da gerçekleştirememiştir.

Özetle, kullandığı milliyetçilik silahı bakımından, bazı kayıpları vardır kuşkusuz, ama daha zayıflamış haliyle olsa bile, henüz hâlâ bulunduğu mevzileri savunmayı sürdürebilme olanakları tükenmiş değildir. Gerçekler üzerinden yürünmelidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...