27 Ağustos 2019 00:34

Tökezleyen AKP toparlanabilir mi?

Tökezleyen AKP toparlanabilir mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Davutoğlu’nun herhalde Erdoğan’ı hedef alarak “insan yüzüne çıkamazlar” vurgusuyla “T.C. tarihi yazıldığı zaman, en kritik dönemlerden biri 7 Haziran ile 1 Kasım arasındaki dönem olarak yazılacak” dediği 7 Haziran’da AKP çoğunluğu yitirdi. Ama toparlandı. Gücünün kırılması ancak toparlanmayı becermesinin şüphesiz özel nedenleri var. Bunlar bugünün işi değil ve başlıktaki sorunun yanıtına yer bırakmaz.

Özetle biliniyor ki, savaş içinde her yana korku salarak yeniden güç topladı. Böyle bir toparlanma şarta bağlıydı ve ancak geçici olabilirdi. Öyle oldu.

İkinci güç kaybı, bu kez sendelemenin ötesinde gerçekleşti. 31 Mart’ta bu net olarak görüldü. Hele 7 Haziran beklentisiyle sayılmayıp tekrarlanan İstanbul seçimleriyle AKP neredeyse kroke oldu.

Hâlâ bütün zor araçlarına kumanda ediyor. Devlet mekanizması emrinde. Ama yetmiyor. Halkın rızasını elinden kaçırdı. Üstelik kendi kendini yaktı, “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” deyişinin ağırlığı altında ezildi. Muhalefetin öldür Allah kazanamayacağını belirtmek için edilen laf, bumerang gibi, gelip kendisini vurdu.

Artık ne “çoğunluk benim” diyebiliyor ne moralini yüksek tutabiliyordu. “Büyükşehirleri verdik ama ilçelerle belediye meclisleri bizim” savunması halkı geçtik, AKP kadrolarını bile ikna etmiyordu. Etraf besleme işi sıkıntıya girmiş, halksa Damadın bütün tevatürlerine rağmen ekonomik krizle sıkboğaz olmuştu. Reisin bile morali iyi değildi, günlerce ortalıklarda görünmemişti. Yenilginin suçunu eskiden olduğu gibi şunun bunun üzerine atamıyor, kimsenin üzerine varamıyordu. Parti içinden, iki yeni parti girişimine iltihakların büyümesi korkusu yamandı. Kolay değildi, İstanbul’da 1 milyona yakın fark yenmişti!

Şu ekonomik kriz olmasa “Reisin karizması” denip düzelme umulacaktı. Ama neredeyse ekonominin bütün çarkları durmuş, işçilere enflasyonun yarısını bulmayan zam dayatılmış, memurlar sıraya konmuştu. Oysa destek buralardandı ve AKP kendi bindiği dalı kesiyordu!

Bir savaşla milliyetçiliğin yükseltilmesi akıllardaydı. Ama zaman o zaman değildi! “Fırat’ın Doğusu” denip durulmuş, ama kös kös Amerikalıların Suriye politikasına uyumlanmaktan başka çare bulunamamıştı! Çünkü adamlar sonunda “Türkiye’nin tek taraflı eylemi kabul edilemez, önleriz” diye kestirip atmış, pabucun pahalı olduğu anlaşılmıştı.

İdlib’te durum daha iç açıcı değildi. Türkiye ABD’yle ortak “koridor” kurmaya yönelince Suriye ordusu Rusya desteğinde İdlib’te ilerlemekle kalmamış, TSK’nin bir konvoyunu vurup bir gözetleme mevziini kuşatmış, ikincisini kuşatmaya girişmişti.

Suriye artık bataktı, çünkü ABD ile Rusya’yı birbirine düşürüp aradan sıyrılma akıllılığının sonuna gelinmişti. AKP’nin toparlanmasını sağlayacak savaş mavaş artık hayaldi! Savaş denecekse, karşıda ya ABD ya Rusya olacaktı ki, bu, toparlanmaya değil dağılmaya götürürdü.

Yine en dişe göre görülen Kürtler oldu. Suriye’de değil, ülke içinde. Milliyetçilik buradan depreştirilir sayıldı. Diyarbakır, Van ve Mardin belediye başkanları görevden alınıp yerlerine seçim öncesinin belediyelere milyarlık borçlar takan valileri yeniden kayyum atandı.

Milliyetçilikte AKP’yle yarışan, halkçı değil “Allah devlete zeval vermesin” modundaki devletçi CHP açıklamanın ötesine geçmiyor, İYİ Parti ise “ama...” deyip duruyor. Oysa yerel seçimlerde, AKP, HDP desteğiyle muhalefetin birleşmesiyle püskürtülmüştü. Şimdi, tabanına rağmen, “sokağa çıkılmasını doğru bulmuyoruz” diyen CHP yönetimince “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” özdeyişi prensip edinilip AKP’ye toparlanma şansı tanınarak, ortada bırakılıyor. Ama liberal muhalefet AKP karşısında halkı ve de kendisini ortada bırakmakta olduğunun farkında değil! Baksanıza, İmamoğlu’nu HDP’lilere yer açmakla suçlayan Erdoğan ne diyor: “Belediyeleri hizmet dışında bir amaçla kullanan herkes aynı akıbete uğramaya mahkumdur.

Dağılmış durumdaki AKP’nin toparlaması imkansız gibidir. Koşulları yok görünmektedir.

Bir umudu, “bulunmaz Hint kumaşı” saydığı liberal muhalefettir. O fırsat tanımazsa, AKP çarpışarak gideceğini belli etmektedir, ama gidicidir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...