Eğitim olmayan nedir: Çarpıklığın çarpanı daha büyük çarpıklık
Fotoğraf: Envato
Eksik ve yanlış sayıltılarla ne kadar doğru karar verilebilirse o kadar doğru bir yerdeyiz. Sağlam olmayan öncüllerden sağlam bir hüküm kurulamayacağı gibi hiçbir öncül yoksa, makro yoksa mikro da sorunlu hale gelir. Daha düz bir şekilde söylersek makrosu yanlış olan yapılarda mikronun doğru işlemesi pek mümkün olmuyor.
Yön belli olacak ki yol alınabilsin. Gerisi deli danaya, kısır döngüye, enerji kaybına dönüşüyor.
Ancak bu genel belirlemeler mikronun önemsiz olduğunu göstermez, eğer olumlu bir çıkış yapılabilecekse makro içinde her mikro çok önemlidir. Yani makro yönelim doğru ise mikrolar anlamlı hale gelir, makro bu mikrolar üzerinden kendini gerçekleştirir.
Yol yanlışsa yanlış yola gitmemek, gitmekten daha iyidir. Okulun yapıp ettiği eğitim değilse eğitim nasıl olacak? Eğitimde 12 Eylül’le iyice kronikleşen dejenerasyon AKP ile tümden eğitim karşıtlığına dönüştü.
Eğitim karşıtı ne diye sorulabilir? Eğitim olmayan ne diye sorulabilir? Evet, tanımın en temel ayağı ne olmadığından ayırt edilebilmesidir. Eğitim olmayan nedir sorusu çok önemlidir? Ne yapılacağı kadar, belki ondan da daha önemlisi ne yapılmayacağıdır.
Eğitimle eğitim olmayan ayrımı, bilim ve ideoloji ayrımı kolay olamamakla beraber çok önemle üzerinde durulması gereken temel konulardır.
Duyarlılık kazandırmakla körleştirme bambaşka şeylerdir.
Eleştirel düşünme ile etnosantrizm bambaşka şeylerdir.
Bilgi ile bilgiyi başka şeylerle ikame etmeye kalkma çok farklı şeylerdir.
Bu duygu ve düşünceler LGS yerleştirme sonuçlarına bakarken bir kez daha feryada dönüşüyor. Sınav sonuçları öğrencileri değil aslında öznesini ele veriyor. MEB yapılmaması gerekenleri, eğitim olmayanları yapar hale gelmişse, çarpıklığın çarpanı daha da çarpık hale geliyor.
YÜZDE 90’A YÜZDE 10 TOPLUMLARI
Toplumsal ayrışma daha da ayrışarak sürüyor.
Bölgesel farklardan daha önemlisi bölge içi, il içi, kent içi farklılaşmalar. Öğrencilerin yüzde 90’ı nitelikli bir okul hakkından bile yararlanamıyor, “mahalleye” talim edecek. Eğitim oysa ilkelerle, evrenselle, kozmosla ilgilidir, mahalleye sıkışmış bir eğitim zaten pek eğitim sayılamaz. Olsa olsa alışkanlık ve gelenek aktarımından ibaret kalır.
Öğrencilerin yüzde 88’i daha baştan ufku açık, kozmosa açık böyle bir merkezi yerleştirmeden bile mahrum; parası da yoksa zorunlu seçimlik mahalle okuluna mahkum bulunuyor.
İLLER ARASINDAKİ ÇARPIK FARKLAR: TUNCELİ’DE 277, İSTANBUL’DA 396, TRABZON’DA 429
Bakanlık bazı raporlar yayımlıyor ki bunlar bir miktar öngörü olanağı veriyor. Esas olan veri tabanını araştırmacılarla, eğitimcilerle paylaşılmasıdır ki elimizde bunlar yok.
Olan da pek çok çarpıklığı gösteriyor.
Her il için okulların taban puanları ve kontenjan sayılarını dikkate alarak il ortalama yerleştirme taban puanı hesapladım. Tunceli’de 277 ortalama puanla yerleştirme yapılmışken bu ortalama Trabzon için 429 puan.
En düşük ortalama il yerleştirme taban puanı Tunceli (277), Ardahan (303), Hakkari (319)...
En yüksek yerleştirme taban puanı 429 puan ortalaması ile Trabzon’da. Trabzon’u Karabük (427), Uşak (425), Nevşehir (418), Malatya (417), Antalya (416) takip ediyor.
İstanbul 396 puanla orta sırada yer alıyor
Görüldüğü üzere il yerleştirme puanlarının bir ölçüsü olmadığı gibi (adalet ve eşitlik olmadığı gibi) iller arasındaki ortalama yerleştirme puan farkları da çok büyük bulunuyor.
CİNSİYETÇİLİK (SEKSİZM) YAYGINLAŞIYOR: BOLU, KIRŞEHİR,
SİİRT YÜZDE 30’U GEÇİYOR, İSTANBUL YÜZDE 21
Türkiye genelinde tek cinsli (cinsiyetçi, seksist) anlayış yüzde 15’lere çıkarılmış bulunuyor.
Çıkmış demiyorum çünkü bu doğal bir bitki veya virüs değil, ekonomi politiktir. Sosyal bir sonuçtur. Bizim yapıp etmelerimizin sonucudur. AKP, Diyanet, MEB hemen her tür ırkçılığın kökünü oluşturan, otoriter eğilimlerin köklerini oluşturan seksist anlayışı sanki kendi varlık sebebi sayıyorlar.
Merkezi yerleştirme puanı ile yerleştirilen tek cinsli okul (öğrenci) oranı Bolu’da yüzde 36 olup Bolu’yu Siirt, Kırşehir, Kütahya, Bayburt, Kırıkkale, Isparta, Muş, Karaman, Bingöl, Aksaray gibi iller izliyor.
136 bin 510 merkezi yerleştirme kontenjanının 12 bin 60’ı sadece kız öğrencilere (kız okullarına), 8 bin100’ü sadece erkek öğrencilere (erkek okullarına) ayrıştırılmış olup geriye kalan 116 bin 350’si yani yüzde 85.23’ü karma eğitim sürdürmektedir.
Okul içi tek cinsli sınıf uygulamaları dahil edilirse bu oran çok daha yüksek bir düzeye çıkmaktadır.
EĞİTİM, EĞİTİM OLMAYANA DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ DURUMDA
Eğitim ve adalet sağlamayı bir yana bırakın eğitim eğitim olmayana, hatta eğitim karşıtlığına dönüşmüş bulunuyor. Çarpık yapıların çarpanı daha da çarpık bulunuyor.
Oysa bilim ve eğitim çok alicenap. İsteyene kendini sonuna kadar açıyor. Birinin eğitimden, bilim, felsefe, matematik veya sanattan fazla alması bir diğerini eksiltmiyor, aksine diğerini daha da artırıyor.
Hal böyle iken sorun nerede diye sorulursa, eğitimin en büyük engeli çarpık yapılar ve çarpık kafalardan kaynaklanıyor.
LGS yerleştirme sonuçları da bir sonraki açıklanana kadar bunun en güncel göstergesini oluşturuyor.
- Köy Enstitüsü farkı, şehre ve geleneğe uymazlığı: Hümanist, yararcı, bütüncül köy rehberi 19 Nisan 2024 04:47
- 31 Mart Yerel Seçimleri: AKP'nin dinci eğitimine karşı bilgi ve özgürleşme talebi 05 Nisan 2024 04:47
- İmtiyaz/kapitülasyon, rantiye veya mütaşerik otoriterlik: Peker, Ağar, Erdoğan, Altınok, Kurum, İmamoğlu… 29 Mart 2024 04:46
- Fütüvvet teşkilatı: Meslek lisesi değil dinci fedailik ocağı 22 Mart 2024 04:57
- AKP ve MEB mesleki eğitimin sırrını çözdü: Fütüvvetnameler ve baş ahilik dönemi 15 Mart 2024 04:43
- Patriyarka ve öğrenci açlığı sorunu: Niteliksiz okullar, meteliksiz veliler, kadınlar, çocuklar 08 Mart 2024 05:05
- Türkiye'de felaketlerin faktörlerinden öte aktörleri kimler? 01 Mart 2024 04:46
- Felaketler çağı ve Türkiye'nin felaketler dönemi 23 Şubat 2024 04:46
- Depremde Hatay’da ölüm sayısı ne kadar? Hatay’a, Adıyaman’a, Malatya’ya resmen ayrımcılık mı yapılıyor? 16 Şubat 2024 04:39
- Afetin, nemacılığın, timokrasinin ‘utp-usta öğreticilik’ hali: 890.920 09 Şubat 2024 04:53
- Deprem ve ülke yönetimi: Mütaşerik yönetimin ağır sonuçları 02 Şubat 2024 04:48
- "Karakter eğitimi" nedir: MEB, Bakan Tekin 1.3 milyon işçi çocuğu unuttu, "Çocukları bari tatilde çalıştırmayın" 26 Ocak 2024 04:45