30 Nisan 2019 19:50

O hakimler tayin bekliyor

O hakimler tayin bekliyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Uzmanlar, filozoflar, şairler ve mistikler tarafından toparlanmış gözlemler hazinesine sahip olsak da, insanlığın yalnızca bazı yönlerini ve parçalarını biliyoruz. Kaldı ki bu parçalar bizim yöntemlerimizle yaratılmışlardır. Her birimiz, bilinmeyen gerçekliğin yürüdüğü geçidin içinde birer hayalet alayıyız.”*

Dr. Alexis Carrel, ‘İnsan Denen Meçhul’ adlı kitabında böyle diyor.

İnsana dair, bugüne kadarki birikimlerden öğrendiğimiz pek çok şeyin yanı sıra, öğreneceğimiz kim bilir ne kadar şey var... İnsanın yanlış bulduğu şeyler karşısında, çeşitli nedenlerle farklı zamanlarda aldığı farklı tutumlar bile ‘insan denen meçhul’ hakkındaki deneyimlerimize her gün yeni şeyler ekliyor.

Biliyoruz ki, insanlar, varlıklarını anlamlı kılabilmek için, içinde bulundukları ve benimsemedikleri halde uyum sağlamak durumunda hissettikleri ilişkiler karşısında kendilerini güçsüz hissederler. Buna rağmen, bu huysuz, huzursuz ilişkinin kendisi de tüm anlar için mutlak değildir. İnsan bir an geldiğinde artık, o ana kadar almadığı riskleri alması gerektiğini düşünür ve öyle davranır.

Gündelik hayatın çeşitli bağlamlarında, mekanlarında, sektörlerinde ve mesleklerinde bu çelişkili hal kendine özgü ilişkiler içinde yansır.

Yargı yılı açılış törenlerinde ya da ülkede gözlerin yüksek yargıya çevrildiği bazı anlarda, yüksek yargı mensuplarının, “Ülkedeki gelişmelerden, içinde bulunduğumuz toplumdan biz de etkileniyoruz” dediklerine şahit olmuşuzdur.

31 Mart yerel seçimleri bu açıdan da ilginç deneyimlere sahne oldu. Çoğunun ayrıntılarını belki yıllar sonra öğreneceğimiz bir süre insani deneyim de birikti.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın, ‘İstanbul’da teklersek, Türkiye’de tökezleriz’ diyerek, kendileri açısından öneminin altını çizdiği İstanbul, önemli bir ekonomik rant merkezi olması yanında, Erdoğan’ın yıllarca büyükşehir belediyesinin kendilerinde olmasının sağladığı avantajlarla yaptığı sayısız açılış ve etkinlikle iktidarını yeniden ürettiği en gözde vitrindi. Kaybedilmesinin kolay hazmedilmemesinde diğer birçok önemli faktörle birlikte bunun da küçümsenemeyecek bir etkisi var.

Ancak İstanbul’un, Türkiye’nin en büyük vitrini olarak, gerek seçmen potansiyeli gerekse de, siyasal, ekonomik, kültürel ve toplumsal gelişmeleri etkileme kapasitesiyle sarsıcı etkisi bu kez, iktidarın kontrolünü aşan bir noktaya taştı.

Muhalefetin sandıklara ve oylara sahip çıkmak konusunda gösterdiği kararlı tutum, YSK’nin, iktidarın itirazları üzerine yeniden ve yeniden karar verdiği oy sayımı işlemleri sırasında da devam etti. Yeniden sayımların ardından, artık sayma işleminin subjektif ölçülere indiğine dair ciddi şüphelerin oluştuğu bir ortamda, sonuç AKP lehine değişmediyse burada muhalefetin sandıkları son ona kadar bırakmamasının ciddi bir rolü olduğu tartışılmaz. Tam da bu süreçte, seçim kurullarında görevli hakimlerin tutumu da, sonuçların maniple edilmesini engelleyen faktörlerden biriydi. Yeniden sayım süreçlerini yakından takip eden CHP’nin gazeteci kökenli Eski Milletvekili Barış Yarkadaş, 12 Nisan günü, AKP ve MHP’lilerin Maltepe’deki oy sayımı alanına girip, hakimleri alenen tehdit ettiğini sosyal medya hesabından paylaşmıştı.

Tüm bunlar, ilçe seçim kurullarındaki sayımlara refakat eden hakimler içindeki azımsanmayacak bir kesim, maç sırasında kural değiştirmeye yanaşmadıkları, sürecin usulüne uygun yürümesi için çaba sarf ettikleri için yapıldı.

Ülkenin İstanbul seçimlerine kilitlendiği ve yabancı basın mensupları açısından da yaşandığı an itibariyle en önemli haber olan bu gelişmelerin mercek noktasında görev yapan hakimler içinde, belki başka bir zaman iktidarın otoritesinden gelen talepler karşısında kendisini dik durabilecek durumda hissetmeyen ve bunun iç sıkıntısını yaşayanlar bu kez farklı davrandı.

Belki daha sonra, onların bu süreci nasıl yaşadıklarını kendilerinden de dinleyebileceğiz.

Doğal olarak şimdi basın önünde konuşmayacaklardır. Ama, kendi doğal ilişkileri içinde, gazetecilere uzak dost ortamlarında, “Tayin bekliyoruz, İstanbul’da ilçe seçim kurullarında görev yapan birçok hakim tayin bekliyor” diyorlar. Biz de oralarda duyuyoruz. Dertleri sadece hukukun kuralına göre işlemesi olan bu hakimlerin, bunu yaparken risk aldıklarının bilinciyle sürgün endişesi taşıması da, iktidarın ‘beka’ söylemleri karşısında hiç de şaşırtıcı değil.

Ve bugün 1 Mayıs. İşçi sınıfımıza ve dünyanın bütün işçi, emekçilerine kutlu olsun. Sömürüsüz ve korkusuz, özgür bir Türkiye için umut olsun!

* Dr. Alexis Carrel, İnsan Denen Meçhul, Çeviren: Zeynepgül Atsız, İstanbul, The Kitap, 2019, sayfa 23

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...