30 Ocak 2020 00:44

Metalde 'ortada buluştuk' dümeni

Türk Metal üyesi işçiler yüzlerinde 'sahte mutluluk' maskesi takarak eylem yaptı

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Yaklaşık 130 bin işçiyi ilgilendiriyordu.

Belli oldu!

Metal sektöründe sözleşme yüzde 17’ye bağıtlandı.

‘Yüzde 25 zam yapıldı’ iddiası ise sadece propagandadan ibaret.

İşin propaganda kısmından önce ilk altı ay için yapılan zammı değerlendirelim.

‘Biraz patron çıktı, biraz biz indik ve iyi bir sözleşme imzaladık’ söylemi ile işçi yüzde 17’lik zamma ikna edilmeye çalışılıyor.

Acaba öyle mi?

***

Önce çeşitli sendikaların, ilk 6 ay için, sözleşme taslağında ne istediklerine bakalım.

En düşük talep yüzde 26’ydı (Türk-İş Konfederasyonunun metal sektöründe örgütlü sendikası Türk Metal’in işçi ücretlerine talep ettiği zam oranı).

En yükseği ise yüzde 34 (DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’in hazırladığı teklif).

Patronlara gelince...

Onlar adına masada Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) vardı.

İlk teklifleri yüzde 6 oldu.

10 Ocak’ta tekliflerini yükselttiler: Yüzde 8.

Şimdi Türk Metal yüzde 17’ye razı olup masadan kalktı.

***

Görünüşe göre...

İşçi tarafı teklifinin yarısına rıza gösterirken, patron tarafı da teklifinin iki katına imza atmış. Böylece ortada buluşmuşlar(!) 

Ortada buluşma olarak gözüken durum maalesef sadece rakamsal bir yanılsama!

Patronlar ve işçileri eşit fedakarlık yapmış gösteren tablo gerçeği yansıtmıyor.

Bir taraf (patronlar) yüzde 8 ile bitirip, çok çok kazançlı kapatmak istediği sözleşme dönemini, attığı yüzde 17’lik imza ile kazançla kapatmıştır.

Yani patronlar için durum çok çok kazançtan iyi bir kazanca inmiştir sadece!

Diğer taraf (işçiler) için ise...

Kazançla kapatacağı şeyi daha az kazançla kapatması gibi bir durum söz konusu değil.

Yaptığı fedakarlığın sonucu sözleşmeyi zararla kapatmak olmuştur.

Rakamlarla anlatalım.

ENFLASLONA BAKINCA GÖRÜLEN

TÜİK’in enflasyon verilerine bakalım.

2019 tüketici enflasyonu yaklaşık yüzde 12.

Bu rakama bakıp, ‘Enflasyondan fazla aldık’ demek mümkün mü?

Yüzde 12 aslında aralık 2018 ile aralık 2019 fiyat kıyaslaması.

Oysa aynı TÜİK, geçen yıl her ay yaşanan enflasyonun ortalamasını alınca sonucun değiştiğini söylüyor.

Aylık ortalamalara göre enflasyon yüzde 15.2! Her ay yaşadığımıza göre daha gerçekçi olan rakam bu.

Peki metal işçisinin bu rakama bakıp, ‘En azından gerçekçi enflasyon civarında bir zam aldık’ demesi mümkün mü?

Sorunun cevabını bulabilmek için hesaba devam edelim.

Enflasyon verilerine 12 aylık ortalamalara göre bakınca...

Ev eşyasında yüzde 19.

Gıda da yüzde 20.

Çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 22.

Alkol, tütünde yüzde 24.

Taze meyve ve sebzede yüzde 25 düzeyinde fiyat artışları görülüyor.

Bütün bunlara bakınca emekçinin enflasyonunun yüzde 20’nin üzerinde olduğu görülüyor. Ama gel gör ki, toplu sözleşme ile metal işçisine verilen zam yüzde 17. Emekçinin enflasyonun altında.

Yeni bir soru ile devam edelim: Emekçinin kaybı sadece yüzde 3-4 mü?

METAL İŞÇİSİNİN CEBİNDEN ÇALINAN!

Emekçinin 2019 enflasyonunun yüzde 20 olduğu gerçeğinden hesap yapmaya devam edelim. Devam ettikçe göreceğiz ki...

Karşımızda yüzde 3-4’lük kayıptan daha kara bir tablo var!

Metal sektöründe ortalama ücretler, toplu sözleşme öncesi 3 bin TL civarındaydı*. Yüzde 20’lik enflasyon bunun 600 lirasını eritti.

Yani...

Ocak 2019’da 3 bin lira alan işçinin 2019 aralık ayında cebinde 2 bin 400 lirası kaldı.

Metal işçisinin evine hırsızın girip 600 lirayı çalması ile yüzde 20’lik enflasyon yaşanması arasında fark yoktur. İkisi de aynı sonucu doğurur. Her iki durumda da işçinin 600 TL’lik kaybı olur. 

Aralarındaki tek fark satın alma gücünü 600 lira düşürerek yapılan hırsızlığın cezası yoktur. Kapitalist kurallar içinde yapılmış yasal bir hırsızlıktır çünkü!

İşçinin geçen yıl ocak ayındaki parasının bu ocakta da olabilmesi cebine en az 600 TL (yüzde 20’lik artış) girmesi gerekir.

Böyle bir para girdi mi?

Maalesef...

***

Yüzde 17’lik bir artışın hayattaki karşılığı ne?

Yani 3 bin TL’lik ücretin 3 bin 510 TL’ye çıkması ne getirecek? 

Bursa’daki bir işçiyi düşünelim.

Geçen yıl kentte ekmek fiyatları 1 lira 25 kuruştu.

Günde dört ekmek tüketen bir işçi ailesi her gün ekmek için 5 lira, ayda da 150 lira harcamaktaydı.

Üç bin liralık ücretin yüzde 5’ini ekmeğe ayırıyordu.

Bu yılın başında...

AKP’li Bursa Büyükşehir Belediyesinin iştiraki BESAŞ (Bursa Ekmek Sanayi AŞ)...

1 lira 25 kuruştan sattığı 400 gram ekmeğin fiyatını 1 lira 50 kuruşa çıkardı.

Ekmeğe yüzde 20 zam geldi.

Artık 4 ekmeğin aylık maliyeti 180 TL. Yani 30 lira daha fazla maliyetli!

510 TL’lik artışın 30 lirasını ekmek alıp götürecek.

Sadece ekmek mi?..

Geçen yıl ocak ayında 100 lirayı bulmayan elektrik faturası, elektriğe gelen yüzde 56’lık zam ile şimdi oldu 150 lira.

Toplu sözleşmeyle gelen paranın 50 lirasını da elektrik götürecek.

Ücret artışının 80 lirası iki kalemde gitti!

Zeytini, peyniri...

Telefonu, kirası...

Doğal gazı...

Daha birçok zorunlu harcaması...

Götürdükçe götürecek.

“Sosyal haklar dahil edilince ücret zammı yüzde 18.49’u buluyor” savunması da söz konusu tablo karşısında hiç bir anlam ifade etmiyor.

GÜNDÜZ METAL İŞÇİLİĞİNE AKŞAM GARSONLUĞA DEVAM

Yukarı sebeplerini sıraladık; yüzde 17’lik ücret artışı karşısında işçinin kayıplar yaşaması kaçınılmaz.

Bu durumda işçi bireysel olarak ne yapacak?

Önce harcamaları kısacak.

Kıstıkça kısıyor zaten. Ne diyordu Bosch işçisi; ‘Evdeki petekleri söktüm doğal gaz sobasına döndüm’.

Lakin kısmak da yetmez! Çoğu zaman ek gelir getirici iş yapmak kaçınılmaz olur.

Bosch işçilerinin anlattığı gibi:

  • Düğünlerde, garson olarak çalışan fabrikadaki mesai arkadaşlarımızla karşılaşıyoruz.
  • Hamallık yapan arkadaşlarımız var.
  • Eskiden tek maaşla evi geçindirirken şimdi bu mümkün değil.

Kısmak ve ek iş dışında geriye borç almak kalıyor. Ve nitekim kredi borcu olan işçinin haddi hesabı yok zaten.

Lakin soru şu: Normal geliriyle geçinemeyen işçiler borcunu nasıl ödeyecek?

***

İşçiler binbir türlü yöntemle geçinmeye çalışırken, bütün kriz söylemlerine rağmen, patronlar 2019 yılını bol kârla kapattı.

Örneğin; 2018’e göre dayanıklı tüketim sektöründe faaliyet gösteren 10 firmanın toplam kârı bir yılda 472 milyon liradan 527 milyon liraya çıktı.

Onlar yüzde 17 zam sonrası da kâra devam edecek. Lakin metal işçisi süreçten zararla çıkacak.

Devran aynı dönecek: Gündüz metal işçisi, hafta sonları düğünde garson!

Şimdi soruyorum: Gerçekten patronlarla, sendikalar ortada mı buluştu?

YÜZYILIN SÖZLEŞMESİ BİLE ÜÇ AYDA ÇÖP OLMUŞKEN

Bir önceki toplu sözleşme yüzde 24’lük artış ile bağıtlanınca...

‘Yüz yılın zammı’ değerlendirmeleri yapılmıştı.

O zaman demiştik ki...

“Yüzde 24’lük metal zammının hayattaki gerçekliği farklı: Oran büyük, karşılığı küçük!”

Maalesef haklı çıktık! Ve bolca ‘Yüzyılın zammı pul oldu’ haberleri yapmak zorunda kaldık.

Şimdi durum daha vahim; zarar bugünden başladı!

Bu nedenle...

Sadece 2 yıllık kayıpların telafisi için bile ücretlere, ilk 6 ay için, en az yüzde 25-30 arasında bir zam yapılması gerekiyordu.

Olmadı.

Kayıpları sözleşmede telafi etmek yerine...

Kıstıkça kısmak, ek iş yapmak, borç içinde debelenmek gibi bireysel yöntemlerle gidermeye çalışmak nereye kadar?

Bu arada Türk Metal Sendikası, ikinci altı ay için aldıkları yüzde 6 zammı dahil ederek şöyle diyor: “İlk yıl toplamında yüzde 25.50 oranında zam aldık.

Yılın ikinci yarısı için alınanı yılın tamamı gibi yutturmak sadece yanıltıcı bir propaganda!

İkinci yarısı için yüzde 23 (İlk 6 ay için yapılan yüzde 17’lik zamma ikinci yarı için yüzde altı eklenince çıkan sonuç).

Yarısı yüzde 17 yarısı yüzde 23 olduğuna göre yıllık zammı bulmak için ikisini toplayıp ikiye bölmek gerekir.

Bölünce sonuç: 20.

Bu rakam geçen yılın kaybına denk geliyor.

Peki bu yıl boyunca cebimizdeki erime ne olacak?

Anlayacağınız yoksulluğa devam!

* (Birleşik Metal-İş Sendikasının hazırladığı, ‘Metal İşçisinin Gerçeği’ raporuna göre metal sektöründe ortalama ücretler asgari ücretin sadece yüzde 20 üzerinde)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...