09 Nisan 2019 19:40

Halk keyfiliğe ‘hayır’ diyecek, iradesini savunacak!

Halk keyfiliğe ‘hayır’ diyecek, iradesini savunacak!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

AKP, “bazı ilçeler”de, “bazı sandıklar”da geçersiz oyların yeniden sayılmasıyla başlattığı seçim sonuçlarına itirazlarını, önceki gün Cumhurbaşkanı’nın ağzından, “İstanbul’da seçimin yenilenmesi”ne kadar götürdü. 

31 Mart seçiminin üstünden geçen 10 gün içinde AKP, Ankara ve İstanbul seçimlerine “itirazlar” etrafında aldığı tutum ve öne sürdüğü gerekçelerle, son yıllarda giderek artan biçimde dile getirilen “AKP seçimle gelen ama seçimle gitmek istemeyen bir parti” iddiasını doğrulamış oldu. 

Burada söylenen elbette ki AKP’nin, “Seçimle gitmeyecek bir parti” değil “Seçimle gitmek istemeyen bir parti” olduğudur. Çünkü, gücü yeterse gitmeyecektir. Gücü yetmediğinde “gitmemek için her çareye baş vuracak”, ancak gücü tükendiğinde boyun eğmek zorunda kalacaktır!
İstanbul’da önceki gece YSK, AKP’nin 31 ilçede tüm oyların sayılması isteğini reddederek, İstanbul seçimine sondan bir önceki noktayı koydu. 

YSK OLMAZSA, SAVCILAR DEVREYE SOKULACAK

Ankara’da, 123 bin oyluk büyük fark karşısında sekiz gün süren “geçersiz oy sayımı”, “yeniden oy sayımı” gibi girişimlerden sonra, AKP teslim olmak zorunda kalmıştır. İstanbul’da ise hâlâ bir yandan YSK’ye tüm sandıklarda geçerli oylar da dahil bütün oyların yeniden sayılması başvurusu yaparken öte yandan “İstanbul’da seçimin yenilenmesi”ni gündeme getirmişlerdir.

Öyle anlaşılıyor ki, AKP bundan sonra, eğer YSK’da yetkilerini aşarak, “İstanbul’da seçiminin yenilenmesi” kararını çıkaramazsa, savcılıklar üstünden yapacağı girişimlerle bir karar çıkarmaya çalışacaktır. Ki, burada onlar için esas olan, böyle bir kararın çıkarılmasından çok, “İstanbul’da seçimi kaybetmedik. Oylarımız çalındı”, “Sandık darbesi yapıldı”, “Organize hırsızlık var” söylemleri etrafında “mağduriyet masalları”na devam etmektir. Mümkün olursa da bu masalları bir dahaki seçime kadar sürdürmektir!

Aslına bakarsak, AKP sözcülerinin her açıklamasının arkasında “seçimin yenilenmesi silueti” vardı, ama etkili olsun diye olmalı, bunu Cumhurbaşkanının ağzından açıkladılar.

Cumhurbaşkanı Rusya’ya giderken, gazetecilerin soruları üstüne yaptığı açıklamada; “Biz organize bazı suçların işlendiğini görüyoruz. Usulsüzlükler bazı değil neredeyse bütünü usulsüz... Nerede, ne gibi yolsuzluklar yapılmış, boş alanlarda, tarlalarda, adreslerde nasıl oy kullanılmış görmekteyiz” diyerek, “İstanbul seçiminin yenilenmesi” için savcıları devreye sokmaya hazırlandıklarını söylemiştir.

BUGÜNÜN HALKI 1 KASIM 2015’İN HALKI DEĞİL

“Hırsızlık”, “usulsüzlük”, “organize müdahale” iddialarının inandırıcılığından kendisi de kuşku duymuş olmalı ki Erdoğan, seçimler için yeni bir ölçü koyma ihtiyacı duydu! “Bu kadar az bir farkla seçimin sonuçlanması halkı rahatlatmaz. 10 milyonu aşkın seçmenin olduğu İstanbul’da kalkıp da şöyle 13-14 bin oy farkla seçimi kazandım havasına kimsenin girmeye hakkı yoktur” diyen Cumhurbaşkanı, “Atı alanın Üsküdar’ı geçmesi” ölçütünden sonra şimdi de “halkı rahatlatacak” ölçütü koydu!

Ancak şu bir gerçek ki, Erdoğan ve AKP, Ankara ve İstanbul başta olmak üzere kolay hazmedemeyecekleri bir yenilgi almıştır. Bunun için İstanbul seçim sonuçlarını reddetmeye, halkın iradesine açıkça karşı çıkan bir noktaya savrulmayı bile göze almışlardır.

Belki böyle davranmalarının bir nedeni de; 7 Haziran seçiminin sonuçlarını kabul etmeyerek 1 Kasım’da seçimi yenileyip kendi istedikleri sonucu almalarıdır. Ama 1 Kasım 2015’ten bu yana geçen dört buçuk yıl çok uzun bir dört buçuk yıldır. Dolayısıyla, bugünkü halk 2015’in halkı değildir. Aradan geçen süre içinde siyasi bakımdan önemli ölçüde bilinçlenmiş, oy verdikleri partileri aşan bir olgunluk gösterecek düzeye geldiğini gösteren sayısız belirtiler ortaya çıkmıştır. Ankara, İstanbul, Antalya, Mersin, Adana gibi illerde AKP ve MHP “dükalıkları”na son vererek, bunu daha açık biçimde göstermiştir. 

BU FATURAYI AKP KALDIRAMAZ

Bu halk bu yüzden de İstanbul’da; “AKP istedi”, “Mahkemeleri baskı altına alarak, partizan yargıçları kullanarak bir takım kararlar aldırdı” diye iradesine sahip çıkmazlık etmeyecektir. Dahası, seçim sonrasındaki son 10 günde bile halkın, önceki yaşadıklarına da ekleyerek, yeni sonuçlar çıkardığını, dolayısıyla 31 Mart öncesi günlere göre bile iradesine daha çok sahip çıkar bir noktaya geldiğini söylersek yanlış bir şey söylememiş oluruz.

Nitekim kimi araştırma kuruluşları tarafından AKP’ye oy veren vatandaşlar arasında yapılan soruşturmada bile; çoğunluğun “İstanbul’da seçimin yenilemesine hayır” dediği anlaşılmaktadır.

Halkın “hayır” dediği bir seçimi yenileme kararından, seçimin yenilemesini isteyenler lehine bir sonucun çıkması hiç de kolay olmayacağı gibi, böyle bir kararın zaten gergin olan ülkedeki siyasi atmosferi tamamen değiştirecek gelişmelere yol açması da kaçınılmaz olacaktır. Bu kararı, İstanbul’u kaybetmiş AKP’nin aldıracağı dikkate alındığında, “Aşil topuğu”ndan yara almış Erdoğan ve partisinin faturayı ödeyemeyeceğini söylemek yanlış olmaz. Çünkü böyle bir faturayı AKP bile kaldıramaz!

Kısacası Türkiye’nin halkları, iradesini her koşulda savunacaktır.

Bundan şüphe duymamız için bir neden yok!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...