29 Ekim 2019 23:56

Korku ve konfor

Korku ve konfor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İnsanlarda olduğu üzere kurumlarda ve dahi devletlerde her ‘konfor’ eninde sonunda korku üretir. Konforun devamı ise adeta korkudan yaratılmış bir zırh ile örülüdür. Bunu en yalın hali ile doğum sonrası yaşama merhaba diyen insan dahil her canlıda görür / izleriz.

Konforu sarmalamış korkulu yaşam pratiği doğası gereği benzer ruh halleri üretir.

Misal, memeyi ve ana kucağını bir konfor alanı olarak asla bırakmak istemez çocuklar. Bu ruh hali öz güven eksikliği, zora geldikçe mazeret üretme, başkalarının söyleyip eylediklerinden ziyadesiyle etkilenme ile belirginleşir.

Korkunun kalıcı bir zırha dönüşmesini önlemek ise ancak yeni şeyler öğrenmek, korkuyu gerçeklikle sınamakla mümkün. Öğrendikçe gelişiriz.

Bazen devletlerin korku zırhı ile yurttaşlarının öğrenme, gelişme evreleri çatışır. Bunun büyük oranda aşıldığı merhaleye ‘demokrasi’ diyoruz. Demokrasinin henüz tüm kurumları ile yerleşmediği ülkelerde devletler kişilerin gelişiminin kendi gelişimlerinin önüne geçmesinden ürker, hatta korkabilir. Ve kendi yurttaşlarının gelişimini engellemek için güç kullanmaya başlar. Bizim yakın tarihimizde bunun çokça örneğini görmek mümkün. En kesif örnekliyenden birisi köy enstitülerinin kapatılmasıdır. Bir diğer süreç cumhuriyet tarihinin en gelişkin kuşağının 12 Eylül cuntası ile kırımdan geçirilmesidir.

Korku, bazen haddini aşar, bir halka kuyruk takılır: Kürtler. Öyle ya, kuyruklu bir insandan kim korkmaz? Gün olur aynı halk dağda yürütülür, ‘kart kurt sesinden Kürt’e geçilir: Kenan Evren, 12 Eylül cuntası.

Dün, cumhuriyetin 96. yıl dönümüydü: Bir asra az kaldı. Denebilir ki, bu uzun sürede, kuruluşundan büyük sapma ile hem insani gelişmişlik hem kamusal gelişim indeksi korku sarmalında zaman zaman ciddi oranda geriletildi.

Gün oldu bir şiirden korktu devlet ve yurttaşa mahpusluk düştü: Nâzım Hikmet şiir kitabı bulundurmak kaç yıl hapislikti sahi, unuttuk mu? Gün geldi, ‘kendi dilinde, misal Kürtçe’ şarkı dinlemek sınandı.

Geldik bugüne, devlet ya da muktedirlerinin güncel korkusuna: ‘Barış’.

  •  Barış süreci sonlandırıldı.
  • "Savaş bir halk sağlığı sorunudur" diyen Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkan ve Merkez Konseyi üyeleri gözaltına alındı, yargılandı, ceza verildi.
  • "Bu suça ortak olmayacağız" ortak bildirisine imza atan yüzlerce Barış Akademisyeni üniversitelerinden uzaklaştırıldı, yargılandı, nihayetinde gecikerek "beraat edildi".

Cumhuriyetin 96. yılını kimileri ‘fener alayı’ ile kutladı, kimileri ‘ah / vah’ eyledi, kimileri geçmiş yıl dönümlerinden metinleri ‘kes, kopyala, yapıştır’ ile haber kanallarına servis eyledi bu yıl da.

Kendi adıma ben, “Hayat hakikatle çoğalır, insan gibi” diyen bir belgeseli izleyeceğim.

Yarın, cumhuriyetin 96. yılında orada olacağım ve umut tazelemeyi deneyeceğim barış akademisyenlerinin ‘dayanışma bahçelerinden’ iz düşümleri izlerken.

Yarın, perşembe saat 18.30’da, İzmir Mimarlar Odası, Alsancak Mimarlık Merkezinde bir belgesel gösterimi olacak: ‘Buluştuğumuz Yer Hakikat Bahçeleri’. Yönetmen Eylem Şen, Kamera Koray Kesik, yapımcı ise Türkiye İnsan Hakları Vakfı ( TİHV). Buluşmak dileği ile.

(Yönetmenliğini yine Eylem Şen’in yaptığı mültecilerle dayanışma hikayeleri içeren ‘Sınırların Ötesinde’ belgeseli bu akşam saat 18.30’da İzmir Fuarı İsmet İnönü Kültür Merkezinde)

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...