27 Mart 2019 19:56

Korku psikolojisi

Korku psikolojisi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz 17 yıl içinde sürekli öne çıkarılan ve halkın önemli bir bölümü tarafından da kabul gören ‘ekonomik istikrar’ söylemi, geçtiğimiz birkaç ay içinde bütün anlamını ve etkisini yitirdi. Ekonomide yaşanan ve giderek ağırlaşan sorunların üç gün sonra yapılacak yerel seçimlerde sandığa ne kadar yansıyacağını herkes merak ediyor.

İktidar, kentleri yerli ve yabancı sermayenin çıkarlarına göre yönetmek, yağma ve rant odaklı yerel yönetim anlayışını beş yıl daha sürdürebilmek için büyük bir seferberlik başlatmış durumda. 31 Mart seçimleri iktidar güçleri tarafından başından itibaren bir yerel seçim olarak değil, 24 Haziran sonrasında resmiyet kazanan ‘tek adam rejimi’ açısından referandum olarak görülüyor.

Pazar günü sandıktan 24 Haziran seçimlerinin birkaç puan altında bir sonuç çıkması ve belli başlı büyük şehirlerin el değiştirmesi halinde, yıllardır pekiştirerek mutlak hale getirdikleri iktidarın, ekonomik krizin de etkisiyle, ciddi bir sarsıntı yaşaması kaçınılmaz. Bu nedenle halktaki karşılığına bakmadan seçim meydanlarında ısrarla sürdürülen ‘beka’ vurgusu, seçim günü yaklaştıkça muhalefet adaylarına yönelik tehdit, hakaret ve nefret dolu sözlerin artması, korku psikolojisinin somut yansımaları olarak dikkat çekiyor.

Ekonomide yaşanan sorunlarla kalıcı çözümler üretmek için adım atmak yerine, halkın büyük bölümünü etkileyen ekonomik krizi görmezden gelerek, hatta yok sayarak, bahane ürettikçe kaybediyorlar. Halkı korkutarak, yetmezse tehdit ederek yerel seçimlerdeki tercihlerini etkileme çabalarına bakınca, içine düştükleri korkunun ne kadar büyük ve derin olduğu görülüyor. 

Ekonomide yaşanan sorunların kaynağı olarak sürekli iç ve dış güçlerin gösterilmesi, Erdoğan’ın kendi sorumluluğunu gizlemek için her fırsatta söylediği ‘Hesap verecekler’ söyleminin somut bir karşılığı yok. Bu nedenle geçmişte şu ya da bu şekilde iktidarın arkasında duranların önemli bir bölümü, ekonomik kriz koşullarının da etkisiyle, yıllardır istikrarlı bir şekilde destek verdikleri iktidarın söylemlerine mesafeli yaklaşıyor. Ancak inandırıcılık açısından ciddi bir aşınma ile karşı karşıya olsalar da, hâlâ hatırı sayılır bir halk desteğine sahip olduklarını kabul etmek gerek.

Son birkaç ay içinde yaşananlar, iktidar güçlerinin yerel seçimlerden çok savaşa gider gibi hareket etmesi, ne kadar derin bir korku psikolojisi ile hareket ettiklerinin görülmesi açısından önemli. İktidarın en büyük korkusu, yerel seçim sonuçları üzerinden tek adam yönetiminin sorgulanmaya başlanması ve toplumsal desteğin gözle görülür bir şekilde azalması.

Seçim günü yaklaştıkça iktidar temsilcilerinin kontrolsüz bir şekilde sağa sola tehditler savurması, muhalefet adaylarını hedef göstermesi ve hakaretler yağdırması, kendilerini nasıl bir tablonun beklediklerinin farkında olduklarını gösteriyor. Ancak 31 Mart’ta sandıktan nasıl bir sonuç çıkarsa çıksın, ekonomik sorunların daha da ağırlaşmasıyla birlikte iktidarın toplumu korkutarak ve tehdit ederek yönetmek için her türlü çılgınlığı yapabileceği anlaşılıyor.

Yerel seçimleri kazanmak için peş peşe atılan yanlış adımlar, ekonomik sorunların üzerine benzin dökmek anlamına gelen tehdit dolu sözlerin ciddi bir ekonomik maliyeti olacaktır. Ekonomi yönetiminin bir süredir hazırlık yaptığı IMF tipi ‘Kemer sıkma’ programının ayrıntıları ortaya çıktığında, ekonomik krizin giderek ağırlaşan bedelinin yine milyonlarca emekçiye, yoksul halka ödettirilmesi gündeme gelecek. Yerel seçimlerde tercihleri hangi yönde olursa olsun, yerel seçimler sonrasında milyonlarca emekçiyi çok daha zor günler, çok daha zorlu bir mücadele dönemi bekliyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...