02 Mayıs 2019 19:00

Erkek duyarlılığı!

Erkek duyarlılığı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz hafta sonu oynanan Beşiktaş-Ankaragücü maçında, çocuklara yönelik cinsel saldırılar protesto edildi. Hakemin başlama düdüğünün ardından futbolcular 1 dakika boyunca hareketsiz kalırken, tribünlerde de bu 1 dakikalık sürede sessizlik hakim oldu. “Çocuklara uzanan eller kırılsın” sesleriyle protesto son buldu…

Herhangi bir toplumsal sorun karşısında duyarlılık gösterilerine girişerek vicdanımızı rahatlatmak konusunda hiç kimse elimize su dökemez. Buna karşılık iflah olmaz sığlığımız ise yüzeysel bakış açısını aşıp gerçekten yararlı olabilecek eylemlere girişmemize izin vermez. Sorunları, kişisel çıkar, hesap ve beklentileri bir kenara koyarak derinlemesine ele alabileceğimiz düşünsel donanım ve olgunluğun da ne yazık ki çok uzağındayız. Bu nedenle sorunların kaynağı hakkında doğru tanı koyabilmeyi beceremiyor, gösterişten başka anlam taşımayan şekilci yaklaşımlarla durumu idare ediyoruz...

Çocuklara yönelik cinsel saldırılara dikkat çekerek bu konuda duyarlılık oluşturma çabasına katkıda bulunmak elbette çok önemli ve takdir edilesi bir davranış. Lakin çocuklar için bir dakika sessiz kalıp ardından maç başlar başlamaz rakip takıma ve hakemlere tecavüz arzusu içeren küfürler yağdırmak çok ciddi bir tutarsızlık örneği. Bu aynı zamanda tecavüz üreten ortamı beslemek anlamına gelir. Öylesine acınası bir erkeklik hali söz konusu ki birkaç dakika önce protesto ettiği şeyin aslında ta kendisi olduğunun farkında bile değil…

Dolayısıyla taraftarların bu yaptığına, duyarlılık oluşturma değil, çocuklara yönelik cinsel saldırıların sorumluluğunu “3-5 sapığa” havale edip vicdanları rahatlatma demek çok daha doğru olur.

Her şeyden önce, çocuklara yönelik cinsel saldırıların sapıkların değil, toplumsal hayatta diğer cinsler üzerindeki mutlak hakimiyetinin “keyfini” yaşayan ya da yaşamak isteyen erkekliğin marifeti olduğunu bilmek gerekir. Erkeklik, toplumsal hayattaki üstün/özel konumunun kendisine sunduğu avantaj ve ayrıcalıklardan her fırsatta yararlanmak ister. Gündelik hayatta ağızlarından eksik olmayan ve açıkça tecavüz arzusunun dile getirildiği cinsiyetçi küfürler, bunun en somut ve sıradan göstergesidir.

Cinsiyetçi küfürler; tacizin, tecavüzün yuvalandığı toplumsal ortamı yaratan ve besleyen olguların başında yer alır. Çocuklara yönelik cinsel saldırıları protesto ettikten birkaç dakika sonra küfür etmeye başlayanlar, açıkça potansiyel tecavüzcülüklerini sergilemiş oluyorlar…  

Daha önceki tecavüz vakalarından da biliyoruz ki karşımızda, tecavüze yönelik öfkesini yine tecavüz etme arzusuyla dışa vuran zehirli bir erkeklik hali var… Onlara göre bir tecavüzcüye verilebilecek en etkili ceza, kendisine ya da yakını olan bir kadına tecavüz etmek!.. Hemen hemen her tecavüz olayı sonrasında bunları duymuyor muyuz?

Kafası cinselliğe takılı erkek aklı işte böyle, cinsellikten yerine göre büyük zaferler(!), yerine göre ise büyük cezalar üretebiliyor…

Tacizlerin, tecavüzlerin sorumluluğunu sapıkların, ruh hastalarının üzerine yıkmak, zehirli erkekliğin egemen toplumsal konumunu pekiştirmekten ve meşrulaştırmaktan başka bir işe yaramaz…

Toplumsal hayatta güç sahibi, ezen ve aynı zamanda kutsanan konumunun sağladığı ayrıcalıklarla üstün cins olduğuna inanmış ya da inandırılmış her erkek potansiyel tecavüzcüdür!..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...