04 Ekim 2019 19:50

‘3Y’ içinde boğulan parti ve 40+1

‘3Y’ içinde boğulan parti ve 40+1

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP çöküşünü engellemenin çabası içerisinde kıvranıp duruyor. 40+1 hesabı boşuna değil.

O şaşalı geliş; o darbeleri, baskıyı, şiddeti, ayrımcılığı yok etme açıklamalarıyla iktidara yerleşen parti artık iktidarda kalmanın türlü hesabı içinde.

Tek adamın sultasına girmiş bir parti olarak fazla bir ömrünün kalmadığını gösteren o kadar çok veri var ki, bunları kapsamlı bir biçimde ortaya koymaya bu köşenin sınırları yetmez. Zira partisinin bile tek adam sultasına kapak kaldırdığı bir süreç yaşıyoruz.

Kısaca söyleyecek olursak; AKP, Türkiye’nin az çok olan demokratik kazanımlarını/yaşamını altüst etti. Türkiye tarihinin büyük hukuksuzluklarına büyük katkılar sundu.

Gelirken, “3Y” diye bağırıyordu AKP. Yani yasakları, yoksulluğu ve yolsuzluğu kaldıracaktı… Türkiye’nin makus tarihi AKP ile aşılacaktı… Adalet ve kalkınma içinde şaha kalkan, adil bir Türkiye yaratacaklardı…

Kürt sorunu demokratik, barışçı çözümle Türkiye’yi daha güçlü bir ülke kılacaktı…

İnançlar, mezhepler arasında ayrım olmayacaktı. Damdan düşenler olduklarından, mağdur ve mazlumun halinden anlayanlar olacaklardı…

Seçim barajı kalkacak, demokratik bir anayasa hazırlanacak, eşitlik falan olacaktı… Yokluk ve yoksulluk içindeki milyonlarca halkımız, müreffeh bir Türkiye’ye kavuşacaktı… Daha neler neler…

Peki ne oldu?

Bugün 3Y içinde boğulan bir parti haline geldi AKP.

Büyük bir baskı rejimi kurarak, hiç kimsenin söz söylemesine izin vermez oldular. Hak, hukuk, adalet kırıntılarıyla birlikte yok edildi. Yoksulluk arttı. Yasaklar diz boyu…

Parlamento adeta feshedilmiş olarak işlevsiz kılınırken, Saray’dan yönetilen bir ülke oldu Türkiye. Atanmışlar, seçilmişlerin yerime atanarak, genel ve yerel yönetim tek adamın ağzından çıkan lafa bırakıldı.

Gazeteleri kapattılar, televizyonların kapılarına kilit vurdular, gazetecileri hapse doldurdular. Hapisler düşüncelerinden dolayı tutuklanmış olanlarla dolup taşıyor.

Bir dönemler etki güçlerini artırmak için Kürt sorununun çözümüne ilişkin kurdukları “çözüm ve müzakere” masasını devirdiler. Kürtlerin demokratikleşme ve barış mücadelecisi siyasi aktörlerini hapse doldurdular. Bölge büyük bir yıkımla, baskı, şiddet ve hukuksuzlukla karşı karşıya kaldı.

Alevilerin inancı karşısında Yezit oldular. Tarihteki zalimlerin savunucu haline geldiler. Cemevleri bir statü kazanamadı.

CHP lideri Alevi olmakla dışlama yoluna gidildi. “Sen Alevi’sin ben Sünni’yim” diyebildi miting meydanlarında. Sünni yurttaşları mezhepler üzerinden partisine kazandırmanın çabası içine girdi.

“Affedersiniz çok daha çirkin şeyler Ermeni diyen oldu” gibi sözlerin sahibi oldular. Türkiye halklarının, ayrı dillerin, farklı inanç ve kültürlerin yok sayılmasında geçmişteki iktidarları fersah fersah aştılar.

Din devleti hesabıyla, milliyetçilik havuzunda yüzüyorlar.

“Kürdistan diyenler yalla…” açıklamaları bu partinin en tepesinden geldi. Şimdi artık HDP’yi kapatmanın, Kürtlerin demokratik mücadele alanından sökülüp atılmasının hesabını yapıyorlar. Daha önceki ırkçı ve şoven, inkarcı ve asimilasyoncu partilerin başına geleni bilmiyorlarmış gibi, kapatılan partilerin çıkmazı daha da derinleştirdiği ortadayken o yolu denemeye koyuldular. MHP ile kan kardeş oldular, o dün “Biz her türlü milliyetçiliği ayakları altına aldık” diyenler.

Her alanda iflas etmiş bir AKP var…

Suriye politikası iflas etti. Ortadoğu’da bir batak içinde. ABD, Rusya ve emperyalist ülkelerle bağımlılık ilişkileri daha da arttı… Enflasyon rakam oyunlarına rağmen artıyor. İşsizlik büyüyor. TL değer kaybetmeye devam ediyor. Borç batağında çırpınan Türkiye’de patronlar semirirken, halk zamların ve vergilerin altında yaşam kavgası veriyor.

Ancak son yerel seçimde büyük bir tokat yedi AKP. Sarsıldı… Büyük depremin şokunu atlatamadı. Atlatması da mümkün değil… Daha da çökecektir.

Durumları kötü. Yüzde 40+1 formülüne sarılmaları boşuna değil. Yarın yüzde 10’da boğulacaklar…Yıkmak için halkın demokratik gücüne, birliğe ve örgütlenmeye ihtiyaç var.

Türkiye halkları, işçi ve emekçiler demokratik, eşit ve özgür, iş ve ekmek sahibi olduğu bir yönetimi hak ediyor. Ve şimdiden bunun hesabıyla örgütlenmeli, tabii yeni AKP ve türevlerine prim vermeden…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...