28 Temmuz 2019 23:17

Porto Riko'da hükümet değişikliği

Porto Riko'da hükümet değişikliği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Laura Briggs, ‘İmparatorluğun Yeniden Üretimi: Porto Riko’da Irk, Cinsiyet, Bilim ve ABD Emperyalizmi’ adlı kitabında Porto Riko’nun ABD yayılmacılığı ve emperyalizmi için bir öğrenme alanı olduğunu yazar. Porto Riko ABD egemenliğini ‘iyi’ ve ‘uslu’ bir biçimde kabul edenlerin bundan faydalı çıkacaklarının gösterilmesi açısından özellikle 1929 ekonomik buhranından sonraki dönemde örnek gösterilmişti. İkinci olarak da ABD toplumu açısından Porto Riko’nun statüsü sürekli olarak muğlak kalmış, hatta adanın bir sömürge olduğu olgusu bilinçli bir biçimde yok sayılmıştır.

Porto Riko, İspanyol kolonisi olarak geçirdiği dört asır sonunda özerklik talep eden bir ulusal harekete sahne olmuş, ulusalcı hareketin mücadelesi sonucunda 19. yüzyıl sonunda -hâlâ İspanya kralı tarafından feshedilebilecek- otonom parlamenter bir yapıya kavuşmuştu. Bu yapı ortaya çıkar çıkmaz 1898’de geçekleşen ABD-İspanya Savaşı ise özerkliği ortadan kaldırmış, Porto Riko, Küba ve Filipinler ile birlikte ABD kontrolüne geçmişti. Böylelikle Porto Riko’da, 1948’e kadar sürecek olan ABD başkanı tarafından atanan -Porto Riko’da doğmamış- valiler dönemine geçilmişti.

ABD tarafından belirlenen yönetim, adanın ekonomik yapısında derin değişiklikleri beraberinde getirecek kararlar almış, merkezinde Avrupa piyasalarına kahve üretimi yapan küçük toprak sahipliliğinden geniş topraklara sahip olan şirketler tarafından büyük ölçekli şeker kamışı üretimine geçiş sağlanmıştı. ABD’nin, Porto Riko şekerini gümrüksüz olarak iç piyasasına dahil etmesi, ada ekonomisinin büyük bir kısmının şeker kamışı üretimine bağımlı hale gelmesine yol açmıştı. 1929 ekonomik buhranı ve düşen şeker fiyatları ise adanın kronikleşen ekonomik problemlerinin temellerini atmış, kırdan kente büyük bir göç dalgası gerçekleşmiş, kentlerde yaşanan nüfus patlaması işsizliği ve yoksulluğu derinleştirmişti.

Derinleşen sorunlar karşısında adanın mevcut politik yapısının değiştirilmesini talep eden siyasi akımlar güç kazanmış, ABD’nin eyaleti olunmasını savunanlar, daha fazla özerklik isteyenler ve bunların yanında bağımsızlıkçı hareket de tabanda büyük destek bulmuştur. Adanın artan sosyoekonomik problemlerinin yarattığı politik krize karşı ise ABD 1930’larda New Deal politikaları ile parasal yardım ardından da bağımsızlıkçı hareketlerin şiddetle bastırılması yöntemlerine başvurmuştu.

1952’de kabul edilen Uluslar Topluluğu statüsü ile seçilmiş vali ve yasama organı temelinde özerk bir yapı kurulmuş olsa da adanın ABD’ye olan ekonomik, politik ve kültürel bağımlılığı artarak devam etmiş ülkenin statüsü konusundaki ayrım, mevcut özerk yapının reform edilmesi ya da eyalet olma talebi- çözülememiştir. 2016’da Obama idaresi tarafından gerçekleştirilen reform ise ABD’nin ada üzerindeki ekonomik kontrolünü daha da arttırmış, reformu kabul eden vali seçimlere girmeyerek eyalet taraftarı kanattan Ricardo Rosselló valilik görevini devralmıştı.

ABD’nin Porto Rikolu yönetici elitini oluşturan Rosselló, aylardır süren yolsuzluk skandalları, Valinin yolsuzluklarını ispatlayan, kadın düşmanı, homofobik, kilolu insanlarla ve hatta kasırga mağdurları ile dalga geçen kişisel yazışmalarının ortaya çıkması ile büyük ölçekli gösterilere sebebiyet verdi. Yaklaşık iki haftadır süren gösteriler sonucunda Rosselló istifa etmek durumunda kalmış bulunuyor. Bundan sonraki süreçte ise adanın politik statüsü tartışmasında eyaletçi hareketin güç kaybedeceği ve adanın özerk durumunun reforme edilerek daha sağlam bir otonom yapıya kavuşturulması taleplerinin daha fazla gündeme geleceğini bekleyebiliriz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...