Din ve bilim
Fotoğraf: Envato
İstanbul Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Örnek’in televizyonlarda ve sosyal medyada tekrar tekrar yayınlanan konuşmaları alay konusu oldu. Yavuz Örnek’e göre Nuh Peygamber’in cep telefonu vardı ve oğlunu gemiye cep telefonu ile çağırdı. Örnek’e göre Nuh’un gemisi nükleer enerji ile çalışan bir gemi ve tufanın bitip bitmediğini kontrole gönderilen de beyaz bir güvercin değil, insansız hava aracı idi. Gülündü falan ama, Örnek’in söylediklerinin tümü paylaşılmadı, okunmadı.
Örnek ne diyor?
Nuh Tufanı Kuran’da geçiyor. Yani Allah kelamıdır. Allah kelamı olduğuna göre kabul etmemiz gerekir. Aksini söylemek dinden çıkmak demektir. Fakat, Nuh Tufanı konusunda anlatılanlara da teknik olarak inanmak mümkün değil. Nuh kilometrelerce uzaktaki oğluna nasıl çağrı yaptı? Dört yüz metre yüksekliğindeki dalgalara Nuh’un yaptığı derme çatma ahşap gemi nasıl dayandı? Bugün yeryüzünde bulunan bütün canlılar o gemiye nasıl sığdırıldı? O canlılar gemide aylarca ne yedi ne içti? Birbirini yiyerek yaşayabilen milyonlarca canlı birbirini yemeden nasıl yaşadı? Ve daha pek çok soru. Eski çağlarda insanlar bunlara inanabiliyordu. Nuh Tufanı, göğe yükselme, karnını yarıp kalbindeki kötülüklerin temizlenerek yeniden karnının dikilmesi vb. efsaneler Sümer, Zerdüşt, Tevrat ve İslam’da kabul gördü. Şimdi bu efsanelere inanmayanlar giderek çoğalıyor. Bazıları inanç başka, bilim başka diye işi geçiştiriyor. Bazıları ise bu konuları tartışmak istemiyor. Nuh Tufanı’nın gerçek olduğu ve Kuran’da yazıldığı için Allah’ın kelamı olduğuna AKP’lilerin tamamına yakını inanıyor (içlerinde elbette bakara makara diyenler de var). Hatta, AKP’liler dışında da inananlar çoktur. İşin kötüsü, ülkedeki üniversitelerin ciddi bir bilimsel eseri bulunmayan, atıf yapılmayan rektörleri ve akademisyenleri de Örnek’ten farklı değil. Bunlara da sorsanız Örnek’ten farklı bir cevap alamayacaksınız. Örnek’in dediği gibi ya “Allah’ın bir mucizesi” diyecekler, ya da “bilimsel olarak” açıklamaya çalışırlarsa işin içine cep telefonu, nükleer enerji ile çalışan gemi, İHA’lar vb. girecektir.
Mehdi’yi bekleme hikayesi de benzer bir durum. Mehdi’yi sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın danışmanı Adnan Tanrıverdi beklemiyor. Milyonlarca Müslüman da bekliyor. Hatta, bazıları Mehdi’nin geldiğini, yakında kıyamet gününün de geleceğine inanıyor. Mehdi efsanesi de ya da bir kurtarıcı hikayesine de çok eski zamanlardan beri inanılıyor. Hatta hangi cami ya da mescide ineceği bile belirlenmiş bazı dinlerde.
Evet. Din ile bilim çelişir. Uzlaştırılamaz. Uzlaştırılmaya çalışılırsa Dr. Yavuz Örnek gibi komik duruma düşülür.
İnsanların fizikötesi şeylere inanması, bel bağlaması insanlık tarihi kadar eskidir. Dünyada gericilik baskınlaştığı zamanlar edebiyatta, sinemada, kültürde fizikötesi hikayeler daha çok yer bulur. Sosyalizmin dünyanın altıda birine egemen olduğu zamanlarda ise gerçekçilik şaha kalkar.
İnsanların metafiziğe inanması, bize başkalarına zarar vermediğinde kendi bilecekleri iştir denebilir. Ama, Nuh Tufanı, mehdi, miraç vb. inanan insanların üniversitelerin başında olması, üniversitelerdeki öğretim üyelerinin çoğunluğunun bunlardan oluşması, bu hikayelerin dört yaşından itibaren çocuklarımıza öğretilmeye başlanması, ve bu hikayelere inananların ülkeyi yönetmesi, milyonlarca insanın kaderini belirlemesi kabul edilebilecek bir durum değildir.
Herkese mutlu sağlıklı yıllar. Herkese hurafenin yerini bilime bıraktığı yıllar.
- Barış ne zaman gelecek? 16 Nisan 2024 04:47
- Sosyalistlerin seçim çalışması nasıl olmalıdır? 09 Nisan 2024 04:42
- Seçim dersleri 02 Nisan 2024 04:47
- Moskova katliamı 26 Mart 2024 05:38
- Büyük Birader bizi gözetliyor 19 Mart 2024 04:39
- Küçülemeyen devlet 12 Mart 2024 04:52
- Etkisiz hale getirmek 05 Mart 2024 04:48
- Her şey rant için 27 Şubat 2024 08:49
- Hem yasa koyucu hem yürütücü hem de hakim 20 Şubat 2024 04:48
- İşkenceyi ve işkenceciyi aklamak 13 Şubat 2024 04:40
- Böyle demokrasi olmaz 06 Şubat 2024 04:46
- Seçim sonrası için hazırlık 30 Ocak 2024 04:45