23 Ocak 2020 00:30

ÇHD Genel Kurulu

ÇHD Genel Kurulu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Çağdaş Hukukçular Derneği yeniden kuruluş sonrası ilk genel kurulunu, Ankara’da, 18/19 Ocak 2020 tarihlerinde gerçekleştirdi.

Genel Kurul’da en çok da ÇHD’nin devrimci avukatlar, devrimcilerin avukatlığı, işçi sınıfı ve ezilen ve sömürülen toplum kesimlerinin, halklarının, direniş ve onların haklarına sahip çıkış özellikleri üzerinde duruldu.

Bir gelenekten söz etti konuşmacılar. Bir direnme, destek, sahiplenme geleneğinden.

Soma’dan, 3. Havaalanı direnişinden ve tarihteki hak mücadelesi ve direnişlerden.

Gerçekten öyle oluyor.

1974 yılında ÇHD kurulduğunda ben Ankara Hukuk öğrencisiydim. Sonraki yıllarda avukat büyüklerimiz Halit Çelenk’i, İbrahim Açan’ı, Niyazi Ağırnaslı’yı, Nevzat Helvacı’yı tanıdım. 12 Eylül döneminde ÇHD kapatılmıştı ama biz sanki ÇHD varmış gibi davranıyorduk, Mamak’ta. Bu vesile ile şimdi gökyüzünde avukat Tuğrul Çakın ve İbrahim Tezan abilerimi de anmak isterim.

ÇHD’li avukatlar olarak ortak hareket ediyorduk.

1990 yılına geldiğimizde ÇHD’yi tekrar kurma düşüncemizi hayata geçirdik. Ben de örgütlenmeye ve tüzük yazımına katkıda bulunmaya çalışanlardandım. O tarihlerde Sıkıyönetim Askeri Mahkemelerinin yerini (1984’ten itibaren) DGM’ler almıştı.

1990 yılı temmuzunda ikinci kuruluşumuzu gerçekleştirmiştik.

DGM’lerdeydik. Devrimcileri savunuyorduk yine. Bazı arkadaşlarımız da hareket tarzlarını nitelemede devrimci avukatlık diyorlardı. Benim şahsen bir itirazım yok bu nitelemelere.

İkinci kuruluş döneminin ilk önemli gelenek taşıyıcı eylemlerinden birisini büyük madenci yürüyüşü sırasında yaptı ÇHD.

4 Ocak 1991 günü Zonguldak’tan yola çıkan 40 bin kişi, Genel Maden İşçileri Sendikası Başkanı rahmetli Şemsi Denizer liderliğinde Ankara’ya doğru yürüyüşteydi.

Yürüyüş kararı açıklandığında Ankara DGM savcısı, yürüyüşçüleri ve sendikacıları gözaltına alacaklarını duyurdu.

Biz de ÇHD Genel Merkez yöneticileri olarak DGM Savcılığının bu tutumunu protesto için DGM önünde basın açıklaması yapmaya ve savcılığı hukuka saygıya davet etmeye karar verdik.

Basın açıklamamızı o tarihte genel başkanımız olan Akif Kurtuluş arkadaşımız okudu. Biz de “u” şeklinde dizildik yanına.

Aynı gün öğleden sonra önce beni büromdan gözaltına aldılar, iki gün sonra da üç avukat arkadaşımızı daha…Ben haksız gözaltını protesto için açlık grevi yapmıştım 10 gün emniyette. Diğer arkadaşlarım da, gözaltına alındıklarında açlık grevine başlamışlardı. 14 ocakta DGM savcılığına çıkarıldık, diğer üç arkadaşı serbest bırakmıştı savcı, benim de tutuklanmamı istemişti. Yargıç tutuklamadı, “serbestsiniz” dedi.

Ben 10 günlük açlık grevinin ardından bayağı bitkin vaziyetteydim. Akif Kurtuluş ve şimdi gökyüzünde avukat arkadaşım Ümit Öncül beni arabalarıyla evime kadar getirmişlerdi.

Genel Kurul’da direnme geleneğimizden söz ederken konuşmacılar, bunları hatırladım.

İkinci kuruluşun üzerinden de 30 yıl geçti.

Geleneği sürdürüyor ÇHD’liler. Geleneği daha da ileri noktalara taşıdılar. Haklarını teslim edelim. Sonuç olarak her dönemde direniyor, mücadele ediyor ÇHD.

İkinci dönemde (1990-2020) pek çok ÇHD yöneticisi ve üyesi katledildi, hapsedildi. Yurtdışında yaşamak zorunda bırakıldı. Genel Başkanımız Selçuk Kozağaçlı ve yöneticiler hakkında soruşturmalar, davalar açıldı, hapis cezaları verildi. ÇHD’liler ağır baskı koşullarında çalışmaya mecbur bırakıldılar. ÇHD’nin adalet, özgürlük, hukuk mücadelesinde üçüncü kuruluşa giden yolda genel kurulda yeni mücadele döneminde de mücadeleye devam kararlılığı vardı. Bunu gözlemledim.

Gazete Duvar’da yayımlanan “hangi çağın çağdaşıyız?” başlıklı yazısında/mesajında ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ÇHD’lilere sesleniyordu:
“Grev çadırlarına gideceğiz, morgların önüne, fakülte boykotlarına, duruşma salonlarına, gecekondu yıkımlarına, barikatların arkasına, kuyrukların önüne. Onlarla birlikte mücadele ederken, onlardan “akıllı” olmanın değil, birlikte dövüşmenin, birbirine güvenmenin potansiyelini bir mücadele hattı örmek için eyleme çevirerek. Bir kere daha: Onlardan muğlak bir biçimde aldığımızı onlara belirgin bir biçimde geri vererek.”

Geçen yıl da Potemkin Panolarını hatırlatmıştı Kozağaçlı.

ÇHD, panoların ardındaki hakikati göstermeye ve ezilenlerle birlikte olmaya devam ediyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...