02 Temmuz 2019 23:40

Libya’da vekalet savaşı ve emperyalist yıkım!

Libya’da vekalet savaşı ve emperyalist yıkım!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Erdoğan iktidarının Fizan’da da olsa belayı üzerine çekme konusunda ‘Allah vergisi’ bir yeteneği var! Yoksa Türkiye’yi bir ülkeyle de değil, Lib-ya’da daha egemenlik mücadelesi veren güçlerden biri ile (Halife Hafter) savaşın eşiğine getirmeyi becermek her iktidarın harcı değil! Libya’da Hafter’e bağlı milis güçlerinin 6 Türk denizciyi alıkoyması sonrası Hafter ve Erdoğan iktidarı arasında tırmanan gerilim, denizcilerin serbest bırakılmasından sonra şimdilik dinmiş görünüyor. Ancak bu gerilim bile Erdoğan iktidarının yayılmacı emelleri ve bu temelde cihatçı gruplara verdiği desteğin Türkiye’yi nasıl belalarla karşı karşıya getirdiğini/getireceğini bütün açıklığıyla ortaya koyuyor.

Libya son günlerde ülkenin doğusu ve Güney’ini elinde bulunduran Halife Hafter güçleri ve Türkiye arasındaki gerilim ile gündeme gelmiş olsa da, ülkedeki sorun çok daha kapsamlı ve ciddi. Zaten her fırsatta öne çıkmaya çalışsa da Erdoğan iktidarı, bölgenin (Ortadoğu) diğer yerlerinde olduğu gibi Libya’da da belirleyici bir rol oynamaya muktedir güçlerden biri değil.

Libya’da Kaddafi yönetiminin 2011’de NATO destekli müdahale ile devrilmesinden sonra başlayan emperyalist yıkım, bugün farklı emperyalistler ve bölge gericilikleri tarafından desteklenen güçler arasındaki vekâlet savaşı ile devam ediyor. Vekâlet savaşı, Hafter’in Tobruk merkezli ‘Libya Ulusal Ordusu’ ile BM tarafından tanınan ve Türkiye’deki iktidar tarafından da desteklenen Trablus merkezli ‘Ulusal Mutabakat Hükümeti’ (UMH) güçleri arasında yaşanıyor.

Hafter güçlerini Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, (BAE) S.Arabistan’ın yanı sıra Fransa ve Rusya destekliyor. BM destekli UMH ise, Türkiye, Katar, ABD, İngiltere, İtalya gibi ülkeler tarafından destekleniyor. Buradaki kamplaşma bölgede özellikle Suriye üzerinden belirginleşen kamplaşmadan farklılıklar taşıyor. Mesela burada Türkiye ile Rusya karşı taraflarda bulunuyor. Türkiye ile ABD aynı tarafta görünürken, Suriye’de ABD ile birlikte olan Fransa karşı tarafta yer alıyor. Ancak buradaki kamplaşma Suriye kadar keskin ya da belirgin değil. BM destekli UMH’yi destekleyen güçlerin bir kısmı Hafter’e karşı da ‘boş’ değiller! Mesela ABD Başkanı Trump, Nisan ayında Hafter’le telefon görüşmesi yaparak “Libya’nın istikrarlı, demokratik bir sisteme geçişi”ne dair görüş alışverişinde bulunmuştu. Yani Libya’daki gelişmelere bağlı olarak yarın ABD’nin Hafter’i desteklemeye başlaması şaşırtıcı olmayacaktır, ki Hafter’in ABD’nin bölgesel müttefikleri Mısır, BAE ve S. Arabistan tarafından destekleniyor olması, bu olasılığı güçlendiriyor.

Zamanında Kaddafi’nin ordusunda subayken Çad savaşında (1987) esir düşüp hapis yattıktan sonra uzun yıllar ABD’de kalan Hafter, kendisini destekleyen Mısır’ın darbeci lideri Sisi gibi “laik” bir çizgide görünüyor. Karşısındaki güçler ise, NATO müdahalesi sürecinde NATO ile iş birliği yapan cihatçı ve İhvancı güçlerden oluşuyor. Hafter, karşısındaki UMH’nin cihatçı ve İhvancı güçlerden oluşmasını kendi müdahalesini meşru göstermenin (radikal dincilere karşı mücadele) en önemli dayanağı olarak kullanıyor.

Burada bir noktayı daha belirtmek gerekiyor. Libya’da ABD, Fransa ile; Fransa, İtalya ile karşı kamplarda bulunuyor olmayı fazla sorun etmeseler de özellikle bölgesel aktörler için aynı şeyi söylemek mümkün değil. UMH’nin İhvancı bir çizgide olması karşısında Mısır, BAE ve S. Arabistan Hafter’i askeri ve ekonomik olarak destekliyor. Türkiye ve Katar ise, karşı kampta UMH’ye açık destek veriyor. Türkiye’den UMH’ye destek amaçlı silah sevkiyatı yapıldığı biliniyor.

Uzatmadan söylersek NATO destekli müdahale ile Kaddafi rejiminin yıkılmasını sağlayarak ülkeyi kaosa sürükleyen emperyalistler ve bölge gericilikleri, şimdi ülkede egemenlik mücadelesi vermeye devam ediyor.

Peki, bu müdahale ve yıkım politikasının Libya halkına faturası ne oldu?

6 milyon nüfuslu ülkede 500 bin kişi mülteci konumuna düştü. Ülkenin en önemli gelir kaynağı olan petrolün üretimi 1,6 milyon varilden 400 bin varile ve kişi başına düşen milli gelir ise 12.120 dolardan 5.193 dolara düştü. Bugün ülkede 2,5 milyon insan sağlık hizmeti desteğine ve 400 kişi ise gıda yardımına ihtiyaç duyuyor. Kaddafi’nin devrilmesinden sonra oluşan kaotik ortamda yüzlerce silahlı grup ortaya çıktı ve binlerce insan yaşamını yitirdi. Yine bu kaotik ortam ve çatışmalardan Avrupa'ya kaçmak  isteyen binlerce kişi Akdeniz'de boğuldu.

İşte Kuzey Afrika’nın en önemli petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahip olan ve bu enerji kaynaklarının Avrupa’ya ulaştırılması için stratejik bir öneme sahip olan Libya’da 8 yılını geride bırakan kaos ve çatışmaların ülke halkına faturası: Ölüm, yıkım, göç, yoksulluk ve açlık.

Hafter Trablus’a ilerliyor mu, UMH Hafter’in ele geçirdiği yerleri geri mi alıyor derken bu savaşın kaybeden ve kazananlarına bir de buradan bakmak gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...