01 Aralık 2019 00:07

"Hasso, falso" vatandaşlar meselesi

"Hasso, falso" vatandaşlar meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Malum olduğu üzere, şimdilerde seksen iki milyonluk nüfusumuzla güzelim memleketimizde “vatandaş” kimliğimizle yaşayıp giderken, aynı zamanda yine bu ülkenin hepsi de birbirinden değerli birer yurttaşı olarak, içine tıklım tıkış doluştuğumuz “yerli ve milli gemi”de anca beraber kanca beraber yol alıyoruz...

Mazisi seksen yıla dayanan çok partili demokrasimiz buyunca ülkemizin siyaset sahnesindeki manzaraya bakıldığında; kimilerimiz iktidardaki pembe koltuklarda, kimilerimiz de muhalefet cenahındaki kıytırık taburelerde veya bir ayağı kırık tahta iskemlelerde “vatan, millet” adına yerlerimizi alırken, aslında hepimizin arzusu, halisane niyeti; memleketin dahili, harici, irili ufaklı bilumum sorunlarına çözüm üretip, akabinde de hangi dağın, hangi tepenin ardında olursa olsun, eninde sonunda muasır medeniyet lakaplı ünlü keçinin boynuzundan yakalayıp, dolayısıyla gücümüzü dünya aleme kanıtlamaktı ama, bu mesele tahtında amiyane deyimiyle nedense yaya kaldık, çuvalladık!

Nitekim gele gele nihayetinde gelip dayandığımız şu zaman diliminde memleket sathında birbirinin peşi sıra peydahlanan “kaknem” olaylara bakılırsa; görünen o ki, el alem muasır medeniyet postuna bürünmüş bu “mübarek” keçiyi çoktan yakalamakla kalmadığı gibi, ayrıca  sütünü sağıp peynirini yapmakla yetinmezken, bizler iktidarıyla, muhalefetiyle kaçan keçinin izini sürmekle meşgulüz...

Neden?..

Çünkü “Demirkırat”la başlayan süreç içinde “çoğulcu” demokrasinin nimetlerinden faydalanıp, bunun meyvesini birlikte yemek varken, tam aksine davranıp, dolayısıyla birilerinin üst perdeden verdiği “Hadi şimdi bütün eller havaya” komutuyla havaya kalkan ellerin ya da aynı minvalde sallanan başların sayısal çoğunluğunu demokrasimizin yegane kuralı, olmazsa olmaz şartı bellerken, öte yandan bu “emir, komuta” zincirini es geçen, buna direnen azınlığın, yani namıdiğeriyle “teferruat” kadrosundaki “hain”lerin defterlerini dürüp, kalıbına, kılıfına, kitabına uydurup, seslerini soluklarını kesip, böylece “parazit” yapmalarını önlemeyi ne hikmetse marifet belledik ama olmadı!

Olmadı, zira seksen yıldan beri müşerref olduğumuz çoğulcu demokrasi kavramını henüz yeterince hazmedemediğimiz için, bu baptaki kültürümüz son günlerin moda deyimiyle “topal ördek” misali yalpalarken, bunun ceremesini hep beraber çekip, faturasını da, çoğunluğu elhamdülillah “hasso”, gerisi maalesef “falso” vatandaşlar olarak topyekün ödemeye daha hayli zaman devam mı edeceğiz, yoksa bu gidişle milletçe keçileri hepten mi kaçıracağız kim bilir Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...