16 Temmuz 2019 23:27

Kıdem tazminatında Güney Kore modeli: Düşürülen emekli maaşlarını kıdem tazminatıyla ikame et

Kıdem tazminatında Güney Kore modeli: Düşürülen emekli maaşlarını kıdem tazminatıyla ikame et

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak 10.04.2019 tarihinde “Yeni Ekonomi Programı” başlığı altında sunmuş olduğu pakette kıdem tazminatında reform yapılacağını, bu reform kapsamında kıdem tazminatı fonu kurulacağını, kurulacak bu fonun Bireysel Emeklilik Sigortası ile entegre edileceğini açıkladı.

GÜNEY KORE MODELİ

Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıklamasından hemen sonra kıdem tazminatında Güney Kore Modeli tartışılmaya başlandı.

Güney Kore’de 2005 yılında kıdem tazminatına ilişkin yasal değişiklik yapılmadan önce kıdem tazminatı, işçilere işten çıkışta her bir yıllık çalışmaları karşılığı 1 aylık ücret tutarında yapılan bir ödemeydi. Güney Kore’de 5 kişiden az işçi çalıştıran iş yerlerinin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü yoktu.

Güney Kore 2005 yılında kıdem tazminatı konusunda sistemini değiştirmiştir. Yapılan değişiklikle kıdem tazminatı işçilere emekli olduklarında yapılan bir ödemeye dönüştürülmüştür. Daha açık anlatımla Güney Kore’de 2005 yılından itibaren kıdem tazminatı kaldırılmıştır. Yerine konulan sistemde, işverenler haftada en az 15 saat iş yerlerinde çalışan ve en az 1 yıl kıdemi olan işçileri için emeklilik planı başlatmak zorundadır. İşverenin fona aktaracağı prim işçilerin her yıl için 1 aylık brüt ücretleri tutarında gelir elde etmelerini garanti edecek miktarda olmak zorundadır. İşçiler dilerlerse kendileri de bireysel emeklilik fonları açarak sistemde kendileri için biriken parayı artırabileceklerdir.  

Bu sistemde işçilerin emeklilik dışında kıdem tazminatı alabilmeleri ev alacak olmaları veya uzun süre hastanede yatmalarını gerektiren bir hastalığa yakalanmaları halinde olanaklıdır.

Bu iki istisnayı bir tarafa bıraktığımızda Güney Kore modeli denilen uygulamada kıdem tazminatının ikinci bir emekli aylığı işlevine bürünmüştür.

İşin püf noktası da buradadır:

- Güney Kore OECD ülkeleri içerisinde yaşlı yoksulluğu en yüksek olan ülkedir. 65 yaş üstü nüfusun yoksulluk oranın yüksekliği sıralamasında birinci sıradadır.

- Güney Kore OECD ülkeleri içerisinde Kamu Emeklilik Harcamalarının GSYH’ye oranı yüzde 3’le en düşük ikinci ülkedir.

Bu iki olgu bize Güney Kore’de emeklilik aylıklarının düşük olduğunu, emeklilerin yaşamakta zorlandıklarını gösteriyor. Güney Kore hükümeti de emekli aylıklarını arttırmıyor. Güney Kore emeklilere para vereceğine, emeklilerin yaşam standartlarını onların çalışırken hak ettikleri kıdem tazminatını bir ikinci özel emeklilik sistemine dönüştürerek arttırma politikasını devreye sokmuştur. Kısaca Güney Kore hükümeti emekli aylıklarını düşürmesinden doğan yaşlı yoksulluğunu, işçilerin sırtından, yoksulluğun bedelini yine işçilere ödeterek düzeltme uyanıklığına başvurmuştur.

Güney Kore modeli denilen modelin özünü, emeklilik aylıkları düşürülerek yaratılan yoksulluğun bedelini, işçilerin kıdem tazminatına el konularak işçilere ödetilmesi oluşturmaktadır.

GÜNEY KORE MODELİ TÜRKİYE’DE DE DÜŞEN EMEKLİ AYLIKLARI VE KIDEM TAZMİNATI

Türkiye’de de 2008 yılında yürürlüğe giren 5510 sayılı yasayla birlikte emeklilik yaşı yükseltildi. Emeklilik aylığının hesaplanmasında çarpan olarak kullanılan aylık bağlama oranı ve prime esas kazancı güncelleme katsayısı düşürüldü. Böylece emekli aylıkları da 506 sayılı yasa dönemine göre yaklaşık yüzde 30 azaldı.

Ak Parti iktidarı ya emekli aylıklarını arttıracak, yani sermayeden yoksullara kaynak transferi yapacak ya da emekli aylıklarının düşürülmesinin bedelini Güney Kore’de olduğu gibi yine işçilere ödetecekti.

Hangisini yapacağını On Birinci Kalkınma Planı’na bakarak söyleyelim.

- On Birinci Kalkınma Planı paragraf 271: “Kişilerin emeklilik gelirlerinin artırılmasını teminen kamu emeklilik sistemi dışındaki diğer emeklilik sistemlerine katılım teşvik edilecektir.”

- On Birinci Kalkınma Planı paragraf 271.1: “Tamamlayıcı emeklilik kurumlarının kapsamı genişletilerek sektör, iş kolu veya meslek esaslı tamamlayıcı emeklilik kurumlarının güçlendirilmesi sağlanacaktır.”

On Birinci Kalkınma Planı diyor ki ben devlet olarak emeklilik aylıklarını arttırmayacağım, diğer emeklilik sitemlerini yani işçilerin cebinden para ödeyerek finanse ettikleri sistemleri teşvik edeceğim. Düşürdüğüm emekli aylıklarını sizin cebinize el atarak arttıracağım. Nasıl mı?

- “On Birinci Kalkınma Planı Yurtiçi Tasarruflar” başlıklı 2.1.2. bölüm 223.3. paragraf: “Bireysel emeklilikteki otomatik katılım sistemi sistemde kalış süresi ve fon tutarını artıracak şekilde yeniden düzenlenecek ve bireysel hesaplara dayalı kurulacak kıdem tazminatı fonu ile entegre edilecektir.”

Gayet açık; On Birinci Kalkınma Planı diyor ki ben de tıpkı Güney Kore’nin yaptığı gibi yapacağım, düşürdüğüm emeklilik aylıklarının getireceği yoksulluğu sizin kıdem tazminatınıza el atarak azaltacağım. Yoksulluğun bedelini yoksullara ödeteceğim.

- On Birinci Kalkınma Planı paragraf 568: “Kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecektir.”

- On Birinci Kalkınma Planı paragraf 568.1: “Kıdem tazminatı reformu sosyal tarafların mutabakatıyla gerçekleştirilecektir.”

Sosyal taraflar, yasalarla düşürülen emekli aylıklarının getirdiği yoksullaşmayı, bu yoksullaşmayı yaratanlara mı ödetecek, yoksa, yaşlılıkta yoksullaşmaya karşılık kıdem tazminatı hakkından vaz mı geçecek. İşçi tarafı Güney Kore modelinde her yıl için 1 aylık ücret garanti ediliyor bu bize uyar mı diyecek, yoksa kıdem tazminatını emekli aylıklarının düşürülmesinin telafi aracı haline getirilmesine, emeklilerin yoksullaştırılmasının telafine kurban mı edecek?

Hükümet yoksullaştırdığı emekliler için Güney Kore modeli adı altında işçilerin kıdem tazminatını istiyor.

Unutmadan, Güney Kore bir taşla iki kuş vurmuş, bir yandan işçilerin kıdem tazminatına el koyup bu tazminatları parası işçilerce ödenen ikinci bir emeklilik sistemine dönüştürürken, diğer yandan da sermayeye kaynak aktaracak çok büyük paraların fonlarda toplanmasını sağlamıştır. Bizimkilerin Güney Kore’den nesi eksik, onlarda iç borçları ödeyecek parayı kıdem tazminatı fonu adı altında işçilerden alıp örneğin iç borç ödemelerinde kullanabilecektir.

Dolayısıyla kıdem tazminatında güvence, kıdem tazminatının bir biçimde fona devri ile sağlanamaz. Kıdem tazminatı için yapılması gereken, kıdem tazminatının her türlü fesih halinde işçiye ödenen, hazine garantisiyle güvenceye kavuşturulmuş, haczedilemeyen bir işçi hakkı olarak düzenlenmesidir. Bu çerçevenin dışındaki tüm öneriler, kıdem tazminatına el konulmasını perdeleyen örtüden başka bir şey değildir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa