25 Şubat 2020 00:04

Dava var dava var… Ya da bağımsız ve tarafsız yargı…

Gözündeki bağı kaldıran Themis silüeti

İllustrasyon: Pixabay

Paylaş

Kriterler hep aynı, hiç adamına göre davranılıp farklı ölçüt kullanılmıyor. Tamamen tarafsız bir yargımız var. Ve hiç kimsenin gözünün içine bakıp ağız okuması yapmıyor. Tam bağımsız yani.

Genel ve soyut olandan değil özel ve somuttan yürüyelim.

En önce bir Hakan Fidan davası açılmaya çalışılmıştı. Erdoğan ameliyata girecekken tam vaktidir denip Cemaatçi savcılar Fidan’ı ifadeye davet etmişlerdi. Tutuklayıp üzerinden Oslo vb. dolayısıyla Erdoğan’a yürüyeceklerini ve bunun ilk denemeleri olduğunu yine Erdoğan söylüyor. O engelliyor. O dönem yargı hiç siyasal değildi, tam bağımsız ve tarafsızdı yani.

Bir MİT tırları davası vardı. Hâlâ var. Önce başka gazetelerde yayımlanmıştı. Cumhuriyet haber yapınca yıllarca süren bir yargılama başladı. Gazete haber yapar, ama öyle olmadı. Süreç çok ceza alanların tahliyesi ama az alanların hapis kalmalarıyla ilerledi. En son Yargıtay sanıklar lehine bozdu, mahkemeyse cezada direniyor. Dönemin Genel Yayın Yönetmeni C. Dündar hedef gösterildiği için öldürülmek istendi, şimdiyse Almanya’da zorunlu ikamette. Ve “devlet sırrı” denip ceza gerekçesi yapılan türden silah sevkiyatları ile Suriye’de örneğin ÖSO ya da yeni adıyla SMO’nun silahlandırılmakla kalınmayıp onunla birlikte savaşıldığını devlet açıklıyor artık.

Bir Man Adası vardı. Milletvekili ve ana muhalefet partisi başkanı olarak Kılıçdaroğlu belgesini göstererek üzerine konuşma yapınca belgeye bir şey denmedi, ama hakkında dava açıldı ve tazminat ödemeye mahkum edildi.

Demirtaş ve 10’dan fazla HDP milletvekili, vekil olarak başka ne yapsınlar, düşüncelerini açıklamak üzere konuştular. Vay sen misin konuşan! Konuşarak yok huzur bozmuşlar, yok halkı ayaklandırmışlar… Zekeriya Öz türünden cin savcılar hemen yakaladılar. Dava üstüne dava açıldı haklarında. Yıllardır hapisler.

Gerçekten Demirtaş ve Cumhuriyet davalarınınki dahil çoğu savcı Cemaatçi ve “FETÖ”den ya kaçak ya da ağır cezalar yedi; ama fark etmiyor, davalar yürüyor.

Evrensel gazetesine de durmadan dava açılıyor. Yok virgülü yanlış yere koydunuz, yok örneğin “terör” sözcüğünü “teror” olarak yanlış yazdınız… Basıyorlar hapis ve para cezalarını. Sadece mahkeme yoluyla değil, Basın İlan Kurumu yoluyla da ekonomik olarak çökertmeye çalışıyor, kargaların güleceği “Bir kişi iki gazete almış” türünden gerekçelerle ilan kesiyorlar. Yetmiyor, gazete olmadığına karar verip gazetecilerin sarı basın kartlarını iptal ediyorlar. Neden? Evrensel laf dinlemiyor, gerçekleri haber veriyor, ondan.

Örnek binlerce ve sürdürülebilir, ancak yer sınırlı.

Öte yandan bir de tersi davalar ya da hiç açılmayan davalar var.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2019’da 474 kadın öldürüldüğünü açıkladı. On yılın en yüksek rakamı bu. Ortam müsait ve giderek artıyor yani. Kaçı hakkında dava açıldı dersiniz? Ya da açılan davalar nasıl sonuçlanıyor? Duruşmaya kravatlı katılan “erkek”, üstelik bulunup buluşturulan gerekçelerle ne indirimlerden yararlanıyor -biliniyor! Şort giymişmiş de tahrik olmuş beyefendi örneğin. Kadının yalnız sokağa çıkmaması gerektiği kadar geç bir vakitmiş ya da. Beş kez şikayetçi olmuş kadın ama hep uzlaşın denmiş… Sonu cinayet. Kamuya yeterince mal olmamışsa üç beş sene sonra dışarıda katil.

Muhalifler, yönetenlerin hoşuna gitmeyen hiçbir konuşma ve tavırları kaçırılmayıp haklarında anında dava açılıp mahkum ediliyorlar. Peki hiç tersini duyan var mı? Ağız dolusu hakaretler etmelerine rağmen yönetenlerin kaçı para olsun öder? Erdoğan örneğin, hiç tazminata mahkum olmuş mudur?

Soma maden ve Torunlar asansör facia ya da cinayetlerinde kâr hırsıyla yeterli önlem almayan hangi patron cezalandırıldı? Bir kişi bile var mı? Bilen, duyan var mı, peki? Aynı Torunlar, şirketleri Başkent gaz aracılığıyla, Kızılay üzerinden Ensar Vakfına 8 milyon dolar bağışlayıp açıkça vergi kaçakçılığı yaptığında, iki aya yaklaşıyor, hakkında bırakalım davayı, soruşturma açıldığını duyan oldu mu? Bu ülkede vergi kaçırmak suç değil mi?

Ve Torunlar gibi, Ensar Vakfının da suç işleme özgürlüğü mü var? Karaman’daki yurdunda 10-11 yaşlarında 11 erkek çocuğu defalarca tecavüze uğruyor ve sadece bir öğretmen “günah keçisi” oluyor. Bu, reva mı?!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...