05 Ekim 2019 20:30

Sarsıntı

Sarsıntı

Fotoğraf: Pixabay

PAZAR
Paylaş

BORÇLUYUM

İstanbul’un uzak, yakın belediyelerinden birinin etkinliğine çağırdıklarında -her zaman olduğu gibi- araçla evden aldırmayı önerdiklerinde hep araç istemediğimi, kendim gelebileceğimi söylüyorum; her zaman yaptığım gibi. Her seferinde geze geze gidiyorum çağırdıkları yere. Bildiğim bir semt, bir mahalle, bir yerse, yol boyu, orayı yeniden görmüş olmaktan hoşlanıyorum. Bilmediğim bir semt, bir mahalle, bir yerse, yol boyu, görüp tanımış oluyorum orayı. Ben öykülerimi buna borçluyum. Görüp bilmeye. Üst üste olsa bile.

IŞIK

Işık patlayacak bir gün. Üstümüzde dolanan gökyüzü, ayağımızın dibinde uzanan denizle. Karanlık boşluğu dolduran ışık.

CEP PİYANOSU

Kimse kimseyi görmüyor, kimse kimseyi duymuyor. Herkes kendi cep aynası önünde, bakıp duruyor. Kendi kulağı dibinde kendi kendine konuşuyor. Gözü cep ekranında. Parmaklarıyla dokunuyor, piyano çalarcasına. Durmamacasına.

SARSINTI

Yer sarsılıyor, ayağımızın altında. Üstümüzde gökyüzü tozuyor, rüzgarıyla. Kül rengi bir kentin ortasında. Azgınlaşacak denizin kıyısında.

GEMİMİZ

Fırtınaya tutulup dalgalara kapılan gemimiz, bir o yana, bir bu yana yalpalayıp duruyor uzun süredir. Bata çıka ilerliyor olsa da, öyle görünse de ulaşacağı limanı kestiremiyor bir türlü. Yalpalayıp durması birinci kaptanla ikinci kaptanın anlaşmazlığından mı, yoksa yön göstergesinin bozukluğundan mıdır?

GEÇİT

Hep ön kapıdan sokuyorlar. Günlük güneşlik bir havada. Geniş bir kapıdan hem de. Dönerli kapıdan giriyorsun içerilere. Aydınlık, yüksek tavanlı, geniş. Kalınacak odaları da olmalı. Güneş alan, deniz üstü odalar. Sen sürüp gidiyorsun kalabalıkla. Çıkış arka kapıdan. Sokakta fırtına, yağmur, kar, çamur kanla karışan.

TOZ

Yaz bitmedi, sürüyor. Esinti rüzgara dönüşüyor bu ara. Hava bozacak gibi. Ortalık tozuyarak. Göz gözü görmemecesine bulanacak. Toz yağacak gökyüzünden yağmur yerine. Rüzgarla…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa