01 Ocak 2020 00:11

Din ve bilim

Din ve bilim

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Örnek’in televizyonlarda ve sosyal medyada tekrar tekrar yayınlanan konuşmaları alay konusu oldu. Yavuz Örnek’e göre Nuh Peygamber’in cep telefonu vardı ve oğlunu gemiye cep telefonu ile çağırdı. Örnek’e göre Nuh’un gemisi nükleer enerji ile çalışan bir gemi ve tufanın bitip bitmediğini kontrole gönderilen de beyaz bir güvercin değil, insansız hava aracı idi. Gülündü falan ama, Örnek’in söylediklerinin tümü paylaşılmadı, okunmadı.  

Örnek ne diyor?

Nuh Tufanı Kuran’da geçiyor. Yani Allah kelamıdır. Allah kelamı olduğuna göre kabul etmemiz gerekir. Aksini söylemek dinden çıkmak demektir. Fakat, Nuh Tufanı konusunda anlatılanlara da teknik olarak inanmak mümkün değil. Nuh kilometrelerce uzaktaki oğluna nasıl çağrı yaptı? Dört yüz metre yüksekliğindeki dalgalara Nuh’un yaptığı derme çatma ahşap gemi nasıl dayandı? Bugün yeryüzünde bulunan bütün canlılar o gemiye nasıl sığdırıldı? O canlılar gemide aylarca ne yedi ne içti?  Birbirini yiyerek yaşayabilen milyonlarca canlı birbirini yemeden nasıl yaşadı? Ve daha pek çok soru. Eski çağlarda insanlar bunlara inanabiliyordu. Nuh Tufanı, göğe yükselme, karnını yarıp kalbindeki kötülüklerin temizlenerek yeniden karnının dikilmesi vb. efsaneler Sümer, Zerdüşt, Tevrat ve İslam’da kabul gördü. Şimdi bu efsanelere inanmayanlar giderek çoğalıyor. Bazıları inanç başka, bilim başka diye işi geçiştiriyor. Bazıları ise bu konuları tartışmak istemiyor. Nuh Tufanı’nın gerçek olduğu ve Kuran’da yazıldığı için Allah’ın kelamı olduğuna AKP’lilerin tamamına yakını inanıyor (içlerinde elbette bakara makara diyenler de var). Hatta, AKP’liler dışında da inananlar çoktur. İşin kötüsü, ülkedeki üniversitelerin ciddi bir bilimsel eseri bulunmayan, atıf yapılmayan rektörleri ve akademisyenleri de Örnek’ten farklı değil. Bunlara da sorsanız Örnek’ten farklı bir cevap alamayacaksınız. Örnek’in dediği gibi ya “Allah’ın bir mucizesi” diyecekler, ya da “bilimsel olarak” açıklamaya çalışırlarsa işin içine cep telefonu, nükleer enerji ile çalışan gemi, İHA’lar vb. girecektir.

Mehdi’yi bekleme hikayesi de benzer bir durum. Mehdi’yi sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Adnan Tanrıverdi beklemiyor. Milyonlarca Müslüman da bekliyor. Hatta, bazıları Mehdi’nin geldiğini, yakında kıyamet gününün de geleceğine inanıyor. Mehdi efsanesi de ya da bir kurtarıcı hikayesine de çok eski zamanlardan beri inanılıyor. Hatta hangi cami ya da mescide ineceği bile belirlenmiş bazı dinlerde.

Evet. Din ile bilim çelişir. Uzlaştırılamaz. Uzlaştırılmaya çalışılırsa Dr. Yavuz Örnek gibi komik duruma düşülür.  

İnsanların fizikötesi şeylere inanması, bel bağlaması insanlık tarihi kadar eskidir. Dünyada gericilik baskınlaştığı zamanlar edebiyatta, sinemada, kültürde fizikötesi hikayeler daha çok yer bulur. Sosyalizmin dünyanın altıda birine egemen olduğu zamanlarda ise gerçekçilik şaha kalkar.

İnsanların metafiziğe inanması, bize başkalarına zarar vermediğinde kendi bilecekleri iştir denebilir. Ama, Nuh Tufanı, mehdi, miraç vb. inanan insanların üniversitelerin başında olması, üniversitelerdeki öğretim üyelerinin çoğunluğunun bunlardan oluşması, bu hikayelerin dört yaşından itibaren çocuklarımıza öğretilmeye başlanması, ve bu hikayelere inananların ülkeyi yönetmesi, milyonlarca insanın kaderini belirlemesi kabul edilebilecek bir durum değildir.

Herkese mutlu sağlıklı yıllar. Herkese hurafenin yerini bilime bıraktığı yıllar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...