Projeler durmuş, borç dağ gibi, devlet bankaları tavırlı: İmamoğlu’nun çıkmaz içinde çıkış arayışı

Son dönem yaptığı yurt dışı gezileri tartışma konusu olmuştu. 

Özellikle de gezi sırasında Chatham House (İngiliz Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü) ile yaptığı görüşme.

O görüşme iktidara yakın (yandaş diye tanımlanan) basın tarafından şöyle manşetlerle karşılanmıştı: Sevr’in mimarı ile görüştü...

Osmanlıyı parçalayanların ayağına gitti.

Mesele ‘ulusalcı’ basın arasında da gerilime neden olmuştu.

‘Çizgimize geldiler’ deyip iktidarla ortak hareket edenler... 

Emperyalist projelerin görüşüldüğü yer olarak nam salınan yere gidildi. 

Dünyayı şekillendirme iddiasındaki Chatham House ile görüşüldü. 

Şeklinde yorumları yapıp, görüşmeyi haber yapmayan ulusalcıları, ‘ölü taklidi’ yapmakla eleştirmişti.

Eleştirilenler de...

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Chatham House’a yaptığı ziyareti unutuyorsunuz” cevabını vermişti. 

Hafta sonu ise söz sıra tartışmaların odağındaki isimdeydi; İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nda. 

Basınla bir araya gelen başkan 1 Ekim- 15 Kasım tarihleri arasında 5 ülkeye yaptığı yurt dışı gezileri hakkında bilgi verdi.  

DIŞ GEZİLER NİÇİN YAPILDI?

İmamoğlu yurt dışı ziyaretlerini, belediyecilik anlayışı ve finansal gelişmelerle harmanlayarak anlattı.  

Dış gezilerdeki muradına dair anlattıkları şöyle özetlenebilir.

• Finans ve yatırım imkanı sağlamak...
• Son dönem dünyaya kapalı hale gelen İstanbul’u ekonomiden turizme her alanda çekim merkezi haline getirmek.
• Finansman ihtiyacı nedeniyle yarım kalan ve aynı zamanda yer altının oyulmuş olması nedeniyle fiziki tehdit de oluşturan metro inşaatlarını bir an önce tamamlamak. 
• İstanbul’a yatırım ve finansın yanı sıra yetenek çekmek. 

28 MİLYAR BORÇ VAR ACİL 20 MİLYAR LAZIM!

Dışardaki arayışlara iten içerdeki nedenlere de dikkat çekiyor. 

• Devlet Bankaları İBB’ye kredi vermekte mesafeli davranıyor.
• Ankara acil çözüme yanaşmıyor.
• Belediyenin bir kısmı orta-uzun vadeli 28 milyarın üzerinde bir borcu var. 
• Yaklaşık 11-12 milyarı duran metro yapıları ile ilgili toplamda 20 milyar liranın üzerinde acil kaynak ihtiyacı var. 

Başkan hazineden kentin ödediği vergiler oranında pay alan kurum olarak İBB’nin yaşadığı gelir kaybına da dikkat çekti: “Şu anda Türkiye’de yaşanan ekonomik kriz nedeniyle birtakım gelirler ve vergilerdeki düşüş elbette bizim de gelir kaybımıza neden oluyor. Müdahale ile bir düşüş değil”.

Ayrıca belediye iştiraklerinin de piyasada bazı alanlarda yaşanan daralma nedeniyle kaynak kaybı yaşadığını belirtti.

DEUTSCHE BANK’TAN 110 MİLYON AVRO

Fon ve finans temsilcileri ile bu ihtiyaçlar doğrultusunda bir araya geldiklerini, projelerini anlattıklarını söyleyen İmamoğlu, Chatham House görüşmesine ilişkin soruya da şu yanıtı verdi: Gizli kapılar ardında, gizli kapaklı yapılmış bir konuşma değil. İçeriği, bilgisi açık bir toplantıydı.    

İmamoğlu finansal anlaşmalara ilişkin de bilgiler verdi.

Geçmiş yönetim tarafından durdurulan 8 metro hattından 2’sini yurt dışından temin edilen finansman kaynağıyla başlattıklarını kaydetti.

O iki projeden biri Sultanbeyli-Çekmeköy metrosu. 

İnşaatı, 2 yıl aradan sonra, Almanya’nın ciro ve çalışan sayısı açısından en büyük bankası Deutsche Bank’tan alınan kredi ile başlayacak.

Alınan kredinin büyüklüğü 110 milyon avro.

Ayrıca, Ümraniye-Göztepe metrosu için de Fransa’dan kredi bulunmuş durumda.

C40 ZİRVESİ: ULUSAL LİDERLER  OLMADAN İKLİM SORUMLULUĞU

Bir diğer konu da...

Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenen, “C40 Belediye Başkanları Zirvesi”ne katılması oldu. 

C40, ulusal liderler olmadan iklim konusunda küresel sorumluluk almak üzere toplanan bir zirve. 

Ana gündemi; küresel ısınma ve iklim değişikliği. 

“Bu başlıklar Türkiye’de maalesef gündeme gelmiyor” diyen İmamoğlu, ‘tedbirler’ ve İstanbul’un mevcut durumu hakkında somut adımlar atacağını söyledi. 

İmamoğlu bütün çabasının İstanbul’u “adil, yeşil ve cazip bir kent” yapmak olduğunu vurguladı.

SOMUT ADIM NE OLACAK?

Herkesin katılımı ile iklim eylem planları düzenleneceğini söyleyen İmamoğlu’nun belediyenin yetki alanlarında ne yapacağı merak konusu.

“Asfalt-betondan bıktık” söylemi nasıl bir politikaya dönüştürülecek. 

İktidar, iklimi değiştirecek politikalarda tam gaz ilerlerken, plan ve projelerin iklim değişikliğini durdurması imkansız.

Hayata geçmeyen plan ve proje cenneti ülkemizde acilen uygulamaya geçmek gerek. En azından kapitalist üretim modeli sürdükçe nihai çözüm gelmeyecek olan küresel ısınmada frene basılabilsin!

YENİ BİR İHANET HİKAYESİ DOĞMAMASI İÇİN

Bir önceki yönetimin İstanbul’u pazarlama hikayesi, kendi tabirleri ile ‘ihanet’ ile sonuçlandı. 

Şimdi de...

İmamoğlu’nun yatırım davetinin ‘İklim krizini derinleştirmek’... 

Finans çağrısının borç ve bağımlılığı tırmandırmak...

Turist ve para davetinin kenti İstanbullulara dar etmesi... 

Gibi sonuçlar doğurmayacağının garantisi ne olacak?

Belediyenin kendi olanakları ile iş yapma planı ne olacak?

Cevap: Hassasiyetlerimize uygun davranacağız. Detaylarını paylaşacağım sizinle 23 Aralık’ta. Tasarrufun bize kazandırdığı süreci paylaşacağız.

Ve özellikle israfı engelleyerek, bütçeyi nasıl dengelemeye çalıştığımızı anlatacağız.

Kreş gibi sosyal hizmetleri de ‘hayırseverlerle’ çözmek gibi adımlarda atıyoruz.

Sermayenin ‘adil bir kent’ iddiasına merhem olma şansı yok.

Belediyenin dar boğazından çıkışına katkısı olurken, ‘yeni dar boğazlar yaratması’ doğası gereği!  

İmamoğlu’nun iddialarının bu darboğaz karşısında ne kadar barikat olabileceğini (Asıl barikatı kentte yaşayanların kente ve emeğine sahip çıkması ile kurulacağı gerçeğini göz ardı etmeden) bekleyip göreceğiz.