02 Kasım 2019 23:50

Umut dalgası

Umut dalgası

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Arap baharını hatırlayan var mı? 2011’de birçok Arap ülkesi büyük bir umut dalgasına sahne oldu. Bu ülkelerde halk kitleleri, yolsuzluk ve devlet baskısına son verme taleplerini desteklemek ve özgürlük çağrısını izlemek için sokaklara döküldü. Bu dalga öylesine güçlüydü ki şubat 2011’de istifa etmek zorunda olan Mısır Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek dahil olmak üzere birçok ülke liderinin devrilmesiyle sonuçlandı. Sömürgecilik karşıtı bir devrimle doğan Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti de Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın büyük bölümünü saran bu protesto dalgasının içindeydi. Ancak doğada gözlemleyebildiğimiz gibi, kuvvetli dalgaları genellikle zıt bir hareket izler. Öyle de oldu; “Arap baharı” nın ışığında parlayan aydınlık ve ışıltılı umudu, bir Arap sonbaharının ve kışının soğuk gecesi -devlet baskısının soğuk zamanı- izledi. Mısır’da seferber edilen ordu, “Arap baharı” nın protestocularına saldırdı ve Müslüman Kardeşler ile Özgürlük ve Adalet Partisini iktidardan kovaladı. Ayrıca Cezayir’de devlet, protesto hareketine ve Louisa Hanoune gibi eylemcilere saldırdı. Cezayir İşçi Partisinin 65 yaşındaki genel sekreteri kısa süre önce askeri mahkeme tarafından “vatan hainliği” gerekçesiyle on beş yıl hapis cezasına çarptırıldı. Daha şeffaf ve daha az baskıcı bir ülke istemek vatan hainliği mi?  Tabii ki değil!

“Arap baharı”, Kuzey Afrika’da ve birçok Arap ülkesinde kısa bir süre benzeri görülmemiş tatlı bir umut dalgasına yol açtı. Mısır’ın başkenti Kahire’deki Tahrir Meydanı, yeni inşa edilen bir dünyanın merkezi görüntüsündeydi. Sağcı baskıcı güçler buna tahammül edemedi ve direnişin çiçeklerini ezdi. Louisa Hanoune, bu umut baharının çiçeklerinden biridir ve tüm siyasi tutuklular gibi, bizler gibi, onun da özgürlüğe ihtiyacı var.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...