04 Şubat 2020 23:05

Hayat ve mekan

mutfak

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Hayatımıza uygun alanlar yaratmak yerine, kimi zaman tesadüflerin, ekseriyetle de tüketim ilişkilerinin belirlediği ‘Bize uygun olmayan alanlara uygun hayatlar’ yaşıyoruz.

Doğada hiçbir canlı avlanmak dışında saatler boyu tek bir odağa sabitlenip bakmıyor: Cep telefonu, bilgisayar ekranı, televizyon ve doğal olarak zamanla gelişen omurga ve göz sorunları...

Günümüz mimarisi üretim boyutu ile tek tip insan tahayyülünün dışa vurumundan izler taşıyor: Misal, boyumuz uzun ya da kısa olmuş hiç fark etmiyor: Tüm mutfak tezgah yükseklikleri standart. Velev ki kendimiz mutfağımızı yeniliyoruz, boyumuz posumuz hiç aklımıza gelmiyor, ‘ideal insanmış’ gibi davranıyoruz.

Ana akım medyanın başlığında ‘sağlık’ içeren popüler televizyon programları, sık sık modası değişen ‘iz element’ tüketmeye teşvik ediyor cümlemizi: Gün oluyor magnezyum, gün geliyor çinko veya selenyum tüketimi kışkırtılıyor. Oysa, adı üzerinde: ‘iz element’, yani vücutta az miktarda bulunan. Doğadan, doğaldan uzaklaşmanın bedelini ödüyoruz hep birlikte: Yaşam alanlarımızda görselliğine göre ekip biçiyoruz otundan ağacına cümle bitkileri. Çoktandır iki dudağımız arasına almayı terk ettiğimiz o çiçekler muhtemel iz elementlerin menşeiydi belki de. Soralım yeni nesle, kaçı görünce adını söyleyebiliyor muşmula ya da kızılcığın, kuzu kulağının, yol kenarlarını artık terk eden ısırgan otunun?

Her canlı gibi doğada yürürken kopardığımız meyvelerin burnumuza gelen o ilk kokusu, kim bilir ne için şifaydı bedenimizde! En son ne zaman bir meyveyi dalından koparabildik sahi? Rızamız dışında üretilmiş kamusal alanların esiriyiz cümlemiz.

Evler ürettik tarih boyu: Misafir odası kıldık en büyüğünü, dar alanlara hapsettik kendimizi. Derken, televizyon odası icat eyledik, bir koltuğa sığdırdık yaşamımızı: Evler büyüdü, biz ağırlaştık: Üretilen yeni mekan ve obezite günümüzün şifresi.

At gözlüğünü önce atlara, eşeklere taktık, gözlerinin görüş açısını daraltmak için. Derken televizyon ile her birimizin adeta at gözlükleri oluştu, sağa sola daha az bakar olduk. Yetmedi cep telefonu yaşamımızı rehin aldı, at gözlüğü yetmedi başımız aşağıya eğildi ve yukarı bakış açımız da daraldı. Bu böyle devam ederse insan soyu için bugünün sanal at gözlüğü gelecekte kalıtımsal olabilir. Darwin’e kulak vermekte yarar var.

Tüketim toplumunun obje, mekan ilişkisi ona uyumlu hayatlara hapsediyor her birimizi. ‘Bizi hasta eden ne?’ sorusunun yanıtını burada aramakta yarar var. Oysa bu hayat bizim ve hayatlarımıza uygun mekanları evde, kentte, kırda üretmek, bulmak şifa için elzem.

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...