17 Nisan 2019 19:47

Patrona kıyak, emekçiye tuzak

Patrona kıyak, emekçiye tuzak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Siyasi iktidar, bugüne kadar attığı her adımda patronların çıkarları doğrultusunda hareket ederken, özellikle ekonomik kaynağa ihtiyaç duyduğunda ilk olarak emekçilerin haklarını ve kazanımlarını hedef aldı. Öyle ki, bugüne kadar parasal kaynak sıkıntısını gidermek için gündeme getirilen düzenlemelerin özünde, işçilerin sahip olduğu hak ve kazanımların önce zayıflatılması, ardından tamamen ortadan kaldırılması hedeflendi.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz hafta açıkladığı, büyük bölümü dilek ve temennilerden oluşan ‘ekonomik reform’ paketinden bir kez daha ‘patrona kıyak, emekçiye tuzak’ çıktı. Damat beyin soyut ifadelerle, uzun ve devrik cümleler kurarak yaptığı sunumun özüne bakıldığında, yine işçiden alıp patrona verecekleri, vergiyi tabana yayma bahanesiyle yine emekçilerin üç kuruş kazancına çökecekleri ve batmakta olan şirketlerin kamu kaynaklarıyla kurtaracakları anlaşılıyor.

Açıklanan ‘ekonomik reform’ paketinin somut hedefleri arasında yer alan ‘kıdem tazminatı fonu’ kurulması ve zorunlu BES uygulamasının yeniden düzenlenerek hayata geçirilmesi milyonlarca emekçiyi yakından ilgilendiriyor. Her iki konu başlığı da Cumhurbaşkanlığı 2019 programında benzer ifadelerle zaten yer alıyordu. Daha önce uygulanan ve katılımcıların üçte ikisinin cayma hakkını kullandığı zorunlu BES uygulamasını bir kez daha gündeme getirip, kıdem tazminatı fonuyla ilişkilendirmenin asıl amacı ise krizin bütün faturasını bir kez daha emekçilerin sırtına yıkmak.

Türkiye’nin uzun süredir gündeminde olan ‘kıdem tazminatı reformu’nun nasıl yapılacağı Cumhurbaşkanlığı 2019 programında ‘Bireysel hesaba dayalı bir sistemin kurulması’ olarak düzenlenmişti. Buna göre her çalışanın bireysel emeklilik sisteminde olduğu gibi bir hesabı olacak ve prim kesintileri bu hesapta birikecek. Devlet kontrolünde olması planlanan bu hesapların dünya örneklerinde olduğu gibi bireysel emeklilik şirketlerince işletilmesi hedefleniyor.

İktidarın yerel seçimlerde ülke ekonomisinin lokomotifi olan büyükşehirleri kaybetmesi ve seçim sonuçlarını şaibeli ilan etme tutumu nedeniyle ciddi güven kaybı yaşadığı koşullarda, ekonomiye ilişkin kararları uygulayabilmesi geçmişe göre çok daha zor hale geldi. Milyonlarca emekçinin yeniden zorunlu BES dayatmasıyla üç kuruşluk ücretine göz dikilmesine, işçilerin en önemli kazanımı olan kıdem tazminatının devlet eliyle gasbetme girişimine karşı gösterilecek tepkinin içeriği ve büyüklüğü çok önemli.

Türkiye’nin içinde bulunduğu mevcut ekonomik ve siyasal kriz koşullarında, gerek kıdem tazminatının fona devredilmesi, gerekse zorunlu bireysel emeklilik sisteminin yeniden düzenlenmesi, güçlü bir itirazın örgütlenebilmesi halinde hiç kolay değil. İktidarın mevcut siyasi ortamda, başta emekçiler olmak üzere, ülke nüfusunun büyük bölümünü olumsuz etkilemesi kaçınılmaz olan ‘ekonomik saldırı’ paketini zor yoluyla uygulaması halinde bu durumun iktidar açısından çok daha ağır bir siyasal faturayı gündeme getirmesi kaçınılmaz.  

İktidarın ekonomide hedeflerine ulaşmak için ne kadar kararlı davranacağı ve krizin faturasını emekçilerin sırtına yıkmak için hangi adımları atacağını tahmin etmek zor değil. Emekçiler ve sendikalar açısından asıl önemli olan, emekçilerin haklarına ve kazanımlarına nasıl ve ne kadar sahip çıkacağıdır. Bu noktada sendikaların sürekli tekrarladıkları ‘kırmızı çizgi’ edebiyatını bir tarafa bırakarak, iktidarın saldırılarına karşı nasıl bir mücadele çizgisi izleneceklerini somut olarak ortaya koymaları ve bütün bu tartışmaların her yerde 1 Mayıs alanlarına güçlü bir şekilde yansıtılması gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...