06 Haziran 2019 00:33

Hiyerarşik meseleler

Hiyerarşik meseleler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Milli Takımın, Yunanistan ile oynadığı hazırlık maçının bitimine yaklaşık 10 dakika kala Emre Belözoğlu oyuna giriyor. O an sahada takım kaptanı olan Oğuzhan Özyakup, hemen kaptanlık kolluğunu Emre’ye vermeye kalkışıyor. Emre, “Gerek yok, sende kalabilir” gibisinden tavır gösteriyor ancak Oğuzhan buna aldırış etmiyor ve gayet kararlı bir şekilde davranarak kolluğu Emre’ye veriyor… Oğuzhan belli ki, kolluğu vermeye yanaşmaması durumunda çıkabilecek olası sorunların tedirginliği içinde. “Ne olur, ne olmaz ben kolluğu vereyim de…” düşüncesiyle “saygı” temelli sorumluluğunu yerine getirmeye çalışıyor… Tanık olduğumuz bu anlardan, Milli Takım oyuncuları arasında güçlü hiyerarşik ilişkilerin hüküm sürdüğünü anlıyoruz…

Hiyerarşinin ipuçlarına futbolcuların konuşmalarında da rastlıyoruz. Her futbolcu kendisinden 3-4 yaş büyük olana, isminin ardına “abi” kelimesini ekleyerek hitap ediyor. Bu şekildeki hitaplar, saygıdan çok, hiyerarşiyi yani iradi anlamda büyüğe teslimiyeti yansıtıyor… Cenk Tosun, Burak Yılmaz’a, “Burak abi” diye hitap ediyor mesela…

Hiyerarşik anlayışın ve şekilci saygının ürünü olarak ortaya çıkan ve ilişkilerde etkili/belirleyici rol oynayan “abilik müessesesi” bizden başka nerede var acaba?

Ne yazık ki şekilciliğe çok önem veren bir toplumsal kültürümüz var. Bu nedenle saygılı görünmeyi, saygılı olmaktan daha çok önemsiyoruz. Gözümüzü kırpmadan her türlü saygısızlığı sergiliyor, her türlü hakkı ihlal ediyoruz sonra da yediğimiz haltı “onarmak” için tuhaf şekilciliklerden medet umuyoruz. Unutmayalım ki katillerin, yargılanırken adalete ne kadar saygılı olduklarını göstermek adına takım elbise giyip indirim bekledikleri ve beklediklerini de aldıkları bir ülkeyiz… 

Milli Takımda hep sözü edilen “saygı” dolu aile ortamının, hiyerarşi ile örülü olduğu çok açık... 

Hiyerarşi; özgürlüğün, bireysel inisiyatifin, sorumluluk almanın ve yaratıcılığın önündeki en büyük engellerden biridir. Bir futbol takımındaki oyuncular arasında ne kadar güçlü hiyerarşik ilişki varsa o takımın başarılı olma şansı o oranda azalır. Böyle bir ortamda, hiyerarşi basamağının altında yer alan gençler olan bitene nesnel bakamazlar ve sık sık yetersiz oldukları düşüncesine kapılırlar. Bunun sonucunda da verimlilikleri düşer. Ayrıca buna bir de deneyimsizliklerinden kaynaklanan başka türlü zaaflar eklenirse öz güven konusunda sıkıntı yaşamaları da kaçınılmazlaşır. Sonuçta saygı adına yaratılan hiyerarşik ortam, yetenekleri ve becerileriyle çok iyi işler yapabilecek potansiyele sahip genç oyuncuların, öz güvenlerinin, yaratıcılıklarının ve inisiyatif kullanma cesaretlerinin önemli ölçüde körelmesine neden olur. Artık onlar, işlerin yolunda gitmesini sağlamayı ya da ortaya çıkan sorunların çözümünü “abilerinden” bekleyip sorumluluktan kaçmanın yollarını arayacaklar ve öğreneceklerdir. 

Oyuncular arasındaki hiyerarşik ilişkilerin, gençlerin kişilik gelişimine darbeler vurarak ciddi anlamda olumsuz sonuçlar doğurabileceği her zaman göz önünde bulundurulmalı. Ve elbette gençlerin ancak, eşit ilişkilerin hüküm sürdüğü özgür ortamlarda gelişebileceği gerçeği de... 

Özgürlüğün olmadığı yerde gerçek saygı olmaz. Şekilci saygı gösterileri ise insanların birbirini kandırmasından başka bir anlam taşımaz…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...