20 Aralık 2019 00:04

Ziraat Mühendisliği etiği: 'İyi' tarım ile endüstriyel tarım çelişik mi?

Ziraat Mühendisliği etiği: 'İyi' tarım ile endüstriyel tarım çelişik mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ziraat Mühendisi Akın Özdemir 10 Ocak 1968 yılında AÜ Ziraat Fakültesinde yapılan mezuniyet töreninde Talebe Cemiyeti Başkanı olarak söz hakkı engellenmeye çalışılınca direnir ve sadece bir cümle söyleyeceğini belirterek kürsüye çıkar: “İnsanı aç, toprağı aç, hayvanı aç olan bir ülkede kutlama yapılmaz, olsa olsa hesaplaşılır.”

12 Mart darbesi sonrası tutuklanır, hüküm alır. Aftan yararlanır. 1975 yılında Adana’da Kooperatifler Bölge Müdürlüğü Adana Ziraat Mühendisleri Odası kuruluşunda etkin rol alır. 1976’da şube başkanı olur. 18 Aralık 1978’de öldürülür. Katiller yakalanamaz. Adana’ya atanan ve bu tür olayların üzerine giden Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul da öldürülür.

Akın Özdemir, tarım politikaları ve ülke siyaseti, dahası kooperatifçilik konusunda oldukça etkindir, halkın birlikte üretimde bulunması ve emeğine ürününe sahip çıkabilmesi için ortaklaşmalarını, bilinçlenmelerini çok önemseyen bir ziraat mühendisi ve oda başkanıdır.

Akın Özdemir’in katledilişinin 41. yıl anması nedeniyle Adana ZMO’da çeşitli etkinlikler yapıldı. Bu etkinliklerden biri de “etik, meslek etiği ve ziraat mühendisliği etiği” idi. Ziraat mühendisliğini, tarımsal üretimin, bitki, tarla, bahçe, hayvancılık etkinliklerinin her geçen gün daha da barizleşen ancak aynı derecede de daha da zorlaşan paradoksları dile getirildi.

ETİK; EGOİST VEYA ETNOSANTRİK DEĞİL ‘İNSAN OLMAK’ DEMEKTİR

H.Ü. Felsefe Bölümünden Prof. Dr. Harun Tepe’ye göre konuyu çok aşırı kuramsallaştırmak bazen anlaşılmasını güçleştiriyor. Aslında “Etik, insan olmak demektir. Onur ve haklar açısından eşit olmak demektir.”

Tepe’ye göre; etik ile ahlak ne kadar örtüşür, ahlak sadece kültürel normlarla yüklü olarak anlaşılırsa, bu etik değildir, Türkiye’de yaygın olarak anlaşılan “ahlak” veya etnosantrik değerlerin çoğu durumda “etik değer” ile ilgisi yoktur.

Bilimin verileri, tek başına yeterli olmayabilir ama kültürel normlara göre en azından daha evrenseldir. Örneğin veba durumunda kilisenin cemaati sıkılaştırma tavrı salgını artırırken bilimsel düşünce, insanların böyle durumlarda birbirinden uzak kalmasını önermiş, daha doğru bir tutum oluşturmuştur.

Mesleki değerler de sonuçta evrensel ilkelere, insanlığa, doğru dürüstlüğe uygun olacak. Onun için meslekler etiği gibi işi çok parçalamadan aslında daha genel, ilkesel, insani bir yönelimin etiğe uygun olduğunu, bunu bütün meslektaşların, hemen her insanın anlayabileceği bir şey olduğunu; altındaki düşüncenin egoist veya araçsallaştırma içermemesinin önemli olduğunu vurguluyordu konuşmasında Tepe.

ENDÜSTRİYEL TARIM VEYA ‘İYİ TARIM’

Zor ve yanıtlanması gereken ana sorunlardan biri “endüstriyel tarım” mı, “iyi tarım” mı, yoksa her ikisi de birbirini destekleyebilir mi, biraz çelebilir mi, hangi noktalarda çeliyor? Neoliberalizm, kapitalizm şartlarında ziraat mühendisi olmak ne demek, nasıl bir mühendislik? Kapitalist şartlarda da “iyi tarım” uygulamaları yapılabilir mi? Burjuvazinin de “iyi tarıma” ihtiyacı var mı? Bunu işçisi emekçisi mühendisi için de ister mi, istiyor mu?

ÇÜ Ziraat Fakültesinden, önceki dönem oda başkanlarından Prof. Dr. Haydar Şengül’ün soruları konuyu derinleştiriyordu. Şengül; iklim krizi, gıda güvenliği, ticarileşme, aile işletmeciliği yerine endüstrileşme, bilgi ve bilimin gelişimi ile inanç sistemleri arasındaki ilişkiler üzerine yoğunlaştı.

Şengül’e göre, erdem de etik de iyi bir örgütlenmeden, dayanışmadan geçiyor. İyi doğru uygulamalarının yanında olmaktan geçiyor.

ETİK BİREYSEL Mİ TOPLUMSAL MI? YABANCILAŞMA ETİK BİR KAVRAM MI? YARAR NEDİR?

Öldürülen ZMO Adana Şubesinin kurucularından Zir. Müh. Akın Özdemir’in anısına yapılan etkinlikte katılımcılar çok önemli sorularla tartışmaya katkı sundu. Burada sadece birkaç soruyu sayabilirim: Endüstriyel tarım mı yapılacak? İlaç gübre toprağı ve insanı zehirliyor? Organik, ekolojik tarım ve hayvancılık mümkün değil mi? Hangisi etik?

Kanıksama, azı az çoğu zarar denirse kanıksanıyor mu? İlacın gübrenin azı çoğu nasıl olacak? Faydası nereye kadar, zararı nereye kadar?

Holdingde kariyerli bir konum bulma arayışı etik mi?

Ya diploma kiralama?

Üreticiler ilaççıların-gübrecilerin, insanlar tarımla uğraşanların müşterisi mi? Kâr mı yoksa toprağa insana yarar mı esas olacak? Hangisi etik?

Piyasa olumlu bir seleksiyon sağlar mı? Üreticiler ilaç ve gübrecileri denetliyor mu yoksa ikisi de “kâr” hırsıyla zarar mı veriyor? Piyasa seleksiyonu etik bir işlevde bulunabiliyor mu?

ETİK ÖLÇÜ VEYA İLKE, ‘YAŞATMAK’ OLABİLİR Mİ?

Benim kanaatim etik eylemin sonuçta yaptığımızın ve niyetimizin bir “diğerine” etkisinin ne olduğu, yani somutla (praksisle) çok ilişkili olduğudur. Yapılan eylem, iş veya tarım toprağı, kuşu, suyu “Yaşatıyor mu yoksa zarar veriyor, dahası öldürüyor mu?”, ona bakılması gerektiğidir. Yaşatıyorsa iyi, zehirliyor öldürüyorsa kötüdür.

 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa