29 Kasım 2019 00:07

Taş bir tane, kuş kaç tane?

Muharrem İnce

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Gazetecilik literatürüne yeni bir gazetecilik türü daha girmiş bulunuyor. Bu tür gazetecilik kumpaslarla iş çeviren “operasyon gazeteciliği” olarak adlandırılabilir. Saray’a çıkan CHP’li haberi bu türün ilk örneği olarak kayıtlara geçecek. ‘Bunun neresi yeni, bu ülkede gazete manşetleri ile ne operasyonlar yapıldı’ denilebilir. Doğrudur, geçmişte 6-7 Eylül olayları gibi ve daha pek çok olayda gazeteler kullanıldı. Ancak bu tip olaylar bir devlet operasyonu idi ve gazeteler kurumsal olarak bu tür işlere hizmet etti.

Bu kez durum farklı. İki gazeteci ana muhalefet partisine yönelik olarak iktidar partisi tarafından kullanıldılar ve birkaç günlüğüne ülkenin diğer sorunları geri planda kaldı. Ana muhalefet partisi lideri, partisinin başında yerel seçim başarısından sonra en tartışmasız günlerini yaşıyor. Dolayısıyla “liderlik yarışı” içindeki muhalifine yönelik siyaseten ahlak dışı sayılabilecek bir adım atmaya ihtiyacı yok. Ama katıldığı bir TV programında acemi bir siyasetçi gibi davranıyor. İşin garibi “Bizim partimizde böyle kişiler yoktur” diyemiyor. Çevresinde bulunan ve “çete” olmakla suçlananların da az çok politik tecrübeleri varsa böyle bir yola girmemeleri gerekiyor, yok giriyorlarsa siyaseten yetersiz sayılıp bir kenara koyulmaları lazım.

Lider adayı ise olgun ve sağ duyulu yaklaşıp, prestij kazanabileceği bir olaya acemi bir çaylak gibi atlıyor ve daha zayıf bir konuma düşüyor. İktidar medyası “Demek ki bu ikisi yıprandığına göre, bundan çıkar sağlayan başka biri olmalı” diyerek, oklarını İmamoğlu’na çeviriyor. Böylece İmamoğlu kumpas kuran, kurmamışsa da kumpaslarla yolu açılan bir pozisyona yerleştiriliyor. İhtiyar çakal da zaten durumu “kumpas değil, proje” olarak açıklıyor. İmamoğlu gelecek bir seçimde CHP’nin Cumhurbaşkanı adaylığına en yakın kişisi ve CHP içinde buna itiraz edecek güçlü bir mihrak görünmüyor. Yani bu olay CHP içinde önde gelen kişilerin hiç birisine yaramıyor! Üçünü de yıpratıyor, ana muhalefet partisi CHP’yi yaralıyor.

Peki kime yarıyor? Bu işten politik çıkar sağlayan tek mihrak Saray’da oturan ve onun partisi. Bu yolla ana muhalefet partisi güvenilmez, iç kargaşa içindeki bir parti olarak bir kez daha damgalanırken, bu partinin önde gelen kişileri de karanlık işler çeviren, kumpas kuran, iktidar medyası ile iş birliği yapan -İnce- bir pozisyona düşürülüyor. Yani bir taşla pek çok kuş vurulmak isteniyor. Bunların böyle ortaya konulması, ana muhalefet partisini korumaya, savunmaya yönelik bir yaklaşım değil, olup bitenin objektif olarak tespit edilmesi, kayda geçirilmesidir. 

Ama olup bitenler tehlikeli bir politik sürece girildiğinin işaretlerini vermektedir. Son olay politikada kontrgerilla yöntemlerinin düzen partilerinin arasına sokulmuş halidir. Kürt sorununda provokatif yöntemler ve kontrgerilla işleri ile her şeyin birdenbire tersine çevrildiği dönemlerin olduğu hâlâ hatırlardadır. Devrimci, ilerici muhalefete karşı uygulanan yöntemler ise geçmişten beri derin devletin olağan işleri sayılıyor. Bütün bunlar tarih olmadı. Bütün kirli işleri FETÖ’ye yıkıp, devleti temize çıkarmanın da sonuna gelindi. Ama bu tür karanlık işlerin hedefinde artık sadece Kürtler, devrimciler, ilericiler yok. Anlaşılan düzen muhalefeti de “yakın tehlike” olarak bu işlerden nasibini alacak. 

Nedenine gelince; ortada bir sır bulunmuyor. Sürekli geriye doğru sayımla ömrünü tamamlamakta olan bir iktidar var. Ekonomi iflas etmiş durumda. Ülke sosyal çöküntünün eşiğinde. Sağa sola sefer ilan etmek artık halk kitlelerini eskisi kadar etkilemiyor. Egemen sınıfların etkili bazı kesimleri mevcut iktidara alternatif olabilecek arayışlara çoktan başladılar. Onlar çok iyi biliyorlar ki, sınıf egemenlikleri, onun titizlikle korunması Saray’ın bekasında çok daha önemli ve bir at yorulunca yenisini koşturmak gerekiyor. 

Ama tüm bunlara karşı kendisini dayatan, benden başka alternatif yok diyen, durumunu inatla savunmaya çalışan, çevresine bir kısım sermayeyi toplamış bir iktidar kliği var. İktidarda kalmak için her türlü yol ve yöntemi kullanıyor ve kullanmaya da devam edecek. Ama boşuna. Ne kirli yöntemleri, ne vatan millet demagojileri, ne de din belagati onları kurtaracak. Oyunun son perdesi açıldı ve beklenen son çok uzak değil. Sorun şu ki halkın ileri güçleri yeteri kadar hazır ve örgütlü değiller. Ama gelişmeler onları beklemiyor. Tarihin gösterdiği bir pratikte hazır olmayanların, güçlü olmayanların, doğru politika ve taktiklerle hareketin içinde kendilerini yeniden inşa edebildikleridir. Yıpranan iktidar, mecalsiz muhalefet kitlelerin önüne farklı bir yol açıyor ve halkın bu yoldan yürümemesi için de, şu günlerde dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi hiç bir neden bulunmuyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...