08 Mayıs 2019 19:50

Hakem bıraksın siz devam edin!

Hakem bıraksın siz devam edin!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülkenin şampiyonluk mücadelesi veren, kadro anlamında kalburüstü iki takımının mücadelesinde oyun kalitesi yine vasata dahi yaklaşamadı. Ama tabii futbolun kalitesini dert edinen pek kimse yok. Yorumların ve tartışmaların odağında her zamanki gibi hakemler, özellikle de maçın Orta Hakemi Bülent Yıldırım yer aldı. Hâlâ doğruluğu şüpheli bir taç kararını konuşuyor futbol camiası. Bilginin olmadığı yerde hakemlerin konu edildiği sığ ve kısır tartışmaların sonu gelmez elbette…

İşi, “Bülent Yıldırım hakemliği bıraksın” noktasına getiren yöneticiler, yorumcular bile var…

Fikret Orman, daha en başında Bülent Yıldırım’ın hareketlerine ve yüzüne bakarak onun kötü niyetli olduğunu bariz bir şekilde anlamış!.. “Bu zihniyetteki hakemler bu işi bırakacak. Bunlardan hakem olmaz. Futbolun marka değeri hepimizin sorumluluğunda” diyor… Ahh evet, marka değeri çok önemli elbette!.. Ona kesinlikle zerrece dahi zeval gelmemeli!.. Yoksa ne olur futbolumuzun hali? Ama marka değerinin temel belirleyeni oyun kalitesi değil miydi? Onu ne yapacağız? Neyse ki oyun fazlaca umursanmaz bizim spor kültürümüzde. Dolayısıyla bir marka değeri kaygısından söz edilecekse oyunu işin içine sokmak gerekmez!.. Nasıl bir marka değeri olabileceğini tahmin edin artık!..

Bülent Yıldırım’dan hakem olmaz tamam, peki Fikret Orman’dan yönetici olur mu? Beşiktaş’ın devasa borcuna ve aylarca gecikerek ödenen maaşlara bakıldığında bu soruya yanıt vermek kolaylaşır…

Dillerinden hakemleri düşürmeyen teknik direktörleri niye sorgulamıyoruz? Niye hiç kimse onlara, “Sen şimdi hakemleri bırak da bunca transferle takviye ettiğin takımının oynadığı berbat futbolun açıklamasını yap” demiyor, diyemiyor…

Ya yorumcular? Hakemlere mesleklerini bırakmalarını tavsiye eden yorumcuların bu oyuna katkısı nedir? Bugüne kadar hangi yorumları, hangi değerlendirmeleri, hangi düşünceleriyle ufuk açıp oyunun gelişimine katkıda bulunmuşlar acaba? Hiç utanmadan, sıkılmadan hakemler için “Hakemliği bıraksın” diyebiliyorlar ama.

İpe sapa gelmez saçma sapan laflara bakınca asıl kimlerin yaptığı işi bırakması gerektiği anlaşılıyor…

Tabii bir de “ruh”, “kazanma arzusu”, “istek”, “coşku” gibi oyun üzerindeki etkisi sonlarda gelen ancak bilgi yokluğunda “Laf olsun torba dolsun” misali mecburen ön plana çıkarılıp parlatılan ve yorumlarda, değerlendirmelerde bolca kullanılan tuhaf kavramlar var. “Allah”tan ve “dua”dan umulan yardımı da yabana atmamak lazım. Onların yeri de az değil futbolumuzda.

Dünyada futbolun gelişimine teknik, taktik ve fiziksel anlamda en büyük katkıyı yapmış teknik direktörlerden hiç duymadığımız birtakım soyut kavramlar, bizim teknik direktörlerimizin temel “teorik” dayanaklarını oluşturuyor!..

Bu arada bir hafta öncesine kadar hakemlerden şikayet eden Fatih Terim ile Abdurrahim Albayrak, Derbinin Hakemi Bülent Yıldırım’dan memnuniyetlerini dile getirmeyi ihmal etmediler. Yüzleri gülüyordu bu kez, çünkü galip gelmişlerdi.

Bizim memlekette işler böyle yürür. Yenildiysen kesinlikle hakemin yüzündendir, yendiysen hakem mükemmel maç yönetmiştir. Denklem bu kadar basittir!..

Taç konusunda ise topun Caner’in ayağından dışarıya çıktığından ikisi de emin. Abdurrahim Albayrak bunun “net” şekilde görüldüğünü söyledi… Artık nasıl bir görüş gücü varsa. Farklı açılardan defalarca izlenmesine ve hiç kimsenin kesin bir şey söyleyememesine karşılık Albayrak ve Terim keskin gözleriyle olayı çözmüşler!..

Yöneticilerimizin kıymetini bilmemiz lazım. Birisi adeta niyet ölçer gibi daha maçın başında hakemin kötü niyetli olduğunu anlıyor, diğeri teknolojiye meydan okuyan bir kendinden emin olma haliyle hakem kararına hak veriyor… Böyle olağanüstü yeteneklere sahip yöneticiler her yerde bulunmaz!..

Futbolu, skor odaklı bakış açısıyla salt hakemler, oyuncu tercihleri ve motivasyon unsurları üzerinden açıklamaya çalıştıkça çürüyor, boş tartışmaların tutsağı olmaktan kurtulamıyoruz…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...