26 Aralık 2019 00:12

Sığlıkla ve yüzsüzlükle çürümek

Sığlıkla ve yüzsüzlükle çürümek

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Futbol kültürümüzü, salt “Kazanma-kaybetme” olgusu üzerine inşa ettiğimiz için, işin oyun, keyif, eğlence boyutuna iyice yabancılaşmış durumdayız ve bunun sonucunda da hiçbir ucubik sözü ya da davranışı artık yadırgamıyoruz…

Skora bakmadan, sadece keyif ve zevk alma beklentisiyle oyuna ilgi gösteren kimse kalmadı neredeyse. Kazanmak aynı zamanda türlü kompleksleri tatmin etmek anlamına geldiği için futbol ortamından gerilim de hiç eksik olmuyor…

Bilgi yoksa ve kazanmak tek amaçsa, oyunu “arzu”, “istek”, “hırs”, “ruh”, “samimiyet”, “iyi niyet” gibi soyut kavramların yanı sıra hakem kararları üzerinden açıklamak/değerlendirmek işin temel alışkanlığı haline gelir. Böylesi bir kültürde hakem kararları da, kaybedenlerin arkasına sığındığı mükemmel bir bahane olarak günlerce gündemde kalır…

Kazanmanın kutsandığı yerde, kaybetmek utanılacak bir durum gibi algılanır ve asla olgunlukla sindirilmez. Bu nedenle kaybeden sürekli olarak kendisi dışında sorumlu arayışına girer. Fatura da çoğunlukla, en savunmasız hedef olan hakemlere kesilir...

Televizyonda lig maçlarının değerlendirildiği programlarda ağırlıklı olarak hakem kararları konuşuluyor. “Teknik Analiz” gibi çok iddialı ismi olan programda bile en çok zaman hakem kararlarına ayrılıyor. Oyunun değil, hakem kararlarının teknik analizini yapıyorlar!.. İşin teknik, taktik, fizik boyutu ile ilgili olarak konuşacak bilgisi olmayanlar elbette futbolun gelişimine zerrece katkısı olmayacak konulara yani hakem kararlarına yönelir. Aynı pozisyonu farklı açılardan onlarca kez oynat, üzerine ahkam kes. Peki bütün bunların, birilerinin cebinin dolması dışında neye katkısı var? “Laf olsun zaman dolsun” anlayışıyla gerçekleştirilen rant hedefli programlar. Bazıları için ne ala memleket!..

Kültürümüzde; kaybeden takım, yenilginin faturasını ateş püskürerek hakemlere keser, buna karşılık kazanan takım ise hakem kararlarından gayet memnundur…

Son Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin ardından yapılan açıklamalar futbola bu şekildeki arızalı bakışın son örneğini oluşturdu. Beşiktaş camiası, bariz iki penaltılarını gözden kaçıran hakem(ler)e öfke kusarken, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ise maçların böyle iyi yönetilmesi halinde önlerinin açık olduğuna dikkat çekerek hakem kararlarından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ali Koç’a göre, rakibinin bariz penaltılarını görmeyen hakem iyi maç yönetmiş oluyor!.. Maçı Beşiktaş kazansaydı ve hakem aynı şekilde Fenerbahçe’nin bariz penaltılarını gözden kaçırsaydı Ali Koç’un tepkisi ne olurdu acaba? Tezgahlar, algı operasyonları ve bunun gibi diğer paranoyakça hezeyanlar düşmezdi dilinden… Aslında hemen her gün “Futbolda adalet isteriz” diye yırtınanlar açısından hakem kararları dürüstçe değerlendirildiğinde açıklamalar arasında hiç fark olmaması gerekir ama görüldüğü gibi kazananların ve kaybedenlerin tepkisi tamamen farklı. Kaybeden isyan ederken, kazanan hakem hatalarını görmezden geliyor. Ama ileriki haftalarda hakem hatalarıyla canı yandığında hiç utanmadan bu kez o isyan edecek.

Adalet kavramını diline dolayıp sonra da kendi lehlerine olan hakem hatalarına ses çıkarmamak nasıl bir ikiyüzlülüktür?

Bütün bunlara bakınca, hiç kimsenin oyunun kültürel ve teknik gelişimine katkıda bulunmak gibi bir dert taşımadığı açıkça anlaşılıyor. Zaten belli ki oyuna katkı sağlayabilecek bir bilgi de yok.

Futbolu “kazanma-kaybetme” ikilisinin sığlığından kurtaramadığımız gibi bir de ortamda hakem hatalarını bile kendilerine yontabilecek kadar yüzsüzleşenler var. Bakalım çürümenin sonu nereye varacak?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...